Ahvaz'da düzenlenen Üçüncü Uluslararası Velayet Sempozyumu'na katılan Dr. Muhammed Ticani Semavi 'Ehlisünnet'in büyük çoğunluğu Gadir-i Hum konusunu yeterince bilmiyor' dedi.
Dr. Ticani sözlerine şöyle devam etti;
"Gadir-i Hum'un felsefesi derk eden ve Şia düşüncesinin ayılması için çaba harcayan çok az sayıda insan var.
Düzenlenen bu sempozyuma katılmak, sorumluluk isteyen büyük bir vazifedir. Bu hakir, Gadir'i Hum'un tebliği ve halk tarafından tanınması için görevlilere böyle bir sempozyum düzenlemeleri konusunda öneride bulundu. Sempozyuma Ehlisünnet âlimlerinin de katılmasını teklif ettim.
Yüce Allah Peygamber'ine (s.a.a) Hz. Ali'yi (a.s) kendisinden sonra Müslümanların rehberi olarak tanıtmasını istediğinde Peygamber (s.a.a) halka hitaben;
'Ben kimin mevlası isem Ali'de onun mevlasıdır' buyurdu.
Şia öğretisinin tanıtılması için bu tür sempozyumlar düzenlemek zorunluluktur. Temennim, bu mektebe olan bağlılık ve tebliğ aşkı genç nesil tarafından da sekteye uğramadan sürdürülmesi yönündedir."
Konuşmasının sonunda Hac faciasında hayatını kaybedenlerin ailelerine ve Müslümanlara başsağlığı dileyen Dr. Ticani;
"İnşallah, Yüce Rabbimiz Müminlerin Emiri'nin şefaatini bizlere ve hayatını kaybedenlere nasip eder" dedi.
Dr. Muhammed Ticani Semavi Kimdir?
1936 yılında Tunus'un Kafsa şehrinde, tanınmış ve inançlı bir ailede doğmuştur. Çocukluğundan dini öğretilere karşı özel ilgi duyan Ticani, genç yaşta kentin imamı olmuş ve imamlığını yaptığı camide tefsir ve fıkıh dersleri vermiştir. Liseyi bitirdikten sonra Fen Fakültesi'nde öğrenimini sürdürerek mühendislik derecesine ulaşmıştır.
İlim ve tecrübesini arttırmak amacıyla Mısır, Irak, Lübnan ve Ürdün gibi bazı ülkelere yolculuklar yapmıştır. Ayrıca, hac ve umre ibadetlerini yerine getirmek için birkaç kez Arabistan'a gitmiştir.
Bu yolculukları sırasında Ayetullahi'l-Uzma Seyyid Ebu'I-Kasım Hoi ve Ayetullah Şehid Muhammed Bakır es-Sadr gibi Şia'nın büyük şahsiyetleriyle görüşme saadetine erişerek Şiilik hakkında araştırma yapma imkânını bulmuştur.
Dr. Ticani, çocukluğunun ardından çeşitli ilim adamlarından dersler almak için batı ülkelerine seferler yaptı. Mısır’da el- Ezher Uleması kendisine orada kalarak değerli ilimlerinden el- Ezher’deki öğrencilere dersler verme isteğinde bulundu, ancak kabul etmedi. Irak’a yaptığı bir yolculuk sırasında Şia ulemasıyla yaptığı sayısız bahislerin ardından Şia mezhebini seçti. Şu anda dünyada Şia mezhebinin tanıtıcılarından sayılmaktadır
Dr. Ticani, Araştırmalarında karşılaştırmalı bir metot takip etmiştir ve kitaplarında da genellikle konular bu metotla anlatılmıştır. Getirdiği deliller ise Kuran-i Kerim, Hz. Peygamber’in (s.a.a) sünnetindendir.
Daha sonra Tunus hükümetinin baskı ve eziyetlerine maruz kalarak ailesiyle birlikte Paris'e yerleşmiş ve Sorbonne Üniversitesi'nden felsefe dalında doktorasını almıştır. Adı geçen üniversitede öğretim üyesi olarak görev yapan Tunuslu üstat; Tunus başta olmak üzere çeşitli İslam ülkelerinde eğitimler vermektedir.