04 Haziran Salı günü sabahın ilk ışıklarıyla Ramazan Bayramı Namazını kılmak üzere binlerce Ehlibeyt Dostu Zeynebiye Camii ve Kültür Merkezi’ni doldurdu.

Ramazan Bayramı dolayısıyla Zeynebiye Camii ve Kültür Merkezi’nde toplanan on binlerce Ehlibeyt dostuna seslenen Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Ramazan bayramının önemine vurgu yaparak birlik beraberlik mesajı verdi.

 

Özgündüz konuşmasında güncel konulara da değindi. “İlk konu olarak gelelim bugün bayram mı, değil mi konusuna… Bütün rasathaneler hilalin görünmediğini söylüyorlar. Yani dün akşam hiçbir kıtada gözükmemiş. Bugün akşam tabi ki görünecek. Yeni Zelanda’dan başlayarak bu tarafa doğru görünecek, bizim ülkemizde de görülecektir. Rahatlıkla görülebilir durumda olacaktır. Dolayısıyla asıl bayram yarındır. Diyanetimiz neden bugün bayram etti, bilmiyorum ama zaten bizim derdimiz değil. Aslında hilal ile başlayıp hilal ile biter. Hatta birtakım İslam âlimleri görünüp görünmemesi önemli değil diyor. İlmi hesaplarla hilalin görünebilir durumda olduğu anlaşılırsa o da bayram olarak kabul ediliyor ama diyanette bu da yok. Dolayısıyla benim size eziyet etme gibi bir amacım yok, bir gün geç başladınız bir gün geç bitireceksiniz.

 

 “Bugün herkes bayram ediyor, yemeklerini yiyorlar, sigaralarını içiyorlar ve bu bana zor geliyor” diyorsan 25 km yol gidip seferi olabilirsin. Bugünün kazasını uygun bir zamanda tutarsın. O da olmaz diyorsan namaz vakitlerini kaçırmadan yat akşam ezanına kadar. 

 

 Bayramlar milli törenlerdir. Seksen milyonun, yetmiş milyonu namaza gitti. Biz de milletimizle beraber bu milli törene katılmış olduk. Kendimiz mi uydurduk? Hayır. Müştehidlerimiz, buna benzer mazeretler doğrultusunda böyle uygulamaların yapılabileceğini kabul ediyor, ruhsat var. Aynı şekilde eğer birileri derse “Neden gününden önce namazı kıldınız?” çünkü ruhsat var, izin var. Hem senin namazını kılmıyorum ki, kendi namazımı kılıyorum. Kabul edip etmeyecek olan Allah’tır sevabı ondan bekliyorum senden beklemiyorum ki. Aynı şeyi ikindi ve yatsı namazlarında da yapıyoruz hakeza. Bunun için ruhsat, izin var.

 Bir baka şey diyeyim. Bir takım insanların kalpleri hastalıklıdır. Gözleri Zeynebiye’dedir ama destek vermek için değil. Bir şeyler olsun da bizler de zarar verelim. Onlarla da kavga etmeyin. Bence hiç umursamayın. Umursayıp kendinizi de üzmeyin. İbadetin kavgasını vermeyin. Bölgelerde duyacaksınız ki yarın bayram namazı kıldırılmıştır. Onlarla da kavga etmeyin, demeyin “ Bunlar Zeynebiye’den kopmuş.” Diye. O bölgeler zaten 50- 60 hanedir. Haberler orada hızlı yayılabiliyor, her gün cami aynı insanlardan oluşuyor.

 

 Biz defalarca demişiz ki bizim hiçbir partiyle göbek bağımız yoktur. Ama şimdi yarın diğer belediye başkan adayı gelse ona gelme mi diyeceğiz? O da gelse hoş geldin diyeceğiz, başarılar dileyeceğiz, güzellikle yolcu edeceğiz. Sandıklarda kim ne yapar derseniz, yine her zaman söylediğimiz gibi bu partiye veren cennete gidecek, şu partiye veren cehenneme gidecek diye bir durum söz konusu değil. Cennet veya cehennemin anahtarı hiçbir partide değildir. Bu yüzden bu ahiret meselesi değil, gönlün kimden yanaysa ona ver oyunu. Canlı yayında dedim ki “Benim elimde bir şey yok ki.” Bakan değilim, başbakan değilim. Vekilinize başvurun. O da gücü yettiğince yardımcı olsun. Belediye de her birimizin işi olacak. Kime başvuracaksınız? Şamil Ayrım’a. Tabi o kazanmışsa. Yine de bu demek değildir ki ona verin, diğerine vermeyin. Bizim toplum, toplumsal karar aldığında sözünde durur. Ama biz burada vatandaşa toplumsal karar demedik. Evet, bizim milletvekilimiz A partisindedir ama B partisinde olsaydı yine destekleyecektik.  Kime vereceksen ver, bu senin kararındır. Allah hayırlı seçim nasip etsin. Hangisi hayırlıysa onu nasip etsin. Birbirinizle oy yüzünden kavga etmeyin.

