İmam Rıza (a.s) bereketli ve saadetli veladetlerini öncelikle Hz. Mehdi İmamı zaman (a.a.f) ağamıza ve mevlamıza, Taklit mercilerimize, İslam âlemine ve özellikle İmam Rıza(a.s)dostlarına ve âşıklarına tebrik arz ederim. Yüce Allah ziyaret ve şefaatlerini cümlemize nasip eylesin.
Öncelikle İmam Rıza (a.s) kısaca biyografisi.
Mübarek adı: Ali (a.s)
Lakapları: Rıza, Sabır, Fazıl, Zekiy, Murt eza Reziy.
Künyesi: Ebu’l Hasan.
Değerli babaları: İmamı Musa Kazım (a.s)dır.
Değerli Anneleri: Necme hatundur.
Mübarek veladetleri: Hicretin 148. Yılı Zilkade ayının 11de Medine de varlık dünyamızı aydınlatmışlardır.
İmamet süresi: yirmi yıl olmuştur.
Şahadetleri: Hicretin 203. Yılında Sefer ayının sonunda 55 yaşında Abbasi cani Halifesi Memun tarafından zehirle şehit ettirilmiştir.
Mübarek türbeleri: İran’ın Meşhet şehrindedir.
İmam Rıza (a.s) kısaca hayatına değinerek o hazretin insanlığa canının pahasına dahi mal olsa bile nedenli faydalı olmaya çalıştıklarını ve insanlığı aydınlatmaya nedenli gayret gösterdiklerini daha iyi görmüş olacağız.
İmamet öncesi değerli babalarının döneminde Ceddi Peygamberi Ekrem’in(s.a.a) şehri olan Medine de insanları aydınlatmaya çalışmışlardır. Yanı İmamet öncesi 35 yıllık Mübarek ömürleri döneminde İnsanların eğitimiyle birebir yakından ilgilenmişler ve insanların ilmi konularda aydınlatmış ve Medine dışından gelenler bile İmamın ilmi sofrasından faydalanmışlardı. İmam Rıza(a.s) bu dönem zarfında birkaç kez dönemin gasıp ve zalim Abbasi Halifesi Harun Reşit tarafından öldürülmesi planlanmış ancak siyasi ortamın buna elverişli olmaması nedeniyle bu suikast girişimi başarılı olmamıştır.
Bu dönem içerisinde İmam (a.s) Öğrenciler yetiştirmiş halk kitlelerini aydınlatmaya gayret göstermiştir. Özellikle Hac döneminde her taraftan hacca gelenler İmam (a.s) hem o güzelim ahlakının hem de ilminin karşısında iyice İmam(a.s) meczup olmuşlardı. İnsanlar kafalarındaki soruları rahtlıkla İmama sorup en doğru cevabı aldıkları için kendi şehirlerine döndüklerinde bile insanların aydınlanmasına vesile oluyorlardı ve böylece İmam Rıza (a.s) da başka şehirlerde hem tanınması hem taraftarlarının artışı iyice çoğalmaya başlamıştı.
Değerli babalarının ve dostlarının Abbasi halifesi Harun tarafından çok sıkı bir takipte olduğu ve hatta değerli Babaları İmamı Musa Kazım (a.s) Harun laneti tarafından Bağdat’a getirilerek bir müddet gözaltında tutulmuştur.
Dostlarının büyük işkence ve katliamlara maruz kaldığı o dönemde İmam Musa Kazım (a.s) Harun’un zindanında işkencelere maruz kalmış ve sonuçta Harun tarafından zehirletilerek şehit edilmiştir.
Bu döneme kadar İmam Rıza (a.s) Medine’de insanları bilgilendirmeye ve özellikle o güne kadar dönemin gasıp halifeleri tarafından yüzlerce yanlış bilgi kasten ve istenerek İslam’a sokulmuş ve başta Müslümanların ve diğer ilim adamlarının kafaları kirli bilgilerle doldurulmuştu. Bu gerçeğin bilincinde olan İmam Rıza(a.s) bir taraftan insanları aydınlatmaya azami gayret göstermiş. Diğer taraftan ilim adamlarının şüphelerini gidermiş ve özellikle öğrenciler yetiştirmeye ve yüce İslam’ı yeniden tahriflerden ve kirli bilgilerden arındırarak korumaya ve ihya etmeye kendini adamıştı.
Aziz babalarının şahadetinden sonra ise İmametlerinin başladığı dönemin ilk on yılı Abbasi halifesinden olan Harun lanetinin dönemine denk gelmiştir. Ancak ortamın ve siyasi şartların iç savaşların yoğunluğu nedeniyle Harun İmam Rıza’yı (a.s) tam manasıyla kontrol altına almadığından dolayı İmam Medine’de daha verimli olmaya başlamış ve fırsatı ganimet bilmişlerdi.
Kuranı ve İslam’ı insanlara çok iyi anlatmaya olanak bulmuşlardı. Nihayet Harun’un ölümünden sonra Harun’un oğlu Emin hilafet merkezine gelmiş ve İmamın bu dönemi Emin’le beş yıl olmuştur. Harun’un ölümüyle ortam iyice İmamın lehine dönüşmüştü.
Emin iç savaşlarla uğraşırken İmamın çalışmaları iyiden iyiye Medine’de derinleşmiş ve başka başka şehirlerden gelenler İmama ulaşıp meselelerini sorup iyiden iyiye aydınlanıyorlardı.
Böylece İmam bir taraftan siyasi gidişata hâkim olmuş ve siyasi gelişmeleri çok iyi analiz edip dostlarını korumaya ve yetiştirmeye ve ilim adamları terbiye etmeye devam etmişlerdi.
Emin’in Kardeşi Memun tarafından öldürülmesiyle hilafete gelen Memun hilafetinin ilk iki yılında iç kargaşa ve iç savaşlardan dolayı İmamın davranışlarını ve çalışmalarını sıkça yakından takibe almasa da İmam’dan asla gaflet etmemişti.
Memun siyasi gidişatı kendi lehine döndürmesi ve muhalifleri özellikle Alevi akımını kendi yanına çekmek için İmamı Rıza’yı (a.s) hilafet merkezine getirmeyi ve İmam’a açıklayacağımız iki teklifi sunmayı hazırladı ve adamlarına İmamı hilafet merkezine getirmek için talimat verdi. Böylece İmam (a.s) Memun’un saltanatının ilk iki yılında Medine’de Çalışmalarını sürdürmekteydi.
Memun İmamı getirmekle görevlendirdiği adamlarına şöyle bir emir verdi: “İmam Rıza’yı(a.s) getireceğiniz güzergâhlar ve şehirler ya İmamın dostlarının asla olmayacağı yâda az denecek kadar olan güzergâhlardan ve şehirlerden olması gerekir”.
Böylece Memun her şeyi iyiden iyiye hesaplamış hatta İmamın geleceği şehirler ve yollar bile gözden geçirilmiş ve önceden seçilmiş ve planlamıştı. İmamın Medine’den zorla yola koyulduğu andan itibaren raporlar Memun’a verilmekte ve Memun durumdan haberdar edilmekteydi. Memun’un bu planı aslında İmamın dostlarından uzak tutulması ve olası bir kıyamın önüne geçmek ve saltanatını devam ettirmek için olduğu çok aşikârdı.
“DEVAM EDECEK”