İngilizler tarafından İslam’ın imajını yıkmak üzere kurdurulan ve İslam’ın kalbine kara bir hançer olarak saplanan İngiliz dini Vehhabilik, Müslümanlar arasında bir yandan mezhep savaşı çıkarmak için çabalıyor, diğer yandan da Şii Müslümanlara yönelik verdikleri fetvalarla gayri Müslimleri bile hayrete düşürmeye devam ediyor. Vehhabiliğin resmi devlet dini olarak hüküm sürdüğü Suudi Arabistan’da, sapık Vehhabi müftüsünün vermiş olduğu son fetva Vehhabilik tehlikesini bir kere daha gözler önüne seriyor.
En-Nahil haber ajansının dün verdiği habere göre Suudi Vahhabi müftü Nasır el-Ömer, kendine ait olan bir internet sitesinde Şiiler aleyhinde yeni fetvaları yine kan donduran cinsten.
İslam için Şiiler mi daha tehlikeli yoksa Yahudi ve Hıristiyanlar mı; sorusuna verdiği cevapta şöyle diyor: "İlk önce şunu bilmemiz gerekir ki İslami Cihad devletinin kurulması ile Şiilerin kökü kazınacak. Böyle bir İslam devletinin kurulması ile karşılarında iki yol kalacak ya İslam'ı kabul etmeli veya öldürülmelidirler"
Söz konusu sapık Vahhabi müftü açıklamasının devamında, Şiilerin kendi mezheplerinde kalmada ısrar etmeleri durumunda ilk önce onların koyun gibi başlarının kesilmesi gerektiğini ve Şii cenazelerinden akan kanla bir deniz oluşturulması, rafizilerin kan denizinden kaynaklanan dalgaların sesinin görülmeye değer çok güzel bir manzara oluşturacağını bildirmektedir.
Bu sapık fetvanın devamında Şii kadınların eşit olarak mücahitler arasında taksim edilmesi, üçüncü aşamada ise Şii çocukların İslami eğitime tabii tutularak onlara askeri eğitim verilmesi ve Osmanlı dönemindeki fetihlerde olduğu gibi yeni fetihlerin onlar vasıtasıyla tahakkuk ettirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu sapık Vahhabi müftü, açıklamasının bir başka bölümünde ise İmam Hüseyin (as)'ın Muaviye oğlu Yezid tarafından şehid edildiği Aşura günün bir bayram olarak kutlanması ve Şiilerin de bu bayrama katılmaya zorlanması gerektiğini belirtmektedir.
Nasır el-Ömer son zamanlarda Suriye'deki sapık terörist grupların cinsel ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla Cinsel cihad ilan etmiş ve bu kişilerin hatta kendi mahremleri, öz ana ve kız kardeşleri ile cinsel münasebette bulunabilecekleri yolunda fetvalar vermiştir. Bu büyük tehlikeye karşı ne yazık ki ne ülkmezin Diyanetişleri Başkanılığı ve ne de Diyanet'ten sorumlu bakanlık tepki gösteriyor.