29 Nisan Cuma günü ZHGM (Zeynebiye Hareketi Gençlik Platformu) tarafından organize edilen Uluslararası Dünya Kudüs Günü etkinliği İstanbul’un dört bir yanından direniş sevdalılarının katılımıyla büyük bir coşkuyla anıldı.

 

Zeynebiye Hareketi Gençlik Platformu tarafından organize edilen Uluslarası Dünya Kudüs Günü Programına başta Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İstanbul Ak Parti İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım, Kudüs Tv Genel Yayın Yönetmeni Nurettin Şirin, Zeynebiye Camii Derneği, Caferi Âlimler Birliği, İfa Spor Kulübü, ATADER, Zehra Ana Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin değerli başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, siyasi parti temsilcileri, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve binlerce direniş sevdalıları katıldı.

 

Program Şehitler için bir dakikalık saygı duruşu ve okunan İstiklal Marşı ile başladı. İran’dan programa katılan Hadi Hani’nin Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından, Zeynebiye Hareketi Gençlik Platformu'nun Tanıtım Klibi izlendi.

 

Klip izletisinin ardından Zeynebiye Hareketi Gençlik Platformu Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Tuncay bir selamlama konuşmasını yaptı. Konuşmasında Tuncay; “Protokolümüzde bulunan değerli misafirlerimiz, salonumuzu dolduran hanımefendiler beyefendiler ve ekranları başında bizleri takip eden değerli Kudüs aşıkları, Zeynebiye Hareketi Gençlik Merkezi olarak hepinize hoş geldiniz diyorum. 

 

Klibimizde de izlediğiniz gibi sadece son bir yılımızın ne kadar dolu dolu geçtiğini sizler de farkındasınızdır. Bizler toplumumuzun ihtiyaç duyduğu her alanda var olmaya gayret gösteriyoruz. İşimizin zor, sorumluluklarımızın farkında olarak ve bu yolda Türkiye Caferileri Lideri Sayın Selahattin Özgündüz'ün ortaya koymuş olduğu ilke ve idealler doğrultusunda hareket ediyoruz.

 

Hepinizin bilidiği gibi yıllardır hizmet verdiğimiz, dernek faaliyetlerini yaptığımız yönetim ofisimizin olduğu alan yangın sonucu kullanılamaz hale geldi. Bizlerde sizlerin desteğiyle Avrupa'nın ve ülkemizin en büyük camii ve kültür merkezi olan Zeynebiye Külliyesindeki yeni yerimizde hizmet vermeye en kısa süre içerisinde başlamanın heyecanını da yaşıyoruz.

 

Toplumumuz için en iyisini en güzelini yapmaya daima hazır olduğumuzu hatırlatır

hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

 

Yaşasın Özgür Kudüs kahrolsun İsrail...” dedi

 

Tuncay’ın selamlama konuşmasının ardından program CAFERİDER Başkanı Hasan Babur’un kendisinin kaleme aldığı “Filistin Ağlıyor ve Ölmeyin artık” adlı şiirleriyle devam etti. 

Babur'un ardından Grup İslami Direniş programda marşlarıyla coşkulu anlar yaşattı.

 

İslami Direniş’in ardından program İstanbul Ak Parti İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım’ın konuşmasıyla devam etti. Ayrım konuşmasında; “Hepimizin bildiği gibi Kudüs vahye dayanan bütün dünyada kutsal sayılan bir şehirdir. Bunun başta gelen sebebi ise yüce Allah’ın insanları doğru yola iletmek üzere görevlendirdiği Peygamberlerin birçoğunun bu şehirde yaşamış ve hayatlarının bir bölümünü bu şehirde geçirmiş olmalarıdır. Kudüs İslam’da çok özel bir yere ve kutsiyetine sahiptir. Zaten adı da bu özel yerine ve kutsiyetine işaret etmektedir. Müslümanların ilk kıblesi, Mescid-i Aksa’yı bağrında barındırması ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a)’in miraç mucizesine şahit olması, bu üstünlüğünün sebeplerinin başında gelmektedir. Herkes bu mübarek mekânın günlerin maneviyatını korumak için büyük bir gayret göstermelidir. Ramazan ayında İsrail’in müdahaleleriyle Filistin’de yaşanan olaylar vicdanları sızlatmıştır. Hepimizi üzüntü, endişeye sevk eden ve tüm İslam âleminde de haklı olarak bu acımasız görüntüler büyük tepkilere neden olmuştur.” dedi.

 

Ayrım’ın ardından program Filistin ile ilgili klip izletisiyle devam etti.

 

Klip izletisinin ardından İslami Cihat temsilcisi Ali Bereke’nin konuşmasıyla devam etti. Konuşmasında; “Değerli kardeşlerim, hepinizi Allah’ın selamıyla selamlıyorum. Sizlere

Gazze’deki, Batı Şeria’daki, Kudüs’teki, işgal altındaki topraklardaki ve aynı zamanda Filistin dışındaki Filistinlilerin selamlarını iletiyorum. Bu program Filistin davasının sadece Filistinlilerin meselesi olmadığını, bilakis bütün ümmetin davası olduğunu göstermektedir. Ve sizlere şunu vurgulamak istiyorum ki, Filistin’deki kardeşlerimiz Mescid-i Aksa’yı müdafaa etmekten, Filistin’deki, Kudüs’teki ve İslam mukaddesatlarını da savunmaktan hiçbir şekilde vazgeçmiş değillerdir. Kudüs’ün Yahudileştirmesinin karşısında her zaman duracağız. Kudüs her zaman bizler için mücadelenin merkezinde olacaktır. Kudüs ve Filistin için çalışanları yüce Allah yükseltecektir. Ancak Kudüs’ten ve Filistin’den vazgeçenler ise tarihi atılacaklar ve onların hiçbir anısı ve hiçbir yansıması olmayacaktır.” dedi.

