29 Ülkeden el Kaide-Selefi,Taliban ve diğer taşeron örgütler, Katar ve Suudi Arabistan'ın dolarları, CIA - Mossad-İngiliz ve Fransızın eğiterek silahlandırıp Suriye'yi yıkmaya çalıştıklarını artık herkes biliyor. Türkiye İslamcılarının aksine, İsrail-ABD ve diğer batılılar da bunu artık gizlemiyor.
İsrail rejimi, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Taliban- el-Kaide teröristleri Suriye Devlet Başkanı Basher Esad tahttan indirmek için güçlerini birleştirmişti.
Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü uzmanı Benedetta Berti, (el Kaide'nin Irak kolu) AQI’ın desteğinin Suriye muhalefetindeki daha az donanımlı ve laik oluşumlar arasında Nusra cephesini üstün kıldığını söylüyor.
Ancak Berti, grubun başarısını, Esat’ın devrilmesine yardım etmek amacıyla Suriye’deki İslamcılar’a silah gönderen Katar ve Suudi Arabistan gibi Sünni ağırlıklı ülkelere borçlu olduğunu söylüyor.
Berti, “Bu, çok sayıda faktörü biraraya getiriyor. Irak’taki El Kaide ile işbirliği yapıyorlar, bu da İslamcı gruplara daha iyi silahların gelmesini sağlıyor ve iç discipline çok yüksek seviyede uyum göstermeleri de başarılı olmalarını sağlıyor” diyor.
Amerika, Nusra cephesinin El Kaide ile bağlantısını geçen Aralık ayında ortaya çıkardı. Washington, El Nusra’nın AQI tarafından “kendi kötü emelleri için Suriye halkının haklarını gasp etmek amacıyla kurulan terörist bir örgüt” olduğunu açıkladı.
Washington Enstitüsü Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü uzmanlarından Aaron Zelin, AQI’ın Nusra cephesine yön verdiğini kabul ettiğini, çünkü Suriye’deki durumunun çok güçlendiğini, bu yüzden kendini güvende hissettiğini söylüyor.
AB’nin aksine, Körfez ülkeleri arasında silah ambargosu gibi bir tartışma yaşanmıyor. Batılı basın yayın organlarının haberlerine göre, Katar, Suriyeli muhaliflere yüzlerce milyon dolar para yardımında bulundu. Ayrıca uçak dolusu silah ve cephanelerin de Türkiye üzerinden isyancılara iletildiği öne sürülüyor. ABD basınına göre ise Suudi Arabistan’ın yaptığı yardımlardan biri de Ürdün üzerinden Suriye’ye ulaştırılan Hırvat silahlarını finanse etmesi. Ancak uzmanlar Körfez ülkelerinin de bir bütünlük sağlayamayan muhaliflere, son teknoloji cihazlar ve uçaksavar roketleri gibi ağır silah sevkiyatı yapmak istemediğini belirtiyor.
Ortadoğu uzmanı Rosiny, Batılı devletlerin, bölgede istikrar sağlayıcı bir konumu olacağı varsayımından yola çıkarak Suudi Arabistan ve Katar’la bölgedeki çıkarlarının örtüştüğünü sanmasının çok safça bir düşünce olduğu kanaatinde:
"Zira Suudi Arabistan’ın çıkarları kesinlikle Suriye’nin demokratikleşmesinden çok başka bir şey… Bir ülkenin demokratikleşmesi veya halkının daha fazla özgürlüğe kavuşmasının kendi çıkarları ile örtüşmediğini, zaten Suudiler komşu ülke Bahreyn’e müdahalesi ile de açıkça gösterdi."