Aralarında "Save The Children", "World Vision" ve Oxfam’ın da bulunduğu 21 uluslararası yardım kuruluşu tarafından Suriye'deki iç savaşla ilgili olarak hazırlanan rapor açıklandı.
Raporda, dördüncü yılını dolduran savaşta sivillerin korunması ve ülkeye insani yardım ulaştırılması konusunda BMGK'nin geçen yıl toplam üç karar karar aldığına dikkat çekildi.
BMGK kararlarının Suriye'deki taraflar, BMGK üyeleri ve BM'ye üye diğer devletlerce uygulanmadığı ve yok sayıldığı belirtildi.
“World Vision” adlı yardım örgütünün yöneticilerinden Ekkehard Forberg neden BM’ye ağır suçlamaların yöneltildiği sorusunu şöyle cevaplandırıyor: “Suriye’deki krizde taraflar üzerinde en fazla nüfuzu olan iki ülke, ABD ve Rusya Güvenlik Konseyi’nde. Ama burada, siyasi bir çözüm için bir türlü uzlaşılamadı.”
Suriye’deki tablo da farklı aktörlerle bir kriz yumağını andırıyor. Bir yanda kendi halkına karşı savaşmakla suçlanan Devlet Başkanı Esad, bir yanda El Nusra Cephesi, bir yanda da IŞİD. Forberg, Suriye’deki sivil halkın barış özlemi çektiğini kaydediyor: “Halk için en ürkütücü senaryo, savaşın böyle 10 yıl daha sürmesi. En büyük tehdit şu ya da bu taraftan geliyor diyemem, zira savaşa taraf olan herkes, ağır savaş suçları işledi ve işliyor. Savaş halkın canına tak etti, insanlar barışın özlemini çekiyor, bölgeye insani yardım götürdüğümüz için bunu kendi gözlerimizle görüyoruz. Ancak ülkeye o kadar çok silah giriyor ki, tarafların savaşa devam etmek için yerel halkın desteğine bile ihtiyaçları yok.”
Umut var mı?
Peki, Suriye için hiç mi umut yok? “World Vision” adlı yardım örgütünün yöneticilerinden Ekkehard Forberg: “ABD ve Rusya’nın Suriye’de üzerinde nüfuz sahibi oldukları güç odaklarına baskı yapması yeterli olacaktır. Ama iki ülke Güvenlik Konseyi’nde bir türlü anlaşamıyor. Öte yandan Suriye’deki krizde önemli rol oynayan İran, Suudi Arabistan ve Türkiye bir müzakere masasına oturmayı reddediyor, zira her ülke çatışmada farklı taraflara destek veriyor. İran, Esad rejimini, Suudi Arabistan ve Türkiye de farklı İslamcı isyancı grupları destekliyor. Yerel güçler birbirleriyle konuşmaya yanaşsa, krizin siyasi olarak çözülmesi daha kolay olacaktır. Hiçbir tarafın diğerlerini askeri açıdan ekarte etme olasılığının olmadığını görüyoruz. Bunu geçen dört yıl gayet açık bir şekilde gösterdi. Durumu ancak siyasi bir süreç sakinleştirebilir.”
2014 en kanlı yıl oldu
Raporda, 2014 iç savaşın başlamasından bu yana en kanlı yıl olarak tanımlandı. Geçen yıl en az 76 bin kişi hayatını kaybetti. Böylece ölü sayısı 220 bine ulaştı.
Ulaşılması zor bölgelerde yardıma muhtaç insan sayısı geçen yıl artış kaydederek 4,8 milyona vardı.