Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Siyonist Rejim Neden Golan Cephesi İçin Endişeleniyor?
Siyonist rejimin mevcut durumdaki temel kaygılarından biri, Golan bölgesinin şu ana kadar başarısız olan ikinci bir Güney Lübnan'a dönüşmesidir.
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
06-05-2019 12:38 - 653 Okunma
Siyonist rejim, şimdiye kadar Suriye sahasında uyguladığı denklemi Lübnan’a da dayatmaya çalıştı ama bu konuda başarılı olamadı.
 
Tel Aviv’in tehditlerine ve Lübnan’a saldırı konusundaki kapsamlı girişimlerine rağmen, Lübnan’ın fiili tepkisi ve geçtiğimiz yıllarda bu ülkenin Siyonist Rejime verdiği caydırıcı mesajlar, bu senaryonun uygulanmasına engel oldu. İşgal rejiminin liderleri, Hizbullah’ın Lübnan’dan Suriye’ye kadar oluşturduğu caydırıcı denklemin intikali konusundaki endişelerini gizlemediler. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın düşmanla olan savaşındaki stratejik yönünden haberdar olduklarında da onların endişeleri kat kat arttı.
 
Bu gerçeklerle birlikte, Siyonist ordusunun Golan Tugayı Amil Fisher birkaç gün önce İbranice yayınlanan İsrail el-Yevm Gazetesine verdiği röportajda şu ifadelerde bulundu: Düşmanla karşı karşıya gelme konusunda temel bir sorun var ve o da Suriye'nin ikinci bir Güney Lübnan'a dönüşmesini engellemektir. Aynı endişe, İsrail ordusunun 2018 stratejisini güncelleme konusunda da geçerlidir. Bu stratejide, Suriye’nin temel olarak zayıf olsa da İsrail'i tehdit edecek güçte olduğu belirtiliyor. Suriye, Direnişin ana parçası olarak, İsrail için temel ve büyüyen bir tehdittir. Bu, Suriye'yi parçalanan başarısız bir devlet olarak gören İsrail’in eski değerlendirmelerindeki değişikliği yansıtıyor.
 
Siyonist rejim siyasi alanda ve pratikte caydırıcılığını güçlendirme ihtiyacı da dahil olmak üzere anlaşılabilir nedenlerden dolayı Suriye'ye yaptığı saldırıların taktiksel kazanımlarını abartmaya çalışsa da reklamdan yararlanmaksızın bağımsız olarak bu başarılara olan yaklaşım, düşmanın düşüncelerinin gerçeğini aydınlatabilir.
 
Örneğin, kıdemli Siyonist uzmanlar stratejik hedeflerinin savaşlar arasındaki çatışmadan sağlanamayacağına değiniyorlar. Yine bu kişiler, İran'ın Suriye’ye imkanlar sunmakta ve bu ülkeyi desteklemekte kararlı olduğu hakkındaki görüşlerine değinerek, Siyonist rejimin iç güvenliğine karşı kuzey cephesi tehdidinin arttığı konusunda uyarıyorlar. Bu bağlamda, Golan Bölgesi Komutanı, Suriye'deki durumun karmaşıklığı ve gelecekte bu cepheyi hazırlanmanın sınırlamaları hakkında, şunları söyledi: ‘İsrail'in şartları tek başına yaptıkları ile ilgili değildir. Bu şartlar daha ziyade, Siyonist rejimin Suriye'deki İran ve Hizbullah'ın faaliyetlerini Ruslar veya Amerikalılar aracılığıyla ya da doğrudan engelleme konusunda başarılı olup olmayacağı ile ilgilidir.’
 
İsrailli bu komutan bu soruda, askeri komutanların ve siyasi yetkililerin Suriye’deki durum karşısındaki duruşlarında kullandıkları bir üsluptan yararlandı. Bu komutan, Suriye, İran ve müttefiklerini direniş ekseninden ayırmaya ve Suriye ordusunu sekiz yıldır süren yıkım savaşından izole etmeye çalışıldığını belirterek şu ifadelerde bulundu: ‘Orduya sahip olma konusunda hiçbir sorunum yok, aksine bana göre bu en iyi senaryodur.’ Bu komutan, direniş ve çeşitli gruplar arasındaki birlikten kaynaklanan tehlikenin boyutunu gizlemedi ve şunları söyledi: ‘Stratejik ve taktik olarak en kötü senaryo, bizim karada başarısız olmamız ve Hizbullah’ın aynı şekilde programlarına devam etmeleri, izleme görevlilerini ve anti tank gruplarını arttırmalarıdır. Hizbullah bir sonraki şamada, bölgede füze üsleri, insan gücü ve komandolar aracılığıyla bulunmaya çalışıyor.’
 
Bu Siyonist’e göre, Hizbullah’a karşı hareket etmek, doğrudan ya da dolaylı olarak, mümkün olduğu şekilde ona saldırmak, yeni bir fırsatta Şam ve müttefiklerinin arasını açmak için Suriye, Rusya ve Birleşmiş Milleler gibi diğer bölgeleri harekete geçirmek doğru bir adım gibi görünüyor. Yine bu Siyonist komutanın ifadesine göre, Golan, Lübnan ile İsrail arasında ayrım çizgisi olarak, barışçıl ve güvenli bir bölge olarak kullanılmaya devam edilmeli ve bu bölge çatışma cephesine dönüştürülmemelidir.
 
Fisher şu iddialarda bulundu: ‘İsrail’in Suriye’deki hava saldırılarına, roket saldırılarına ve geçmiş yıllardaki savaşların hacmine rağmen, Suriye’deki silahların hacmi çılgıncadır. Beşar Esad’a Golan sorununun çözümü hakkında sorulduğunda onun cevabı, Hizbullah'ın bu bölgede direnebilecek tek güç olduğu yönündedir.’
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
06-05-2019 12:38 - 653 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
22-11-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım