Allah'ın muhabbeti herkese nasip olmayan paha biçilmez bir cevherdir. Bu ilahi nimete sahip olmak için bir takım şartlar ve liyakat gerekir.
Allah Muhabbetinin Anlamı
Rağib-i İsfahanî Allah muhabbeti konusunda şöyle yazıyor: Allah'ın kula karşı olan muhabbeti kulunu kendi nimet ve lütfünün mazharı kılmasıdır. Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: “Allah tövbekârları sever, Allah temizleri sever.” Yani onlara mükâfat ve nimet ihsan eder.[1]
Kim Allah'ın muhabbetine sahip olmak ve O’nun lütuf ve ihsanına şamil olmak istiyorsa onun gereğini yerine getirmeli ve buna mani olan şeylerden de uzak durmalıdır. Muhabbet ve dostluğa sebep olacak unsurları hazırlamadan kesinlikle Allah'ın muhabbet ve inayetine ulaşılamaz.
Allah Kimleri Sever?
Kuran-ı Kerim, Allah'ın sevgisini kazanan kimselerin bir takım özel haslet ve özelliklerinden dolayı bu nimete sahip olan bir grup olduğundan bahsetmektedir. Şimdi gruplardan bazılarını beyan ediyoruz:
1- Takvalılar
“Allah takva sahiplerini sever.”[2]
Takva: İnsanın kendi batını ve iç dünyasında Allah'tan çekinip korkmasıdır. Bu korku ve çekinme insanın ilahi emirleri yerine getirmeye ve günahlardan uzak durmaya neden olur. Şüphesiz onlar Allah'ın emirlerine teslim olur ve günah işlemekten çekinirler. Bu nedenle Allah'ın muhabbet ve özel inayetine şamil olurlar.
Bir baba bütün evlatlarına karşı ilgili ve sevgi doludur. Ancak babasına daha çok saygı ve sevgi gösteren, babasının nasihatlerini daha çok uygulayan evladına karşı daha ilgili olur. Allah da (c.c) bütün kullarına karşı şefkatli ve ilgilidir. Ancak kendisine daha çok itaat eden kullarına karşı daha özel bir lütuf ve merhamet ihsan eder. Şüphesiz takva sahibi tertemiz kullar Allah'ın özel lütuf ve bereketlerinden yararlanacaklardır.
2- İyilik Yapan Kimseler
İyilik yapmak da Allah'ın muhabbetini kazanmada önemli bir faktördür. Allah’ın (c.c) kendisi ihsan ve iyilik yapan bir kimse olduğu için kulları arasından da iyilik yapanları sever. Bu gerçeği Kuran ayetleri beyan etmektedir.
“Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.”[3]
“Allah, iyilik edenleri sever.”[4]
3- Tövbe Edenler
İşlenen günahlardan dolayı tövbe etmek konusu Kuran ayetleri ve Peygamberimizin (Allah'ın salât ve selamı O'na ve Ehl-i Beyt'ine olsun) hadis-i şeriflerinde üzerinde oldukça önemle durulan konulardan birisidir. İnşallah yeri geldiğinde genişçe bahsedeceğiz.
Rabbine dönüp işlediği kötü fiilden dolayı pişman olan kimse doğal olarak tövbe etmektedir. Tövbe eden kimse günahlarının bağışlanmasına ilave olarak Allah'ın muhabbet ve inayetine de mazhar olur. Allah (c.c) Kuran’da şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever.”[5]
3- Mücahitler
Allah yolunun mücahitleri oldukça fazla fazilet ve değerlerin sahipleridir. Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:“Allah, mallarıyla, canlarıyla cihat edenleri, derece itibariyle, cihattan geri kalanlardan üstün kılmıştır.”[6]
Bu grup da Allah'ın muhabbetine sahiptir ve âlemlerin Rabbinin habipleridirler. “Hiç şüphe yok ki Allah, kendi yolunda, duvarları birbirine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.”[7]
Hayat, eş, evlat ve kendisine ait ne varsa her şeyden vazgeçip Allah'ın dinine yardım etmek için muhtemel tehlikelere göğüs geren kimse nasıl olur da Allah'ın muhabbet ve özel inayetine şamil olmaz? Zorluklara, tehlikelere göğüs germek, Allah yolunda mal ve candan vazgeçmek Allah'ın muhabbetini kazanmanın en önemli yollarından birisidir.