 

Bereke’nin ardıdan program Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun konuşmasıyla devam etti. Karamollaoğlu konuşmasında; “Bir mücadele veriyoruz. Bu mücadelenin geçmişine baktığımızda yaşadıklarımızı daha doğrusu bizden önceki nesillerin yaşadıklarını hatırlamaz isek oradan ders çıkarmazsak önümüzü görmemiz, başarılı olmamız sadece ve sadece sözlerimizle kalır endişesini taşıyorum. İsrail devletinin kuruluşu bir günde olmadı. Bir yılda olmadığı gibi bir asırda da olmadı. Bu süreç yüzlerce yıldır devam etmektedir. Maalesef Siyonist anlayışına sahip olanlar Filistin’de bir İsrail devletini kurmak için gayret gösterdiler.

Bu gayret İsviçre’de tertip edilen birinci Siyonizm kongresinde bundan yüz yirmi sene önce takriben veya yüz yirmi beş sene önce dünya gündemine girdi. Birinci Cihan harbinin sonuna doğru İngiltere resmen harpten sonra Filistin’i işgal edeceğini ve orada bir Yahudi devletinin kurulmasına destek vereceğini deklere etmiştir. Bütün dünyaya bunu duyurmuştur. 

Nereden çıktı bu? 1918 yılından sonra İngilizler baktılar ki, Yahudi devletini kuracakları yerde Yahudiler yaşamıyor. Bu bölgede yaşayan birkaç bin Yahudi var. Ve birkaç bin Yahudi’nin omuzlarına bir devlet kurmak mümkün değildi. Bu sefer ikinci cihan harbi çıktı. İkinci cihan harbi başka sahnelere sebep oldu. 1945 yılından sonra Birleşmiş Devletler diye bir kuruluş meydana geldi. İlk önemli icraatı 1947 yılında İsrail devletinin kurulması oldu. Nerede kuruldu İsrail devleti? O tarihte Yahudilerin yaşamadığı, azınlıkta olduğu, toprak sahibi bile olmadıkları bir beldede kuruldu. Toprak sahibi olmayan Yahudilere bir devlet ikram edildi. Bu dünya tarihinde meydana gelen bir hadisedir. Biz bunu görmezsek ve bunun arkasında yatan planı anlamazsak Kudüs davamızı bir daha yüzlerce sene belki devam ettirir dururuz. Ama bizim davamızın gerçekleşmesi sadece ve sadece o heyecanla mümkün olmaz. Bunu bilmek mecburiyetindeyiz.” dedi.

 

Karamollaoğlu’nun ardından program Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz’ün konuşmasıyla devam etti. Özgündüz konuşmasında; “Düşman istediği gün savaş çıkarabiliyor. Bugün Filistin halkı ideallerinin savaşını veriyor. O durursa bu dava biter. O meşalenin hiç sönmemesi gerekmektedir. Ümmetin Kelime-i Tevhîd ile birleştiği günü iple çekmeliyiz. Hepimiz topyekûn olarak öncelikle bunu tesis etmeye çalışmalıyız. Bunu başardığımız gün, düşmanı mağlup etmişiz demektir. Düşman emreden, yön veren ve karar veren taraf oluyor.

Birliğimizi kendimiz yıktık. İngiliz yıkamazdı. Filistin davası ümmetin müşterek davasıdır. Bu bir gerçektir. Ama Filistin’i işgal edenlerin elinden öpmeye, işgalci İsrail’in kulu olmaya saf çekmişse Filistinli kardeşlerimin dindaşları, mezhepdaşı ve soydaşları. Sizce de burada bir terslik yok mu? Filistin davasının sancaktarlığını yapanlar ağır bedeller ödüyorlar. Fakat neden ümmetin müşterek davası olan bir şeyde ümmeti arkamızda göremiyoruz? Maalesef nedense karşımızda görüyoruz. 

Allah bizlere akıl versin. Ben ve cemaatim kırk dört sendedir Kudüs davasının burada bir müdafii olmuşuzdur. Ama bizim ata yurdumuz otuz sende işgal atında kaldı ve soykırımlar gerçekleşti. Keşke Kudüs için haykıranlar Karabağ içinde haykırsaydı Karabağ'da İslam toprağıydı. Orayı kurtaran yiğitlere, şehitlere, ailelere selam olsun. Filistin’i yılmadan savunun Filistinli yiğitlere de selam olsun. Filistin’de, Karabağ’da, Afrika’da ümmet olarak benimdir.” dedi.

 

Unutulmaz program, Ömer Karaoğlu’nun okuduğu coşku dolu marşlarla son buldu.