''Biz, (İbrahim'e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail'i) kurtartdık'' Saffat 107

Tevhid'in babası Hz. İbrahim (as) yıllarca hasretini çektiği oğlu Hz. İsmail'i (as) hiç terredüt etmeden Rabbine kurban edecekti ki, taşı kesen bıçak İsmail'in (as) boynunu kesmedi.

Bir ses:
'' Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız''Saffat 105
Diye müjde veriyordu İbrahim (as) ve teslimiyetin sembolü oğlu İsmail'e (as).

O mükâfat ise büyük kurbanlıktan başkası değildi. Gökten koç indimi-inmedimi bilmem ama bir koç, İsmail (as) gibi bir kul ve oğuldan büyük kurban olamaz.

Allah, İsmail’den (as) bile büyük olan kurbanı yine İbrahim'in (as) soyundan seçmişti.
İsmail (as) yaşasın ki, son Peygamber (saa) ve Allah'ın hücceti olan İmamlar (as) onun soyundan gelsin ve tarihin gördüğü en büyük kurbanlık o İmamların (as) arasından çıksın.

Bu günlerde İmam Hüseyin (as) Kâbe’nin gölgesine kan lekesi düşmesin diye haccını yarıda kesmek zorunda kalıp, kendi kurbangahına doğru yola çıkmıştı. Ve İbrahim'in (as) yurdu tarihin en büyük cinayeti ile anılmasın diye, Neyneva kendi adını kurban ederek Hüseyine (as) Mina olmuştu. Artık orası gam ve keder çölü olarak anılacaktı; yani KERBELA.

İmam Hüseyin (as) diğer hacılar gibi Mina da kurbanını kesemedi. Ama sırf Hz. İbrahim'in (as) tevhid mücadelesi ve dedesi son Peygamber'in (saa) getirdiği İslam kıyamete dek yaşasın diye, bir yanı İbrahim (as) bir yanı İsmail (as) olmuştu.

Büyük kurbanlık olmak bunu gerektiriyordu. İsmail (as) olup tam bir teslimiyet ile bir an olsun terredüt etmeden kendini hakka kurban edeceksin. Ve aynı anda İbrahim (as) olup altı aylık Ali Asgar ına kadar nice İsmailleri ellerinle kurbangahlarına uğurlayacaksın. Ve sünnetdir; kurbanlık koyuna bile, önce icmesi için su verilir. Ama İmam Hüseyin'in (as) altı aylık İsmailline bile bir damla suyu çok gördüler.

Bakan göz görür, yeter ki kalpler mühürlenmiş olmasın...

Nice Muhammedi Bayramlar dileği ile herkesin Tevhid Bayramı mübarek olsun.
“Hüseyin, şehadetinden daha büyük bir ders veriyordu bizlere. O da; Haccı yarıda bırakıp, şehadete doğru yürümekti. Tüm ecdadı, dedesi ve babası bu sünneti, haccı hayatta tutmak için cihat etmişlerdi.

İşte şimdi o, bu haccı yarıda bırakıp, şehadeti seçiyordu.

Tarih boyunca gelecek tüm hacılara, İbrahim(as) sünneti üzerine olan tüm müminlere; Eğer İmamet yoksa eğer rehberlik ve önderlik yoksa eğer hedef yoksa ve eğer Hüseyin yok ve onun yerine Yezid varsa, işte o zaman; Allah evi etrafında dönmekle puthane etrafında dönmek arasında hiçbir fark yoktur.”
Ali Şeriati