Savunma ve askeri boyut söz konusu olduğunda hakkında “kağıttan kaplan” tanımlamasının en fazla yapıldığı oluşumların başını Avrupa Birliği çekiyor. Son dönemde yaşanan ve daha süreceği konusunda güçlü sinyaller olan ekonomik kriz, bu tanımlamayı iyiden iyiye haklı kılacak bir durum yaratma potansiyeline sahip. Bunun nedeni ise ekonomik veriler ışığında kesintiye gitmek isteyen hükümetlerin kemer sıkmaya savunma alanından başlamaları. Oran olarak giderek artan ve kalıcı bir eğilim halini alan bu yaklaşım güvenlik sorunu yaşanması riskini artırıyor. Bu riski en yakından gören ve analiz eden isimlerden biri olan Avrupa Birliği Askeri Komite Başkanı General Hakan Syren, mevcut yaklaşımın sürmesi halinde bazı Birlik ülkelerinin başta hava kuvvetleri olmak üzere silahlı kuvvetlerinin bazı unsurlarını elde tutmaya güçlerinin yetmeyeceğini söyledi.
Brüksel’de düzenlenen bir seminerde konuşan Avrupa Birliği’nin en üst düzey askeri yetkilisi konumundaki İsveçli general, artan maliyetler, verimsizlik ve bütçe kesintilerinin Avrupa savunmasını kritik bir aşamaya getirdiğini söyledi. Avrupa Birliği üyelerinin savunma harcamalarını etkisiz şekilde yaptığına ve bazı alanlarda gereksiz yığılma yaratılırken diğer alanlarda kritik açıklar oluştuğuna vurgu yapan Syren, Avrupa’nın askeri açıdan marjinal hale geleceği uyarısında bulundu.
Syren’e göre Avrupa Birliği’nin “kapatması gereken delikler” arasında ilk üç sırayı istihbarat, hassas güdümlü mühimmat ve havadan havaya yakıt ikmali oluşturuyor. Syren, üç yıl önce Avrupa Birliği ülkelerinin toplam savunma harcamalarının Çin, Rusya, Japonya, Hindistan ve Suudi Arabistan’ın toplamına eşit olduğuna anacak mevcut eğilimin sürmesi halinde Çin ve Rusya’nın tek başına yaptığı harcamaya eşit hale geleceğine dikkat çekti.
Savunma uzmanlarının Avrupa Birliği’ne yönelik en önemli eleştirilerinden birini Avrupa çapında standardizasyona dayalı bir sistem yerine ulusal özellikler doğrultusunda savunma alımı yapılması oluşturuyor. Avrupa Birliği ülkelerinin bazı alanlarda havuz uygulamasına geçmeye başlaması doğru yönde atılmış olumlu bir adım olsa da Syren, savunma harcamalarının artırılması, işbirliğinin derinleştirilmesi ve havuz sisteminde yeni bir aşamaya geçilmesi gerektiği görüşünde.
Syren’in havuz için üye ülkelerin savunma bütçelerinin yüzde 5’ini bir kenara ayırması yönündeki önerisinin mevcut konjonktürde Birlik başkentlerinde kabul görme şansının sıfıra yakın olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Ekonomik zorluklardan hareketle akıllı savunma konseptini geliştirmeye ve uygulamaya çalışan NATO da üye ülkelerden gayri safi yurtiçi hasılalarının yüzde 2’sini savunmaya ayırmalarını istiyor. Ancak 2011 verilerine göre 28 üyeli örgütte bu oranı sadece ABD (yüzde 4.8), İngiltere (yüzde 2.6) ve Yunanistan (yüzde 2.1) geçiyor. Bu ülkeleri ise Fransa ve Türkiye (yüzde 1.9) izliyor.