Hürriyet yazarı Mehmet Yakup Yılmaz, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın “Suriye ve DEAŞ ile mücadele konusunda daha fazla uzatmaya tahammülümüz yok. Niye yok, bakın 3 milyon insan Türkiye’de. Eğitimden sağlığına her şeyi A’dan Z’ye bize ait. 25 milyar doları bulduk. Ama yarın ne olacak? Bazı çareler bulmamız lazım” ifadesiyle ilgili olarak “Suriye politikamızın, başımıza büyük dertler açacağı şimdiden belli politik maliyetlerinin yanında 25 milyar dolara da mal olduğunu en yetkili ağızdan öğrenmiş olduk” dedi.
“Türkiye giderek ‘etkisiz eleman’ konumuna itiliyor. Şimdi Trump ile görüşecek ve söylediğine göre bu görüşme ‘bir nokta konulmasıyla’ sona erecek” ifadesini kullanan Yılmaz, “Ama o noktanın, Türkiye açısından iyi bir yere konmasının şartları da yok gibi görünüyor” diye yazdı.
Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile bugün (16 Mayıs 2017) gerçekleştireceği görüşmeyle ilgili olarak şunları söylemişti:
“Bizim yapacağımız görüşme virgül mesabesinde değil, nokta mesabesinde olacak. Şu ana kadar ‘yazılı, görsel medyada yer alan bütün ifadeleri çok da önemsemiyorum’ demiştim. Şu anda Amerika bir geçiş sürecini yaşıyor. Bizim burada çok daha dikkatli olmamız gerekir ama dün de ifade ettiğim gibi bizim tüm temennimiz. Bunların bütün belgeleri elde.”
Mehmet Yakup Yılmaz’ın “Hatanın bedeli: 25 milyar dolar” başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, “Suriye ve DEAŞ ile mücadele konusunda daha fazla uzatmaya tahammülümüz yok. Niye yok, bakın 3 milyon insan Türkiye’de. Eğitimden sağlığına her şeyi A’dan Z’ye bize ait. 25 milyar doları bulduk. Ama yarın ne olacak? Bazı çareler bulmamız lazım” dedi.
Böylece başından beri yanlış giden Suriye politikamızın, başımıza büyük dertler açacağı şimdiden belli politik maliyetlerinin yanında 25 milyar dolara da mal olduğunu en yetkili ağızdan öğrenmiş olduk.
Cumhurbaşkanı bu konuşmayı yaparken TBMM’de de mülteci hakları alt komisyonunda bilgi veren AKP’li Atay Uslu, Türkiye’de her yıl 70 bin Suriyeli çocuğun dünyaya geldiğini açıklıyordu.
Suriyeli göçmenlerin çok büyük çoğunluğunun 20-25 yıldan önce geri dönemeyeceği, bir bölümünün ise hiç dönmeyeceği de daha önce yapılan bilimsel çalışmalarla ortaya konmuştu.
Bu da şu anlama geliyor ki daha uzun yıllar, hatalı politikanın maddi bedelini ödemeye devam edeceğiz.
Artık 100 milyar doları mı bulur, onu da geçer mi, bilemiyoruz.
Ve Cumhurbaşkanı, bu tabloda “bazı çareler bulmamız gerektiğinden” söz ediyor.
Kendisi bir muhalefet lideri değil.
Uzun yıllardır bu ülkeyi yönetiyor. Onun için “çareler bulmamız gerektiğini” söylemek, yerine, bu sorunu çözmek için bulduğu çareleri açıklamak görevi.
Ama açıklayamıyor çünkü artık bu işte Türkiye giderek “etkisiz eleman”konumuna itiliyor.
Şimdi Trump ile görüşecek ve söylediğine göre bu görüşme “bir nokta konulmasıyla” sona erecek.
Ama o noktanın, Türkiye açısından iyi bir yere konmasının şartları da yok gibi görünüyor.