Suriye’de İngiliz asıllı Siyonist tarihçi, “Modern Türkiye’nin Doğuşu” adlı kitabın da yazarı Bernard Lewis’in peydahladığı kurucu kaos stratejisi uygulanıyor.
Lewis’in tezinin özeti şu: Müslüman Orta Doğu rejimlerini-halklarını öyle bir çökerteceksin, un-ufak edeceksin, toplumsal dokusunu harab edeceksin, Taş Devrine’ geri götüreceksin ki, bir daha on yılllarca başlarını kaldıramasınlar.
Etnik, din, mezhep kavgaları içinde boğulsunlar, sürekli birbirleriyle boğazlaşsınlar, savaşsınlar, birbirlerini yesinler. Kaos ve yıkım ortamana itilmiş bir Orta-Doğu, Siyonist İsrail’in ve emperyalist Batı’nın orada istediği gibi at oynatmasını mümkün hale getirir.
Böylece, kapitalist dünya için vazgeçilmez olan Petrol ve doğal gaz başta olma üzere, bölge zenginliğinin yağmalanması güvence altına alınır.
İşte Suriye bu stratejiye taş koyduğu için, emperyalist hesaplara ve planlara karşı direndiği için cezalandırılmak, çökertilmek isteniyor. Eğer Suriye çökertilirse, zincirin diğer halkaları olan İran, Lübnan, Irak ve Filistin direnişini kırmak kolaylaşacak. [Zaten ‘Müslüman Kardeş’ Hamas örgütü, Katar tarafından satın alınmış durumda...] Böylece İsrail’in yayılmasınının önündeki engel bertaraf edilmiş, İsrail’in varlığı ve güvenliği garantiye alınmış olacak. Kapitalizmin kanı olan petrol ve doğal gaza el koymak daha da kolaylaşacak. Dikkat edilirse, Türkiye’den Japonya’ya kadar uzanan bölgede Amerikan üssü bulunmayan, topu topu üç ülke var: Suriye, İran, Lübnan. Dolayısıyla, Suriye, İran, Lübnan ve Irak zincirin eksik halkalarını oluşturuyorlar. Eğer önce Suriye, ardından İran ve Lübnan Hizbullahı etikisizleştirilirse, başta ABD olmak üzere emperyalist kampın Rusya’yı ve Çin’i kuşatması tamam olacak... Zira kapitalizimin krizi derinleşiyor, Batı emperyalizmi inişe geçerken, Rusya, Çin ve diğerleri yükseliyor. İşte Suriye’ye ABD, AB, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, vb. tarafından kurulan komplonun ve suikastın asıl nedeni bu... Yüksek insânî kaygılar ve değerlerle uzaktan yakından bir ilgisi yok, olması da mümkün değildir...