HZ.Mehdi'nin doğum yıldönümü nedeniyle bir programa katılmak için Iğdır'a gelen eski Başbakan yardımcısı Abdullatif Şener, Iğdır'ı gezerek esnaf ve vatandaşlarla görüşüp sohbet etti.
Gazetecilerin Türkiye gündemi ile ilgili sorularını cevaplandıran Abdullatif Şener, başbakan sınırlarımızdaki muhaliflere destek veriyor. Bu IŞİD ve el nusra örgütüde bunlardan biridir.
İlk önce özgür Suriye ordusu deniliyordu şimdi bu ordu yok, yerinde eli kanlı terör örgütü El Kaidenin kolu olan vahşi terör örgütü Işid ve El nusra vardır. Bölgede insanların can, mal namus ve ırz güvenliği tamamen yok olmuştur. Türkiye kendi eliyle terörist gurupları Türkiyeye komşu haline getirmiştir. Asıl politikadaki yanlışlık budur Maalasef Suriye ve Irakta bulunan yüzlerce örgüt birlikte hareket etmektedir. Zaman zamanda birbiriyle çarpışmaktadır. Başbakanın bu muhalif guruplara destek verdiği açıktır.Hatta bu muhalif gurupları desteklediğini kendisi ifade etmektedir.
Hangi örgütü desteklediği konusunda net bilgi vermemektedir. İlk yıllarda Özgür Suriye ordusundan bahsedilmekteydi ama bugün özgür Suriye ordusu gibi etkin bir muhalif gurup zaten kalmamıştır. O halde Başbakanın hangi Örgüte destek verdiğini açıklaması lazım. Ama hangi örgütün ismini zikrederse zikretsin bu örgütlerin tamamı IŞİD VE El Nusrayla birlikte Terörist eylemlerde bulunmuştur. Başbakanın İzlemiş olduğu Ortadoğu Politikası sakattır, yanlıştır, nasıl organize olup biraraya geldikleri ehil olmayan, kurumsallaşmamış, gelecekte ne yapacaklarıyla ilgili hiç bir garanti bulunmayan bu tip örgütlerle hiç bir Devlet iş birliği yapamaz ittifaklar kuramaz çünki bu rastgele Örgütler yeri gelir silahını size doğrultur.
Sizin başınıza bela olur öngörülmeyen vahşetleri işler cinayetleri işler ve siz bunlarla iş birliği yaptığınız için sadece bölgede değil kendi ülkenizde değil dünyada rezil olursunuz.Böylesine vahşi örgütlerle ittifak çabaları içerisinde komşu Ülkelerdeki Devlet istikrarını çökertmeğe yönelik bir politikayı Başbakanın benimsemiş olması Türk diplamasisi açısından Tarihimizde hiç görülmemiş yanlış bir çizgidir, Tutumdur.Başbakan bundan vazgeçmesi gerekmektedir.İşte İttifak kurduğunuz Örgütler IŞİD Bunlardan biri sonunda geldi silahları size doğru yöneltti Musul'u işgal etti Türk Başkonsolosluğunu işgal etti burada bulunan 49 vatandaşımızı diplamatımızı görevlimizi esir aldı bu yetmedi Irak'taki çalışan işçilerimizi şöförlerimizi tam 80 kişiyi esir aldı.
Başbakanın Konuşmalarını dikkatli bir şekilde izliyorum Neredeyse Işid'in adını ağzına alırken Salavat getirecek çok kibar,çok ince,sanki karşısında bin yıllık bir Devlet ve Diplamasi tecrübesi olan bir guruptan bir ülkeden bir devletten bahsedercesine büyük nezaket göstermeye özen gösteriyor.Şimdi sayın Başbakana soruyorum Bu eli kanlı Terör örgütüne karşı gösterdiğiniz bu nezaket ifadeleri ve üslubu neyin eseridir hangi sebepten böyle davranıyorsunuz Dünya bu örgütü Dünyanın gelmiş geçmiş en eli kanlı Örgütü ilan etmişken siz hala bu canilere karşı bu ince diplomatik üslubu niçin sürdürürsünüz yoksa çok derin işbirlikler yaptınız geçmişte de sert ve ağır demeçler verdiğiniz zaman o geçmişteki iş birliğinizden bahsederse mahcup olurum diyemi korkuyorsun? IŞİD'ten sende mi korkuyorsun? bu bir ürküntünün bir telaşın bir sıkıntının ifadesimidir? Aman vaktiyle yaptığımız bazı iş birliğini itiraf etmesin telaffuz etmesin nazik davranayım iltifat edeyim diyemi düşünüyosunuz? Eğer böyle düşünüyorsanız bu Devlet ciddiyeti ile bağdaşmaz binlerce yıllık Devlet tecrübesi olan Türkiye Cumhuriyetinin bir başbakanının benimseyeceği üslup bu değildir.
