İsrail’de yayın yapan The Jerusalem Post gazetesinden alıntılanan haberde dikkat çeken bir başlığı hatırlatalım: The Jeruslelam Post, söz konusu haberi “Trump idaresinde yer alacak üst düz Yahudileri tanı” başlığıyla vermiş.
Elbette bu “Kabinedeki Yahudileri tanı!” mesajı, bütün İsrail camiası için müjde içeren bir başlık.
İsrailliler tatlı bir sevinç içinde.
Haberde, ABD Başkanı Trump’ın kabinesinde olması beklenen “Yahudiler” şöyle sıralanmış:
Trump’ın damadı, Jared Kushner.
David Friedman, uzun bir süre Trump’a avukatlık yapmış, ABD’nin İsrail büyükelçisi olarak görevlendirildi.
Jason Greenblatt,1980’li yıllarda Batı Şeria’daki Yahudi okulundan mezun olan Greenblatt daha sonra Batı Şeria’da silahlı kuvvetlerde görevde bulundu.
Stephen Miller, Trump’a politikalar konusunda müsteşar olması bekleniyor.
Steven Mnuchin, Maliye Bakanı olması bekleniyor.
Carl Icahn: 80 yaşındaki Siyonist iş adamının Trump’ın özel danışmanı olması bekleniyor.
Gary Cohn, 56 yaşında olan Cohn, Beyaz Saray’da Ulusal Ekonomik Konseye başkalık ediyor.
Boris Epshteyn. Otuzlu yaşlarda olan Epshteyn’in Trump’ın özel yardımcısı, iletişim müdürü olması bekleniyor.
David Shulkin. Kongre tarafından kabul edilirse Eski Savaşçılar (Gaziler) Bakanı olarak görev alacak.
Reed Cordish... Kırk yaşlarında olan Cordish, Trump’ın hükümetler nezdindeki girişimlerinden ve teknolojiden sorumlu yardımcısı olacak.
Avrahm Berkowitz, Trump’ın özel danışmanı ve Jared Kushner’in de asistanı olarak görev alması beklenen Berkowitz 27 yaşında.
Trump’un kabinesine bakınca danışmanlarından bakanlarına, askeri karar vericilerinden müsteşarlarına kadar adeta bir İsrail kabinesi kurduğu ortaya çıkıyor.
Trump’un İsrail’in lideri ile yaptığı görüşmede “İsrail’e olan bağlılığını bildirmesi, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağını açıklaması ve İsrail’in güvenliğini kayıtsız-şartsız olarak sağlayacağını ilan etmesi, yeni dönemde Ortadoğu’da 'daha kanlı günlere doğru' evrileceğimizi gösteriyor.
Yukarıdaki isimler önümüzdeki aylarda ve yıllarda çokça karşımıza çıkacak.
ABD’nin “İsrail’in güvenliğini sağlamak!”adı altında (sanki İsrail’in güvenliği tehlikede imiş!)Müslümanlara daha çok şiddet ve zulüm uygulayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Küresel güçler, İsrail’in güvenliğini sağlamak bahanesiyle yeni 'işgal planları' dizayn ederken, son günlerde El Bab’ta Türk askerinin kuzeyden, Suriye askerinin güneyden şehre girmek üzere olduğu ve her iki ülke askerlerinin 'karşı karşıya getirilme' riskinin yüksek olduğunun altını çizelim.
Tam da Suriye’de barış konuşulurken, yeni ve tehlikeli bir süreçle karşı karşıya olduğumuzu hatırlatmakta fayda var.