Bugün Suud rejimi Yemen savaşına girmekle bir çok zarara ve hüsrana uğradı, öyle ki, 250 milyar dolarlık bütçe açığı bu zararların sadece küçük bir bölümünü oluşturur. Bundan daha büyük zarar ise, Suud hanedanının Arabistan toprakları üzerindeki hâkimiyet temelinin sarsılmasıdır ve bu durum şimdi içeride gizli iktidar savaşı ve dışarıda olumsuz bakışla karşı karşıyadır. 25 Haziran 2015 Perşembe
Yemenli halk güçlerinin Arabistan'ın sınırlarında artan baskıları Suud rejimini Yemen'in Ensarullah hareketi ile barışmak için dilenciliğe sürüklediği anlaşılıyor.
Haber kaynakları en son olarak, Arabistan'ın Necran kentinin Yemenli halk güçlerince kuşatma altına alındığını duyurdu. Aynı kaynaklar, Arabistanlı askerlerin el-Mahruk askeri üssünden topluca kaçtıklarını ve bu üssün Yemen halk güçlerinin eline geçtiğini belirtti.
Taiz bölgesinden ulaşan haberlere göre de Ensarullah komutasındaki halk güçlerinin bu bölgede el-Kaide terör örgütünün mevzilerini ele geçirdiği ve örgüte bağlı teröristleri etkisiz hale getirdiği anlaşılıyor.
Yemen halk güçleri bu büyük askeri zaferleri, Suud rejiminin savaş uçakları Yemen'in çeşitli kentlerini bombalamayı ve Yemen halkına karşı cinayetlerini sürdürdüğü halde elde ediyor.
Öte yandan Arabistan'ın içinden bazı güvenilir kaynaklar, Savunma Bakanı Muhammed bin Salman'ın Moskova ziyareti sırasında, Rusya devlet Başkanı Vladimir Putin'den Yemen Ensarullah hareketini, Arabistan Yemen'den özür dilemeksizin ateşkes anlaşmasını kabul etmeye razı etmesini İran'dan talep etmesini istediğini belirtiyor. Aynı kaynaklar Putin'in de böyle bir hareketi Rusya'dan silah alımıyla ilgili askıya alınan anlaşmanın imzalanması, petrol fiyatlarının arttırılması ve ayrıca Arabistan'ın parası ile Mısır'a silah satışını öngören, fakat bir süre önce askıya alınan anlaşmanın yeniden yürürlüğe girmesine endekslediğini kaydediyor. Söz konusu kaynaklar, Arabistan'ın Rusya'ya petrol satışı anlaşmasının 10 milyar dolar değerinde olduğunu, bu anlaşmanın ölen kral Abdullah döneminde nihai aşamalarına yaklaştığını, fakat Kral Salman döneminde Amerika'nın baskıları sonucunda askıya alındığını belirtiyor.
Arabistan'da bazı kaynaklarca ifşa edilen bilgilere göre, Rusya'nın Mısır'a silah satışı anlaşmasının değeri 7 milyar doları aşkındı. Arabistanlı kaynaklar Rusya'nın istekleri arasında en zorlu bölümün petrol fiyatlarının artışından ibaret olduğunu, çünkü bunun için Arabistan'ın üretim hacmini düşürmesi gerektiğini söylüyor. Oysa Arabistan İran'ı Batı'nın istediği bir nükleer anlaşmayı imzalamaya zorlamak ve yine Rusya'yı Ukrayna'dan çekilmek için baskı altında tutmak amacıyla petrol fiyatlarının düşmesine neden olmuştu. Söz konusu kaynaklar ayrıca Arabistan ekonomisinin petrol üretimini azaltmayı kaldıramayacağını belirtiyor, nitekim cari yılın ilk dört ayında bu ülkenin bütçe açığının 250 milyar dolar seviyesine ulaştığı gözleniyor.
Bugün bir biri ardı sıra ortaya çıkan gerçeklerin tümü Suud rejiminin Yemen topraklarına düzenlediği askeri saldırının kesin hezimete uğradığını gösterirken, zaten bu durum saldırının başlığı ilk günden de belliydi.
