Reyhanlı´daki facia için yayın yasağı var. Gerekçe ne olursa olsun yasağa uyarız. Olaylardan söz etmeyiz. Ama işin derinliklerine bakmanın da yasakla bir ilgisi olmadığını biliriz.

     Başbakan derhal teşhisini koydu. Ve Esat’ı suçladı. Bu iyi değil. Ve bu hayra alamet değil. Neden mi? Gelin biraz derinlere inelim.

     Cengiz Han’dan başlayalım. Bir ülkeyi gözüne kestirdi mi önce oraya karışıklık çıkaran dehşet saçan görevlilerini gönderir; onlara ordusundan kaçmış süsü verdirir; sonra da o ülkeye düzen sağlamak için girer ve barışı gerçekleştirirmiş. Böylece halk ondan hoşnut… Küçük bir ayrıntı: O ülkenin halkından bir de eş alır böylece damat olunca benimsenmesi daha kolay olurmuş. Bakınız girdiği ve kendisine kul yaptığı halklardaki Cengiz adının çokluğuna… Başka oyunlarıyla birlikte halkımız bu işlere “Ali Cengiz oyunları” demiştir. Sanıldığı gibi “Ali Cengiz” değil; “Al-i Cengiz”... Yani Cengiz oğulları oyunları…

     Cengiz Han’dan beri bu oyunları oynayanlar çoktur. Söz gelimi bir derin sohbetimizde rahmetli Haydar Aliyev anlatmıştı. Sovyetler Birliği bir yere askeri müdahale yapmak isterse önce orada karmaşa çıkartırmış.

     Hitler´in Alman Meclis binasını yaktırıp; Yahudilerin üzerine atarak onlara yaptığı zulme gerekçe yaptığını artık bilmeyen ve kabul etmeyen kalmamıştır. Buna karşılık 11 Eylül’ü Irak’a ve Afganistan’a yaptığı zalimce saldırının gerekçesi yapan Bush’un ya da Bush’u da kullananların gerçekleştirdiğini bilenler o kadar çok değildir.

     Gelin bir örnek de bizden verelim. Şu meşhur 6-7 Eylül olayları neden çıkmıştı. Neden İstanbul’da birileri İstanbul’un Rumlarına saldırıp onların kaçmasını sağlamıştı. Neden o dönemde bu işler çok da kötü görünmemişti. Neden? Çünkü Selanik’teki Atatürk’ün evine bomba atılmıştı. Kim atmıştı? Yunanlılar değil mi? Değil… O bombayı atan Yunanistanlı genç sonradan Türkiye’de Emniyet Genel Müdür Muavinliği´ne kadar yükselmiştir.

     Sakın yanlış anlamayın… Reyhanlı’da olanların Başbakan’ın bilgisi dahilinde olduğunu asla söylemiyorum. Bizim içimizden öyle caniler çıkmaz. Olsa olsa bir binaya bomba atacak kadar ileri gidilir.

     Demek istediğim bölgedeki derin planlamayı yapanlar bu işi yapmışlardır. Esat’ın ya da Muhaberat’ın bu işi yaptığını söylemenin akılla ve vicdanla bağdaşır hiçbir yanı yoktur.

     Biliyorum Başbakan Esat’a çok kızıyor. Kendisine göre haklı sebepleri de olabilir. Haklı sebebin ne olacağını Yılmaz Özdil’den okudum. O da Washington Post yazarı David İgnatius’un yazısından almış. Gelin bir zahmet okuyalım:

     “Bir zamanlar Esat’ın en yakın müttefiki olan Erdoğan, şimdi en keskin düşmanı… Erdoğan’da sıkça görüldüğü gibi bu da şahsi… Çünkü Obama bastırıyor, Suriye meselesinde Türkiye devreye giriyor. Erdoğan aralarındaki dostluğa güvenerek Esat’ı yetmiş iki saatte ikna edebileceğini söylüyor. Esat reformları yapacağı konusunda söz veriyor. Ancak sözünü tutmuyor. Türk Başbakanı mahcup durumda kalıyor. Öfkeleniyor. Bu öfke hala devam ediyor. Türkiye’yi katı bir tavır izlemeye itiyor.”

     İran’ı yalnızlaştırmak için Suriye’yi İran’dan koparmak düşüncesi de daha önce Bush’a iletilmişti. Onun gerçekleşmemesini de daha derin sebep olarak biz ekleyelim…

     Yazının başında “Başbakan Esat’ı suçladı” demiştim. “Bu iyi değil ve bu hayra alamet değil” diye eklemiştim.

     Neden mi?

     Arif’e tarif gerekir mi?..