 

 Benim liderliğim konusunda da dövüşmeyin, bu bir krallık değil. Kimse de kabul etmek zorunda değil, böyle bir zorunluluk yoktur. Ama liderimiz değildir diyen başı sıkıştığında “Liderimiz, başımız yardım et.” Diyor ama liderimizdir diyen diyor ki “Onun elinde ne var ki, devlet değildir ki yardım isteyeyim.” Ama dediğim gibi liderimiz değildir diyen ne zaman başı sıkışsa yardım istiyor. Boş verin, bununda tartışmasını yapmak saçmadır. Sonuçta o adam Peygamberi, imamı reddetmiyor ki. Allah’ın yücelttiğini kimse alçaltamaz, Allah’ın alçalttığını kimse yüceltemez. Seven olacak, sevmeyen olacak. Ali ibni Ebu Talip’i herkes sevdi mi? Çoğunluk sevmedi. Cennet gençlerinin efendisi Hasan ve Hüseyin’dir. Bunu Şia da söylüyor, Sünni de söylüyor kimse inkâr etmiyor. Ehli Sünnet bunu hutbelerinde de söylüyor. Yanında kim kaldı Hüseyin’in? Bir avuç insan. Karşısında ki kimdi? Dünyanın en adisi: Yezid. Yani bu ümmetin %99’u Yezid’in tarafında yer alıp Hüseyin’i şehit ettiler. Ali ibni Ebu Talip’i yalnız bıraktılar, Resul-ü Ekrem’i yalnız bıraktılar vasiyetini dinlemediler. Selahattin kim ki? Bu yüzden bunun kavgasını verirseniz kızarım sizlere. Bizim böyle bir derdimiz mi var? İster etsin ister etmesin. Bizim derdimiz milletimize, vatanımıza, hemşerilerimize hayırlı işler yapabilmek. Bu istediğimizi yapabilirsek mutlu oluruz. Zeynebiye’ye, vatanımıza güzel bir eser veriyoruz, orada ibadetlerimizi yapacağız, zamanımızı güzel geçireceğiz inşallah.

 

 Azizlerim, cennet iyilerin yeridir. “Kötü adam olacağım yine de cennete gideceğim.” Böyle bir şey yok. Allah bunu buyuruyor: “Nefsini kötülüklerden arındıran kazanacaktır, nefsine yenik düşen kaybedecektir.” Eğer diyorsan “Ben kötü olacağım ve buna rağmen cennete gideceğim.” Eğer öyle bir gücün varsa paranı vereyim beni de götür. İyi adam olun; ülkenize, vatanınıza, ailenize, toplumuna yararlı olun. Bütün bu değerlerin hepsine zarar veriyorsanız ve diyorsanız “Cennetin başköşesinde olacağım.” Diyorsanız büyük yanılgı içerisindesiniz. Bir sürü kötülük yapıp bir kez Umre ’ye gidince sanıyorsanız bütün kötülükleriniz temizlenecek, kendinizi kandırıyorsunuz yok öyle bir şey. Cennet iyi adamların yeridir, cehennem kötü adamların bu kadar. Allah bizleri o iyi adamlardan etsin. İyi adam olun, iyi adamın ayağı arada bir sürtse de, gaflete düşse de içten bir tövbeyle bu durumu telafi eder. Kötü adam ne olacak peki? Allah bize temiz nefis yani iyi adam olma vasfını nasip etsin. Müminler kendinizi temizleyin, arındırın. Hangi kötü huylarınızın olduğunu tespit edip bu konuda kendinizi arındırın. Hele birbirinize karşı… Bazen bakıyorum sosyal medyada küçücük bir durumdan dolayı birbirini kıran, üzen insanlar. Kavga etmeyin, Allah bizlere bunu öğütlüyor. Cahildir, bilmezdir onlarla muhatap olup kendi saygınlığınızı düşürmeyin. 

 

Allah bizleri dünya ve ahirette Kur’an ve Ehl-i Beyt ile ayrılanlardan etmesin, onlara sıkı sıkı tutunanlardan etsin. Allah İslam’a hizmet edenlere güç versin, bu yolda vefat edenlere rahmet etsin, yakınlarına baş sağlığı versin. Propagandalara gelmeyin, fitnelere kulak asmayın. Yalan haberlere, ümmeti bölücü haberlere kulak asmayın. Kardeş kavgasına mecal vermeyin. Ben de bu yolda son nefesime kadar savaşacağım. Bu yolda inançlarımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Herkesin yaptığı iş göz önündedir. Biz mektebimizden de vazgeçmeyiz, ibadetimizden de vazgeçmeyiz ama ibadetimiz bir kavga nedeni de değildir. Allah bizleri kötülerin kötülüğünden korusun, başarılarımıza başarılar katsın. Allah sizleri var etsin. Bayramınız mübarek olsun…” dedi.