Ülkemizin güzellikleri, Türkiye de yaşayan Türk,Kürt,Arap, AzeriAbaza Çerkez,Laz, Sünni, Alevi, Şii kardeşliği birilerini çok rahatsız ediyor. Rahatsız olanlar bugün Sultan Ahmet de dehşet yaparak insanların ölümüne ve yaralanmalarına sebep oldular. KİM VEYA KİMLER TARAFINDAN YAPILIRSA KINIYORUZ, TELİN EDİYORUZ.
Güzel ülkemiz yüzyıllardan beri çeşitli ırklardan, farklı inançlardan ve farklı mezheplerden olan insanları kardeşçe kendi bağrında barındırmıştır. Yüz yıllar boyunca bu güzelim ve bereketli topraklarda yaşayan insanlar yan yana kardeş gibi yaşadılar ve böyle de yaşamaları gerekir. Ama ne yazık ki farklı ırklardan ve farklı mezheplerden olan bu milletin kardeşçe yaşamaları bir takım karanlık elleri rahatsız ettiği ve bu karanlık ellerin amaçlarına ulaşmasında engel olduğu için, bu karanlık eller kardeş olan bu halkın arasına fitne ve fesat tohumları ekmek istemektedirler. Bu uğurda da her türlü malzeme ve yolu caiz görmekte ve kullanmaktadırlar. Bu tür zihniyetler kurt misali “kurt sisli havayı sever” mantığını güttükleri için havayı daima sisli göstermek isterler. Suyu bulandırıp bulanık sudan balık avlamak isterler. Oysa hangi ırktan ve hangi mezhepten olursa olsun, güzel ülkemizin şuurlu, basiretli kanaat önderleri, siyasetçileri, akademisyenleri, din âlimleri, sivil toplum kuruluşları kurt zihniyetli insanlara karşı toplumu bilgilendirmeli ve bu konuda gereken açıklama ve çalışmaları yapmalıdırlar. Karanlık eller tarafından güzel ülkemizde ve bölgemizde yaşatılmak istenen etnik ve mezhebi çatışmaların temelinde Müslüman toplumların birlik, bütünlük ve dayanışma içinde olmasını istemeyen çıkarcı zavallıların ektiği fitne tohumları vardır.
Fitne ve tefrika cemiyetteki güveni sarsar ve şüpheyi doğurur, şüphe de kalbin parçalanması ve tahribe uğraması neticesini verir. Fitne ve fesadın olduğu toplumlarda güvensizlik son safhaya ulaşarak, tabii seyrinde devam edebilecek işler dahi normal seyrinde gitmez. Bu gibi toplumlar, insanların birbirlerine şüphe ile baktıkları kaos ortamına sürüklenmiş olurlar.
Her türlü güzelliklerin yaşanmasına engel olan fitne ortamları, ancak insani özden uzaklaşanların oluşturabilecekleri olumsuzluklardır. Müslümanların kendi aralarında güç birliği ve ittifaklar oluşturmaması, kendi aralarında ve yaşamış oldukları toplumlarda kargaşalıkların ve parazit seslerin olması fitne ve fesadın en önemli sebeplerindendir. Allah’u Teâlâ şöyle buyuruyor : "İnkâr edenler birbirlerinin dostlarıdır. Eğer siz aranızda dost olmazsanız yeryüzünde kargaşalık, fitne ve büyük bozgun çıkar" (Enfâl,73). Üzülerek söylememiz gerekirse ülkemizde bu gün bir takım odaklar, zümreler ve siyasiler ve medya kanalları bu ayete aykırı hareket ederek, inkârcılarla dost olma çabası içinde olup Müslümanlarla aralarını açmaktadırlar.
Tevhit inancı hayata yansımalıdır. Aksi halde fitne ve terör ortaya çıkar. "Fitne, adam öldürmekten daha büyük bir günahtır" (Bakara,217). İmam Cafer Sadık‘a (a.s) neden fitne adam öldürmekten daha büyük günahtır diye sorulduğunda şöyle buyurdular: Çünkü fitne olmaz ise adam öldürmek de olmaz. Anlaşıldığı gibi insanların öldürülmesinin kökünde fitne mikrobu yatmaktadır.
Toplumu güvenli ve huzurlu bir biçimde ayakta tutan, adalet, iman, ihlâs, saygı, ehliyet ve liyakate riayet gibi değerler, devre dışı kalırsa, o toplumda yaşamak zorlaşır. Müslüman toplumu, fitneye mahal vermeyecek bir kıvamda olmalı, her yönden ferasetle hareket etmelidir. Fitne sebebi ile insanların gerçekleri görememeleri, bozulmalara ve oyuna gelmelerine sebep olabilir. Bu birlik ve beraberliğe, her yerde herkesin ihtiyacı vardır.
Bireysel anlamda fitne önce insanın içsel dünyasından harekete geçer ve sonrasında zamanla topluma yansır. İnsanın iç dünyasını meşgul eden şüphe, kin, nefret, gibi olumsuz duygular insanın istikametini bozan kalbi fitnelerdir. İnanan insanların bunlardan sakınması gerekir. Bütün bu olumsuzluklar karşısında, karşımızda tek çıkış noktası vardır. Oda Kur'an'a, Hz. Peygamberin sahih sünnetine ve Ehlibeyt imamlarının tutumlarına, hadislerine sımsıkı sarılmak, samimi bir niyetle dini yaşamaya çalışmaktır.
Toplumda fitne ve fesadın yok olması dinin öncelikli meselelerdendir. Toplumsal adaletin bozulmasına sebep olan her eylem fesat olarak görülür, insanların barış ve kardeşlik içinde yaşamasını engelleyen her amel fitnedir. Din, her ikisini de yapanları kınamış ve ahretteki şiddetli azaba da birçok ayette işaret etmiştir.
Fitnenin çeşitliliğine göre zararları da büyüklük veya farklılık arz eder.Bir ülke veya toplumda ortaya çıkan fitne, çoğu zaman o ülkenin parçalanmasına ve o toplumun da perişan veya yok olmasına sebebiyet vermiştir. Tarih bunun ibret verici örnekleriyle doludur. Küçük bir topluluk ve hatta bir aile içerisinde vuku bulan fitne, genellikle o topluluk veya ailenin dağılmasına yol açabilmiş, hem dünya hem de âhiret hayatlarını mahvetmiştir.
Dolayısıyla Müslüman daima fitneden kaçınmalı, fitnecilerle beraber olmamalı ve fitnecilere karşı mücadele etmelidir. Bu inançlı olmanın bir gereğidir. Aksi takdirde gittikçe çığ gibi büyüyen fitne, değerleri ve idealleri anti değer haline getirerek doğru, inançlı, samimi, namuslu insanların yanlış gözükmesine eğri ve şereften, inançtan yoksun maske sahiplerinin de doğru gözükmesine sebep olur.
ALLAH GÜZEL ÜLKEMİZ İNSANININ VE MÜSLÜMANLARIN BİRLİK BERABERLİĞİNİ BOZMAK İSTEYENLERE FIRSAT VERMESİN.
Selam ve Dua ile