Suriye yönetimi, uzunca bir süredir İsrail'i Suriye'deki silahlı çetelere destek vermekle suçluyordu. Bunun son örneği, Suriye-İsrail sınırındaki Golan Tepeleri ve Kuneytra'da yaşanan gelişmelerdi.
Birleşmiş Milletler de, Suriyeli yaralı muhaliflerin İsrail işgali altındaki bölgeye taşındığını, bir örnekte ise İsrail ordusunun muhaliflere iki kutu teslim ettiğini raporunda yazdı.
Son itiraf ise, Kuneytra'da bulunan bir "muhalif"ten geldi.
İsrail Bölgenin Haritalarını Verdi
Kuneytra'da bulunan ve adı Muhammad Kasım olan bir "muhalif", İsrail ile El Kaide ilişkisine dair çarpıcı iddialarda bulundu.
Kasım'a göre, Suriyeli muhaliflerle İsrail ordusu arasındaki iletişim, Deraa ve Kuneytra'da Güney Cephesi'nin açılmasından önce artış gösterdi.
Eylül'deki Kuneytra saldırısında rol alan Kasım, Al Monitor'a yaptığı açıklamada, saldırıdan önce İsrail ordusu ile El Kaide'nin Suriye kolu Nusra Cephesi'nin komutanı Ebu Darda arasında işbirliği ve iletişim sağlandığını ileri sürdü.
Saldırıya kısmen katılan bir Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ise, daha da ileri giderek, İsrail'in sınır bölgesinin haritasını ve bölgedeki Suriye ordusuna ait noktaları Ebu Darda'ya ilettiğini söyledi.
Kuneytra'da İsrail-El Kaide İşbirliği
Kasım'a göre, "muhaliflerin" Kuenytra sınır kapısını alması, Ebu Darda'nın aracılık ettiği İsrail'in koordinasyonu ile gerçekleşti.
Kasım, çatışmalar sırasında İsrail ordusunun orduya ait kontrol noktalarına ağır bombardıman yaptığına ve bir Suriye uçağını düşürdüğüne dikkat çekti.
Kasım, Kuenytra savaşından önce İsrail'in "muhaliflere" iletişim cihazları ve sağlık ekipmanları sağladı. Kasım, iletişim cihazları sayesinde muhalifler arasındaki iletişimin geliştiğini vurguladı.
Muhalif isim, işgal altında Golan Tepeleri'nde kurulan mülteci kampına da, çete üyelerinin günde üç kez gittiğini ileri sürdü.
İsrail ordusunun yaralı muhaliflere, tedavilerinde eskortluk ettiği, daha sonra bu yaralılardan çatışma bölgesi hakkında bilgi aldıkları da gelen bilgiler arasında.
Deraa'da Manidar Tesadüf
Deraa'dan bir muhalif Ğazvan el-Hurani ise, 4 Ekim'de Deraa'nın kuzeybatısındaki Tel Hara'nın Nusra ve diğer çeteler tarafından ele geçirilmesinin, İsrail desteğinin yokluğunda mümkün olamayacağını savundu.
İlginç bir "tesadüf" ise, Deraa'daki saldırıdan bir ay önce yaşandı. 5 Eylül günü, Suriye'nin güneydeki son hava gözetleme istasyonu, Tel Hara'da İsrail uçakları tarafından vuruldu.
Hurani, Tel Hara'da ele geçirilen izleme, yayın ve engelleme cihazlarının, Nusra militanları tarafından toplanarak bilinmeyen bir yere götürüldüğünü de ekledi.