Şimdi Günlerdir diplomatlarımız ve vatandaşlarımız IŞİD'in elinden kurtulma çabası içerisindedir Türkiye'den ağırlığını koyması beklenmektedir.Başbakanın bununla ilgili ne yaptığını söylemesi lazım yok bu IŞİD bizim zaten dostumuzdur bizim vatandaşlarımıza büyükelçilik görevlilerimize bir şey yapmaz nasıl olsa serbest bırakacaktır diye eminseniz burada da büyük bir vahamet ve Devlet ciddiyeti ile bağdaşmaz büyük bir hata vardır hiç bir zaman bir terör örgütünün insafına ciddi bir devlet,vatandaşını terk edemez.Diplomatlarını terk edemez Rızık mücadelesi için yabancı Ülkelerde çalışan vatandaşlarını böyle terör örgütünün insafına terk etmez sahipsiz bırakamaz. Nerden bakarsanız bakın Başbakan bir yanlışın içerisindedir olayı sürekli başbakan olarak sürekli tekrar etmemin sebebi şudur böyle bir politika Türkiye'nin politikası olamaz ve bunu bir Türkiye politikası olarak kabul etmiyorum hatta böyle bir politika Türk Dış işleri politikası da olamaz bizim diplomatlarımızın böyle bir politikayı onaylıyacağınıda düşünmüyorum bu politika doğrudan doğruya her nedense hangi bağlantılar nedeni ise çok ölçülüp tartılmadan biçilmeden Başbakanın insiyatif kullandığı Dış İşleri Bakanı da koltuğunu korumak için savunduğu ve yürüttüğü bir politika haline gelmiştir bu politikanın bir numaralı sorumlusu Başbakandır onun için Başbakan diyorum bunu niye yapıyorsunuz Türkiye'nin Dış politikası bu kötü yakışıksız politikası olarak isim vermiyor çünki bu ülkenin duyarlı vatandaşlarının hiç biri böylesine garabet bir politikayı desteklememektedir.Biz biran önce gerekli tedbirlerin alınmasını ve vatandaşlarımızın bırakılmasını istiyoruz. Onlar dostumuzdur onlar bırakacak bizde kahramanlığımızı ilan edecek bakın vatandaşlarımızı kurtardık diyeceğiz diye bir beklentinin içerisine giriyorsa sayın başbakan bilsinki IŞİD'in insafından bir kahramanlık doğmaz.Yanlış bir kahramanlık içerisindedir.Sonra İslam Ülkelerinede bu süreçte bazı şeyler söyleme ihtiyacı duyuyorum.
Başbakana bakıyoruz ABD Başkanı ile görüşemediği için Başkan yardımcıları ile danışmanlar ile telefon diplomasisi kuruyor sayın Erdoğan Natoyla görüşmeler yapıyor Almanya Başbakanı Merkele telefon açıyor onunla görüşmeler yapıyor IŞİD,Konsolosluk skandalı ile ilgili batıdan medet umuyor.Bu yanlış bir tercihtir sayın Başbakan son 3-5 yıldır bölgemizde dünyanın en kanlı terör örgütleri eylem yapmaktadır.Nijerya,Cezayir,Somali'de bu kanlı terör örgütü kaidenin her ülkede farklı isimlerle anılıyor kaide unsurları korkunç katliamlar yapılıyor Müslümanların Irzı Namusu Şerefi Haysiyeti bu kanlı örgütün elinde mahvolmaktadır.Böyle bir ortamda İslam Konferansının toplantıya çağırılması için niçin çaba harcamaz. Başbakan Erdoğan'a bunu söylüyorumİslam Konferansı teşkilatı tüm İslam Ülkelerini Çekirge sürüleri gibi yağmalayan böylesine bir Örgüt içim toplanmayacak niçin toplanacak.Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tüm İslam ülkelerini çekirgeler gibi yağmalayan böyle bir örgütün varlığı karşısında İslam Konferansını toplanmasını sağlamayacakta hangi olay için girişimde bulunacak üstelik İslam Konferası teşkilatının genel sekreteri Türkiye'nin girişimleriyle iş başına gelmiş olan Türk vatandaşı Ekmeleddin İhsanoğlu'dur.Bu Hükümetin onun seçiminde etkisi ve rolü vardır.Hatta bende Bakanlığım sırasında bazı İslam ülkelerini tek tek dolaşarak Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy vermeleri için ikna ettim.Bu Konferansın harekete geçmesi lazım.
Başbakanın gerekirse genel sekreteri uyarması lazım.Bu ortam tam İslam Konferası teşkilatının kurulduğu günden bu güne kadar toplanmasını gerektirecek en ciddi durumla karşı karşıyayız.Hele Arap Birliği 3-4 yıldır İslam ülkerindeki Terör gurupları ile ilgili hangi kararı almıştır. Şimdi soyal medyada dolaşıyor Arap Birliği teşkilatı toplantı yapacakmış.Umut ederimki bu toplantıda IŞİD'e destek çıkmaz. Ama maalesef aynen Erdoğan gibi bazı Arap Ülkelerinin liderleride IŞİD'den çok büyük nezaket üslubu içerisinde bahsediyor. Bu katliamların İslamla Müslümanlıkla bağdaşır tarafı varmı? İnsanlıkla bağdaşır tarafı varmı? Böyle bir Örgütün derhal Tasviye, yok ve İmha edilmesi gerekir.
