Birçok batı medyasında son günlerde yer alan haberler, Avrupalı vatandaşların güvensizlik hissinin her geçen gün arttığını gösteriyor.
Bu güvensizliklerin gölgesinde Avrupalı yetkililer ve politikacılar, bu duruma bir çözüm aramaya çalışıyorlar ve bazen onlar arasında konuyla ilgili olarak tartışmalar ve sorunlar yaşanıyor.
Halkı için özgürlük, güvenlik, refah ve huzur beşiği olduğunu ifade eden Avrupa Birliği, bu günlerde güvenlik sorunu ile karşı karşıyadır.
Basında yer alan haberlere dikkatli bir şekilde bakıldığında, hemen hemen her gün bir ya da birçok kez terör saldırıları, terör örgütlerinin tutuklandığı, tehlikeli unsurların arttığı ve Avrupa Birliğinde güvenlik önlemlerinin arttırılması gerektiği ile ilgili haberlerin yer aldığı görülüyor.
2016 yılında Avrupa Birliğinde meydana gelen şiddetli terör saldırıları ve bu saldırılarda birçok can kaybının yaşanması nedeniyle birçok analist bu yılı Avrupa Birliği için terör ve güvensizlik yılı olarak adlandırdı.
Berlin’de 19 Aralık 2016’da bir Noal Pazarına kamyonla gerçekleşen saldırı ve bu saldırıyla eş zamanlı olarak yeni yılın başlaması, Avrupa’da korku ve tedirginliği yeniden uyandırdı ve Avrupalılara terör tehlikesinin aynı şekilde onlarla birlikte olduğunu hatırlattı.
Türkiye de yeni yıl kutlamalarına İstanbul ve İzmir’de yaşanan terör saldırılarıyla birlikte çok acı bir şekilde başladı.
Ama gerçekten de Avrupa’daki terörün çaresi nedir ve Avrupa Birliğindeki bu durum daha ne kadar devam edecektir?
Tesnim Haber konuyla ilgili olarak Almanya Parlamentosunda Hristiyan Demokrat Birliği Partisinin üst düzey siyasetçilerinden olan Wolfgang Bosbach ile bir röportaj gerçekleştirdi. Bosbach 2000 yılı şubat ayından 2009 Kasım ayına kadar Hristiyan Demokrat Birliği Partisinin Genel Başkan Yardımcısı ve 2009 yılı kasım ayından 2016 yılı ağustos ayına kadar da Alman Federal Meclisi İçişleri Komisyonu Başkanıydı ve 22 Ağustos 2016 yılında, artık seçimlere katılmayacağını açıkladı.
Terör kurbanlarının büyük bir kısmı barış yanlısı Müslümanlardır
Wolfgang Bosbach Avrupa’da her geçen gün artan terör ve güvensizlik hakkında şunları söyledi: ‘En büyük tehlike, şiddet yanlısı radikal İslami gruplar tarafından oluşmaktadır ve yıllardır çeşitli örgüt ve teşkilatlar altında dünyanın yarısının nefesini kesmişlerdir. Bu tip terörlerin kurbanlarının büyük bir kısmı barış yanlısı Müslümanlardır ve bu durum, birçok kimsenin göz ardı ettiği bir konudur.’
Bosbach aynı zamanda geçtiğimiz günlerde Almanya Sol Partisinden bir milletvekilinin Merkel’in terör saldırılarının sorumlusu olduğu yönünde gündeme gelen açıklamalarını reddetti ve bu açıklamaları anlamsız olarak değerlendirdi.
Almanya yıllardır uluslararası terörizm tehlikesi altındadır
Wolfgang Bosbach röportajın devamında, ‘Almanya’da terör tehlikesi ne ölçüdedir’ şeklinde sorulan bir soruya şöyle yanıt verdi: ‘Almanya Berlin’de yaşanan terör saldırısından sonra değil, yıllardır uluslararası terör tehlikesi içindedir. Bu yüzden güvenlik durumu 2016 yılı aralık ayından itibaren değişmemiştir.’
Geçen yıl 19 Aralık’ta Berlin’de bir Noal pazarına kamyonla gerçekleşen terör saldırısında 12 kişi ölmüş ve birçok kişi de yaralanmıştı.
Bosbach, ‘Almanya ve Avrupa Birliği terör karşısında nasıl daha iyi desteklenebilir ve terör saldırılarına en uygun tepki nedir?’ sorusu üzerine şunları söyledi: ‘Alınması gereken en iyi önlem, Enis El-Amiri gibi kimliği ve uyruğu belli olmayan hiç kimsenin ülkemize girişine izin verilmemesidir.
Wolfgang Bosbach, Avrupa Birliğine akın eden mülteciler ile her geçen gün artan terör arasındaki ilişki ile ilgili olarak şunları söyledi: ‘Maalesef bu inkar edilemez bir konudur ve suç eğilimli kişiler ve hatta cihat savaşçıları