Milli kültür temellerinde yeniden oluşan bir toplum dokusu ve onun getireceği milli bilinç; uygulanacak milli iktisat siyaseti ile dışa bağımlılığı en aza indirilmiş bir iktisat yapısı ve yeniden yapılandırılmış bir devlet işleyişi kendiliğinden milli dış siyaset uygulamalarını, olabilir duruma getirebilecektir.
Birbiriyle uyumlu olarak ortaya konulacak bu dört temel siyaset, milletimize huzurlu bir hayat ve refah, devletimize de itibar ve kudret getirecektir.
Devletimize ve öteki Türk devletlerine... Dünya Türklüğü için varlık ve mutluluk güvencesi de böylece sağlanacaktır.
Uygulanması gerekli milli iktisat siyasetin on temelini de bu yazımda açıklamak istiyorum:
Onurlu ve İlkeli Dış Siyaset
Öncelikle dış siyasetimizde ülkemizin ilkeleri olmalı ve bu ilkelere sımsıkı bağlı kalınmalıdır. Başka ülkelere gösterdiğimiz saygının karşılığında saygı beklemek hakkımızdan asla vazgeçmemeliyiz.
Ülkemize zarar verecek işler yapanlar bunun karşılığını göreceklerini bilmelidirler. Yapanlar da karşılığını görmelidirler.
Uluslararası ilişkilerde, kendisine önem ve değer vermeyenlere hiç kimsenin önem vermeyeceğini unutmamalıyız.
Milli Kültürü Dışa Yaymak
Bizim en büyük zenginliğimiz milli kültürümüzdür. Milli kültür değerlerimizi çağdaş bütün imkan ve teknikleri sonuna kadar kullanarak dünyaya yaymak çabası içinde olmalıyız.
Başka ülkelerdeki temsilciliklerimiz de birinci görevlerinin milli kültürümüzü tanıtmak olduğunu bilmelidirler.
Kültürümüzü yaymak, mallarımızı satmak ve dış siyasette destek alanımızı genişletmek imkanlarını da getirecektir.
Temsilcilikleri Yeniden Yapılandırmak
Dış temsilciliklerimizde öncelikli bir zihniyet devrimi yapmak zorundayız. Başarılı büyükelçilerimizin başarıyla görev yaptıkları ülkelerde uzun süreli kalması sağlanmalıdır.
Büyükelçiliklerimiz çalışanları nitelik ve nicelik yönünden güçlendirilmeli ve bakanlıkların sürgün veya kayırma yeri olmaktan çıkarılmalıdır.
AB ile İlişkiler
AB giriş süreci denilen tehlikeli oyun hemen ortadan kaldırılmalıdır. Gümrük birliğinden çıkılmalıdır.
AB ile Avrupa ülkeleriyle karşılıklı saygı ve çıkar ilişkilerine dayalı yeni anlaşmalar yapılmalı ve Avrupa’dan ülkemize yönelik tehlikeli girişimler durdurulmalıdır. AB giriş sürecinin getirdiği zayıflıktan kurtulmak bunu sağlayacaktır.
Komşularla İyi İlişkiler
Ülkemiz, bütün komşularıyla iyi ilişkiler kurma, bunun getireceği huzur ve ticari imkanlardan ve siyasi rahatlamadan yararlanmalıdır.
Başkalarının yayılmacı ve sömürücü siyasetlerine hiçbir şekilde alet olunmamalıdır.
Bölge İşbirliği Teşkilatı
Adına ECO da denilen Bölge Ekonomik İşbirliği Teşkilatı akılcı ve gerçekçi bir girişimdir. Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan, Afganistan Pakistan ve İran’ı kapsayan bu oluşum; yeniden ele alınmalı ve sağlam temeller üzerinde geliştirilmelidir.
İslam Dünyası
Ülkemiz İslam Dünyasının en önemli ülkelerinden biri olarak İslam ülkeleri dayanışması konusunda öncülük görevini üstlenmelidir.
Avrasya Açılımları
Türk, İran ve Rus kültürlerinin yaygınlık alanında bir barış ve işbirliği ortamı oluşturulmalıdır. Avrupa’da ve Asya’nın derinliklerinde açılımlarla oluşturulacak bir Avrasya gerçekliği dünya dengelerinin de sağlıklı olmasını sağlayacaktır.
Türk Topluluklarına İlgi
Dünyanın her yerindeki Türklere yakın ilgi göstermeli, onların haklarını almalarında yanlarında olmalı ve onları yaşadıkları ülkeler ile ülkemiz arasında “altın dostluk köprüleri” olarak değerlendirmek gerekir.
Türk Birliği
Altısı BM üyesi olmak üzere yedi bağımsız TÜRK DEVLETİ’i daha fazla gecikmeden TÜRK DEVLETLER BİRLİĞİ’ni kurmalıdırlar.
Bu işin öncülüğü görevinin bizim olduğunu unutmamalıyız.
Bizim çıkar yolumuz budur...