5- Adaletliler
Adalet kavramı oldukça mukaddes ve güzel bir kavramdır. Allah'ın (c.c) sıfatlarından biri olmasına ilave olarak peygamberlerin gönderilme sebep ve felsefelerinden biri olarak sayılmaktadır.[8]
Bu esas nedeniyle Allah (c.c) adil kimseleri ve adaleti yerine getirmek için çalışıp, uğraş verenleri sevmektedir. Bu sevgisini ise kendi semavi kitabı Kuran’da şöyle dile getirmektedir: “Allah adil davrananları sever.”[9]
6- Tevekkül Edenler
Allah'ın dostluk ve özel sevgi nimetine sahip olan gruplardan birisi de karşılaştıkları her türlü işlerinde Allah'a tevekkül eden kimselerdir. İşlerini Allah'a bırakırlar. Allah karşısında Onun haricinde hiç kimseye teveccüh etmezler. Hz. İbrahim, Nemrut tarafından ateşe atıldığı zaman o sadece Allah'a tevekkül etti. Hatta Allah'ın meleklerinden bile yardım etmedi. Allah'a gerçek anlamda tevekkül eden Hz. İbrahim’in atıldığı ateş Allah tarafından gül bahçesine döndürüldü.
Bu gerçek ve derin tevekkül buna ilave olarak Allah'ın onun işlerine kifayet etmesine sebep olur.[10] Buna ek olarak Allah'ın muhabbetine de neden olur. “Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.”[11]
7- İbadet Edenler
Hiçbir şey halis bir ibadet gibi insanı Allah'ın muhabbet dairesi içine almaz. İbadet insanı Allah'a yakınlaştırır. İnsanının kemal ve saadete ulaşma vesilesi ve âlemlerin Rabbinin muhabbetini kazanmasına neden olur.
Bir hadis-i kutside Allah Resulü (Allah'ın salât ve selamı O'na ve Ehl-i Beyt'ine olsun) şöyle buyurmaktadır:“Kulumun bana yaklaşmak için yerine getirdiği ameller arasında vacip kıldığım şeyleri yapmasından daha sevimli hiç bir şey yoktur. (vacipleri yerine getirdikten) sonra nafileler ile bana daha da yakınlaşır. Öyle bir makama ulaşır ki benim mahbubum olur. Onu sevdiğim vakit ben onun duyan kulağı, gören gözü, konuşan dili ve tutan eli olurum. Bu durumda eğer dua ederse icabet ederim. Eğer benden bir şey isterse ona istediğini ihsan ederim.”[12]
Bunlar Allah'ın özel muhabbetini kazanan kimselerdir. Bunların karşısında bir grup da vardır ki Allah'ın muhabbet ve dostluk nimetinden yoksundur.
Günahkâr kimse işlemiş olduğu günahlarla kendi ismini Allah'ın dostları listesinden çıkardığının ve Allah dostları sınıfında olması gerekirken onun düşmanları sınıfında olduğunu bilmez. Bu birçok ayet ve hadiste vurgulanan bir gerçektir.
[1] - Mucem-i Mufredat-i Elfaz-i Kuran s. 105
[2] - Âl-i İmran/76, Tevbe/4,7
[3] - Bakara/195, Maide/13
[4] - Âl-i İmran/134,148, Maide/93
[8] - “Andolsun, biz elçilerimizi açık mucizelerle gönderdik ve beraberlerinde kitabı ve mizanı (ölçüyü) indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler.” Hadid/25
[10] - “Kim Allah’a tevekkül ederse, O kendisine yeter.” Talak/3
[12] - Mizan’ul Hikmet c. 8 s. 110