İran İçişleri Bakanlığının internet sitesinde yer alan haberde geçtiğimiz günlerde Tahran’ı ziyaret eden Irak İçişleri Bakanı Kasım el Araci’nin son ziyaretinde Suudi Arabistan’ın yeni veliahdı olan Muhammed bin Selman ile görüştüğünü ve Suudi Arabistan’ın Tahran-Riyad geriliminin azaltılması için Irak’ın resmen arabulucu olmasını istediğini belirtti.
Henüz Suudi makamlardan habere yönelik herhangi bir açıklama gelmezken Suudilerin haberde yapılan iddiaya yönelik İran makamlarından gelecek resmi açıklamayı bekledikleri söylenebilir.
Ancak Suudi makamların son zamanlardaki açıklamaları ve politikaları göz önüne alındığında rejimin bölgedeki kriz ve sorunların çözümü için önemli bir güç olan İran ile masaya oturmak istediğini görmekteyiz.
Peki neden Irak? Bu sorunun cevabı çok açık. İran ve Irak ilişkileri bugün her alanda gelişmekte ve Irak Şiilerinin iktidara gelmesi ile İran-Irak ortaklığının tamamen hayata geçirilme ihtimali yüksek. İki devlet ve iki milletin ilişkileri daha kuvvetli temelle dayanmakta ve Irak’ta Şii bir devletin varlığı iki ülke ilişkilerini daha fazla güçlendirmektedir. Suudiler bu gerçeğin çok uzakta olmadığının farkında olarak Irak’tan İran ile ilişkilerinin düzeltilmesini istemekteler.
Peki neden Suudi Arabistan bugünkü şartlarda Irak’tan İran ile yaşanan krizde arabulucu olmasını istedi? Bunun delilleri hiç şüphesiz Suudi Arabistan’ın içinde ve bölgesinde karşı karşıya olduğu ekonomik ve siyasi sorunlardır.
Öyle görülmekteki Suudi Arabistan ülke içerisinde ve bölgede istikrar istemekte. Rejim ülke içerisinde ekonomik sorunlarla boğuşurken aynı zamanda Şii bölgelerinden kendisine yönelik yükselen itirazlarla karşı karşıya. Aynı zamanda bölgede başta Yemen olmak üzere Suriye ve Katar krizi gibi kabarık bir dosya ile de baş etmeye çalışmaktadır.
Tüm bunlarla birlikte eski veliaht Muhammed bin Naif’in yerine Muhammed bin Selman’ın saray darbesi ile yeni veliaht olmasına diğer şehzadelerden artarak gelen muhalif ses ülkeyi siyasi krize götürmektedir. Muhammed bin Selman ise hedefi olan taca ve koltuğa ulaşmak için ülke içinde ve bölgede istikrarı getirecek adımlara ihtiyaç duymakta. Bu nedenlerden dolayı Suudi Arabistan bölgede gerginliği azaltacak ve sorunları çözmeye yönelik adımlar atmaktadır. Elbette bu zamana kadar kendisine en büyük rakip olarak gördüğü İran’ın bölgede hızla artan nüfusunu ve etkinliğini kırabilmek için her türlü yaptırımı uygulayama çalışmış ancak bunda başarılı olamamıştır. Çünkü İran İslam Cumhuriyeti Suud rejimi gibi savaşlar, askeri yöntemler ve büyük paralar ile değil İslam’ın ilke ve değerleri ile bölgede güçlenmiş ve yayılmıştır. Bu anlamda İran İslam Cumhuriyeti diğer ülkelerden farklıdır.
Elbette İran daha önce birçok kez Suudi makamlar ile bölgesel sorunları çözebilmek için müzakereye hazır olduğunu ilan etmiş ancak Suudiler bu çağrılara hiçbir zaman karşılık vermeyerek İran ile farklı mücadele yöntemleri geliştirmeye devam etmişlerdir. Bunlardan bir tanesi de İran sınırlarının emniyetini kırmak ve terör örgütlerini besleyerek İran içerisinde eylemler yaptırmak. İran milletine büyük zararlar vermiş münafıklar ile toplantılar gerçekleştirerek yeni veliaht Muhammed bin Selman’ın söylediği gibi savaşı İran topraklarına taşımaya çalışmışlardır.
Her şekilde İran bölgede etkili olan ülkeler ile müzakereye olumlu bakmakta ve bölgenin emniyet ve huzurunun bölge dışındaki ülkelere bağlanarak sağlanamayacağına inanmaktadır. Milletlerin cebinden alınan paraları yabancı güçlere vererek elde edilen silahlar ile o ülkelerin emniyet ve güvenliği sağlanmaz.
İran bugün milli bir güç olma yolunda ilerlemektedir. İran gücünü kendi halkından almaktadır ki İran’a yönelik 8 yıl süren savaşta tüm dünya ülkeleri ve bazı Arap rejimleri İran’a her türlü yaptırımı uygulayarak Saddam’a en gelişmiş askeri silahları verirken gücü halktan alan bir İran’ı o gün müşahede etmiştik.
Bölgede İran’ın etkili bir güç halini aldığını İran’ın kendisi değil muhalifleri de itiraf etmektedirler. Eğer Suud rejimi gerçekten İran ile masaya oturmak ve sorunlarını çözmek niyetinde ise biz buna razıyız. Ancak hali hazırdaki durumunu kurtarmak için böylesi taktiklere başvuruyor ise bunun hiç kimseye yararı olmayacağı gibi ancak geçici çözümler sağlayacaktır.
Suud rejimi Batı ve Amerika ile işbirliği yerine bölge ile bütünleşmeli ve İran ile işbirliğini seçerek bölgedeki birçok sorun ve krizi çözüme ulaştırmalıdır. Çünkü bölgede var olan kriz ve sorunlar hiçbir ülkeye fayda getirmemektedir.