Tahran’da yedincisi düzenlenen Uluslararası İslami Radyo ve Televizyon konferansına 35 ülkeden 200 üye katıldı.
Konferansa eş zamanlı olarak film markette katılımcılara kapısını araladı.
Bu konferansı önemli kılan şey, özellikle Ortadoğu’da başını ABD ve İsrail’in çektiği ve onların sarsılmaz müttefikleri olan başta Suudi rejimi olmak üzere Katar, Ürdün ve bağımlı Arap rejimlerinin elinde bulunan medya eliyle yürütülen çok kirli bir dezenformasyonun dünya kamuoyuna pompalanması konusuydu.
Konferansta konuşulan konular arasında, Filistin meselesinin ön planda tutulması dikkat çeken hususlardan birisiydi. Konferansa telekonferans yoluyla katılan Filistin Gazze Hükümeti Başbakanı İsmail Haniye önemli mesajlar vererek, Filistin konusunun tüm İslam dünyasının birinci konusu olduğunu ve Filistin konusunu gündemden düşürülmemesi gerektiğini söyledi.
Konferans’ta konuşan Radyo ve Televizyon yöneticileri de bu konunun altını çizerek direniş hattının kirli bilgilerle özellikle Suriye konusunda çökertilmeye çalışıldığını vurgulayarak, bütün üyeler tekfircilik illetinin İslam dünyasının başına büyük bela olmaya devam ettiğini vurgulayarak, bu tehlikenin ümmetçe bertaraf edilmesi gerektiğine dikkat çektiler.
Temiz medya, temiz nesil ve temiz habercilik konusunda İslam dünyasının elbirliği yapması gerektiğini, bu kirlenmişlikten ve İslam dünyasının içinde bulunduğu iki büyük tehlikenin, yani özellikle Suriye üzerinde yürütülen kirli bilgi ve tekfirci terör örgütlerinin işlediği ve yüce İslam’la asla bağdaşmayan cinayet ve yıkımlar konusunda bölge halklarının bilgilendirilmesi gerektiğinin altını çizdiler.
Katılımcılar İslam ülkelerinde batının empoze ettiği yayınların, haber ve analizlerin İslam toplumları arasında gedik açmaya yönelik olduğunu ifade ederek, bunlara karşı tedbir alınması gerektiğini vurguladılar.
Film markete katılan basın yayın ve prodüksiyon firmaları da ortak yapıtların, özellikle gençlere yönelik programlar ve filmler konusunda etkili projelerin hayata geçirilmesi ve bu konuda daha etkin çalışmaların yürütülmesi gerektiğini vurguladılar.
Konferansın açılışında konuşan İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’de İslam medeniyetinin batı tarafından hedef alındığını ve özellikle genç nesillerin İslam’dan koparılmaya çalışıldığını ifade ederek, İslam dünyasının kendi dinamiklerini hayata geçirmesi konusunda daha fazla çabanın gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Ruhani; Batı’nın, İslam dünyasında kapsamlı bir kalkınma meydana gelmesini istemediğine dikkat çekerek; Müslüman toplumların ve özellikle genç nesillerin her zaman sadece tüketim toplumları olarak kalmasının Batı’nın çıkarlarına hizmet edeceğini bu nedenle iletişim dünyasında genç nesillerin Batının etkisi altına girmemelerinin söyledi.
Konferansta konuşan Suriye Arap Haber Ajansı Genel Müdürü Ahmet Dava ve Suriye’nin İran Büyükelçisi Adnan Mahmut ise şunları söyledi:
Suriye Araplık ve Özgürlüğün Temsilcisi Olarak Kalacaktır. Suriye’nin daha öncesinde olduğu gibi gelecekte de hak, Araplık, İslam, adalet ve özgürlüğün temsilcisi olarak kalacağını dile getirdi.
Suriye’nin, büyük bir dezenformasyon kampanyasına karşı mücadele ettiğine dikkat çeken Zoubi; bugüne kadar Suriye’de yaşanan olaylara ilişkin yayınlanan yalan-çarpıtılmış haber ve görüntülerin Suriye uydu frekanslarının yasaklanması ve kimi Arap devletleri dahil birçok devletin Suriye ulusal kanallarını engellemesiyle şekillenen dezenformasyon kampanyasının dünyada görülmüş en büyük dezenformasyon kampanyası olduğunu belirtti.
Konferansta konuşulan konular arasında Bahreyn konusu da vardı. Bahreynli temsilci Bahreyn’de yaşanan dramın İslam ülkeleri medyasında yer almadığını ifade ederek bu durumun ABD ve İsrail’in işine yaradığını vurguladı. Temsilci Bahreyn’de kadim camilerin ve Peygamber sahabelerinin türbelerinin yıkıldığını söyledi.
Evet, konuşma ve öneriler dikkat çekiciydi. İslam dünyasının ittifak ettiği Filistin konusu gündemden düşürümlüye ve bu ittifakın Suriye’ye karşı yürütülen savaşta dağıtılmaya ve direniş hattının Siyonist İsrail’in lehine çökertilmeye çalışıldığını herkesin görmüş olması çok önemliydi.
İki gün süren konferansın ameli noktada başarıya ulaşması hepimizin ortak arzusu oldu…