Başbakan Cumhurbaşkanı adayı olabilir ama Cumhur başkanı seçileceğini düşünmüyorum.Başbakanın Sivastan öteye gidemiyorlar sorusuna ise Eğer bu ülkede muhalefet partileri ülkenin bazı illerine gidemiyorsa bunu Başbaknın telaffuz etmesinden daha büyük bir ayıp olamaz.Çünki değil muhalefet partilerinin Genel Başkanları tek bir vatandaşımız bile herhangi bir ile gidemiyorsa bunun bir numaralı sorumlusu Başbakanın kendisidir.Kendi kabahatini başkalarının zaafı olarak anlatmak ancak Başbakan Erdoğan'nın üslubuna yakışan bir hadisedir ama maalasef bu sözü yıllar önce söylemiştir kendiside bazı illere gidebilmek için 5-6 bin sivil koruma yanında götürmek zorunda kalmıştır önce bunu izah etsin ülkeyi bu duruma getiren kendisidir. Ülkede gerginliği ve şiddeti tırmandıran kendisidir. Türkiye'nin her tarafından sürekli her konuşması şiddeti tırmandırıyor. Çok Demokratik sivil Gezi eylemlerinde Güvenlik güçlerinin şiddet kullanmasını teşvik eden tahrik eden demeçler, beyanlar talimatlar yağdırıyor. İki tane 20 yaşındaki gencimiz kendisini protesto etseler bunlar Terör Örgütü üyesi diye bas bas bağırıyor.
Bu Üslup Bu Tarz bu tür siyaset Herhangi bir Başbakanın tarzı olamaz. Başbakanlık makamı bütün vatandaşları kucaklama yeridir. Ama maalesef sayın Erdoğan sürekli ayrıştırıyor şiddeti teşvik eden üsluplar kullanıyorve bu ülkeye zarar veriyor.Licede ve Musulda Bayrak indirildi. Bayrak bir Ülkenin birliği beraberliğidir tüm vatandaşların birbirlerine duyacakları güvenin ve emniyetin ülkenin sembolüdür Ülkemizin Topraklarında Türk Bayrağının indiriliyor olması buna göz yumulması kabul edilemez.Ama maalesef Başbakan yaptığı gurup kunuşmasında bir taraftan benmi müdahale edecektim diyor bir taraftanda bu tür olaylara müdahale ederek insanları tahrik etmeyin diyede güvenlik güçlerimize talimatlar yağdıran tutarsız ve birbiriyle çelişkili cümleleri aynı konuşmasının niçerisinde kullanıyor.Bu Başbakanında kafasının biraz karışık olduğunu gösteriyor.Yoksa bir insan aynı konuşmada bir birine zıt iki cümle söylemez.Birbirine zıt iki cümle söylüyorsa bir insan orda bir kafa karışıklığı var demektir.Muhtemeldirki Başbakanın zihninde bir karışıklık var rotayı tam tutturamamış ne yapacağını kestirememiş bir insan izlenimi veriyor bu daha tehlikeli bir durum.
Bu İzlenimi alan Örgüt mensuplarının bundan yararlanacakları çok doğaldır.Onun İçin Biz Başbakanın zihnini tazelemeye tutarsızlıktan arındırmaya davet ediyoruz. Çatı Adayı arayışı olumlu bir çabadır gerek Kılıçtaroğlu Gerek Sayın Bahçeli bu iyi niyetli arayışı günlerdir sabırla sükunetle sürdürmektedirler.Ben verimli ve faydalı bir sonucun ortaya çıkmasını diliyorum.Ve bir takım insanların kişisel bağlamda bu sürece girmelerinin fayda sağlamayacağını düşünüyorum onun için kendimle bağlantılı bir yorum yapmam doğru olmaz biz herzaman faydalı olan işlerin peşinden koşarız dedi.
Abdullatif Şener Terör Örgütü Işid Nusra gibi Suriye ve Irak'ta yapılanmış olan Terör Örgütü üyelerinin Türkiye'dede bir takım hücreler oluşturduğu haberleri almakta isemde henüz Türkiye'ye yönelik doğrudan bir eylem yapabilecek konumda olduklarını düşünmüyorum ama Dünyanın dört bir yanından gelerek Türkiyeden Suriye ve Irak'a geçiyor olmaları orda çatışıyor olmaları Suriye ve Irak Ordusuyla çatıştıktan sonra yoruluyor ve kebap yemek için Türkiyeye geliyor ondan sonra tekrar gidiyor Türkiyeninde önemli bir riski kucağında bağrında barındırdığını göstermektedir.Bu Örgütler Türkiye açısındanda risk oluşturmaktadır.Abdullatif Şener Başbakan Cumhurbaşkanı seçilirse Geride kalanlar 3 dönem Tüzüğünün maddesini değiştirirler kazanamassa kendisi değiştirir dedi.Abdullatif Şener daha sonra Esnaf ziyareti yaptı. (Yeşilığdır)