Arabistan rejiminin elebaşlarının geçmiş yıllarda Yemen halkı ile askeri yüzleşmede çok açık ve net deneyimleri bulunuyordu. Eğer bu deneyimleri gözden geçirmiş olsalardı, Yemen'le savaşa girmenin onların zararına olacağını anlamış olmaları gerekirdi.
Bugün Suud rejimi Yemen savaşına girmekle bir çok zarara ve hüsrana uğradı, öyle ki, 250 milyar dolarlık bütçe açığı bu zararların sadece küçük bir bölümünü oluşturur. Bundan daha büyük zarar ise, Suud hanedanının Arabistan toprakları üzerindeki hâkimiyet temelinin sarsılmasıdır ve bu durum şimdi içeride gizli iktidar savaşı ve dışarıda olumsuz bakışla karşı karşıyadır. Aslında Arabistan'ın yeni kralı seleflerinin aksine aldığı kararın doğuracağı sonuçları hiç düşünmeden öyle bir savaşa girdi ki, evvela bu savaştan çıkmak çok zor ve ikincisi ise bu savaş Suud hanedanının çökmesine ve bu hanedanın Arabistan'daki iktidarını sonlandırmaya vesile olabilir. Nitekim şimdiden Arabistan'da özellikle aydın ve akademisyen kesim başta olmak üzere çeşitli halk kesimleri Suud rejimine muhalefet ediyor, öyle ki, Suud hanedanı bu muhalefet unsurlarını kontrol altına alamıyor ve hatta silah zoru ile de bu itirazları ve muhalefeti durduramıyor.
Suud rejiminin Yemen savaşına kalkışmakla uğradığı en ağır hezimet ise bu hanedanın yüzündeki Haremeyn-i Şerifeyn hademeleri olmak gibi sahte bir maskenin düşmesidir. Aslında Suud hanedanının gerçek yüzü Yemen savaşından önce de İslam dünyasında ister Arabistan'da ve ister başka İslam ülkelerinde kesinlikle tanınmıştı. Fakat bu hanedanın Yemen'de işlediği cinayetler bu canilerin gerçek yüzünü onlara olumlu bakan az sayıda Müslüman'ın gözünde de ifşa etti. Nitekim şimdi bütün Müslümanların sorduğu tek soru, bir başka ülkeye musallat olmak için kadınları ve çocukları katleden, camileri yıkarak yerle bir eden, hastaneleri ve altyapıları bombardımanla imha eden ve hatta insanları kuşatma altına alarak aç ve susuz bırakan ve onlara ilaç ulaşmasını engelleyen bu cani hanedan nasıl en kutsal İslami mekânları yönetmeyi kendisine layık görebilir sorusudur. Bundan daha önemlisi, Suud hanedanının bu cinayetleri haram aylardan biri olan Recep ayında işlemesi, Ramazan ayında da aynı cinayetlere devam etmesi ve oruçlu Yemen halkını oruçluyken sahurda ve iftarda şehit etmesidir.
Ancak Yemen halkının bu cinayetlere karşı direnişi ve Yemen halk güçlerinin karadaki cephelerde hızla ilerlemesi, Suud rejimine yanlış hesapların peşinde olduklarını ve şimdi yenilgiyi kabul etmekten başka çareleri olmadığını gösterdi.
Arabistan'ın Yemen'e saldırmasında başrolü oynayan Arabistan kralının ikinci veliahdı ve Savunma Bakanı Muhammed bin Salman'ın Rusya devlet Başkanı Vladimir Putin'e yalvarması, Muhammed'in ve yeni kral olan deneyimsiz babası Salman'ın Yemen bataklığında bocaladığını gösteriyor ve bu bataklıktan kurtulmak için Yemen milletinin iradesi karşısında diz çökmekten başka çareleri olmadığı anlaşılıyor. Bu durum ise tüm zalimlerin kaderidir ki, er geç işledikleri cinayetlerin cezasını çekerler ve Suud hanedanı da şimdi işlediği Yemen cinayeti yüzünden aldığı cezanın ilk aşamasını tatmaktadır ve daha ağır cezaları beklemesi gerekir.
Kaynak: turkish.irib.ir