ABD ve Batının Suudi Arabistan ve Katar’ın sınırsız desteğiyle, Suriye üzerinde nasıl bir denklem kurulduğu İsrail’in son Suriye saldırısıyla daha da netlik kazandı. Bir yanda aynı ülkelerin silah ve para desteğiyle taşeron örgütlerin Suriye’de yürüttükleri yıkımlar, diğer yandan Patriotların tez elden kurulup hazır hale getirilmesi ve İsrail’in maksatlı bir bahaneyle Suriye bilim araştırma merkezine yönelik ABD’nin onayıyla düzenlediği saldırı.
Rusya, İran, Arap Birliği saldırıyı kınarken Türkiye’den kınama mesajı gelmemesi bir hayli dikkat çekici.
Dışişleri bakanlığı İsrail saldırısından tek kelime etmezken Bahreyn’le ilgili açıklamada buldu.
Bakanlık: Bahreyn Kralı Şeyh Hamad bin İsa El Halife’nin, ülkedeki tüm kesimlerin dahil olacağı ulusal diyalog sürecinin canlandırılması yönündeki yeni çağrısı ve muhalefetin söz konusu çağrıya olumlu yanıt vermesi memnuniyetle karşılanmıştır.
Bahreyn’de son iki yıldır devam eden gerginliğin, toplumun tüm kesimlerinin beklentilerine cevap verecek kapsamlı bir ulusal diyalog ve reform süreci ile aşılabileceği yönündeki görüşümüzü bu vesileyle bir kez daha vurguluyoruz.
Bu bağlamda, Bahreyn halkının tüm kesimlerini diyalog sürecine katılmaya ve yapıcı katkıda bulunmaya davet ediyoruz denildi.
***
El kaide militanları Mali’ye askeri müdahale bahanesini başardı. Uranyum, altın ve elmas rezervleri batı kontrolüne geçti. El kaide Suriye’ye müdahale için elinden geleni yapıyor. ABD ve Batının Suriye’de kimyasal silahlar kırmızı çizgimizdir demesi El Kaide’ye verilen rolün ipuçlarını veriyordu. Nitekim İsrail Hizbullah’a kimyasal silah gidiyor bahanesiyle Suriye’de bilim araştırma merkezini vurdu.
Yakın bir zamanda Suriye’de El Kaide’nin eliyle kullanılacak olan kimyasal bir saldırı Esad’ın üzerine fatura edilerek Suriye’ye müdahalenin kapısı aralanmış olacak. Hem de İsrail’in eliyle. İsrail başından beri bu argümanı kullanıyor kimyasal silahların Hizbullah’ın eline geçmesi kırmızıçizgimizdir diyor.
Böylece ABD’nin, Batının, Suudi Arabistan ve Katarın el ele vererek hazırladıkları Suriye kumpası haklı bir gerekçe oluşturacak.
İsrail, Filistin’in tek nefes borusu olan ve buna sınırsız imkân tanıyan Suriye yönetimini kimyasal silah bahanesiyle yeniden vuracak. Böylece bir yandan Hizbullah yenilgisinin intikamını alacak, diğer yandan da İran’ı savaşın içine çekerek nükleer tesislere yönelik saldırı için bahane yaratacak..
Diğer yandan tüyler ürperden bir idda Los Angeles Times gazetesinden geldi.
ABD’nin önde gelen gazetelerinden Los Angeles Times, Kudüs mahreçli haberinde İsrail’in Suriye’ye karşı gerçekleştirdiği saldırıyla “komşularını istikrarsızlaştıran ve İsrail’i daha kırılgan hissetmesine yol açan “Arap Baharı” kargaşasına ilk defa askeri olarak adım attığı yorumunu yaptı.
Gazeteye konuşan halen Hebrew Üniversitesi’nin Suriye uzmanı Moşe Maoz da, “Şimdiye kadar İsrail, Suriye bataklığına sürüklenmekten kaçınmıştı. Bu (saldırı) İsrail’in (Esad’ı) düşürmek için eylemlerini tırmandırmaya karar verdiğinin ilk sinyali olabilir” görüşünü dile getirdi.
Moşe Maoz, İsrail’in baskınının “ABD ve Türkiye ile koordine edilmiş olabileceğini” de öne sürdüğü değerlendirmeleri sırasında Esad’ın misillemede bulunamayacağını iddia etti.
Şimdilik ortada dolaşan komplo teorisi bu.
Son not Ankara'da ABD Büyükelçiliğine yönelik saldırıyı da iyi düşünmek gerek. Yeni bir İran bahanesi daha yaratılacak. Bakalım yalanı bol fatura kime kesilecek...
