SEKAM'ın, Türkiye'nin 81 ilinde 15-28 yaş grubunda 5 bin 541 gençle yaptığı araştırma, "kavram kargaşası" ve "kafa karışıklığı"nı ortaya koyuyor. Araştırmaya göre "Ateist" gençlerin yüzde 61'i Allah'a inanıyor.
Araştırma sonuçlarına göre, "ateist" gençlerin yüzde 61'i Allah'a inanıyor, yüzde 59'u düzenli oruç tutuyor, yüzde 13'ü düzenli beş vakit namaz kılıyor, yüzde 43'ü cuma namazına gidiyor- Kendisini "İslamcı" olarak tanımlayan gençlerin yüzde 17,8'i ise hiç namaz kılmadığını belirtti.
Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Araştırmalar Merkezi'nin (SEKAM) yaptığı "Gençlik Araştırması", Türkiye 'de "kavram karmaşası" ve "kafa karışıklığı"nın ciddi boyutlara ulaştığını ortaya koydu.
Araştırma sonuçlarına göre, kendisini "ateist" olarak tanımlayan gençlerin önemli bir bölümü Allah'a inanıp, namaz kılarken, "İslamcı" gençlerin bir bölümü hiç namaz kılmadığını belirtti.
SEKAM, Türkiye'de gençliğin özelliklerini, karşılaştıkları sorunları, kimliklerini ve beklentilerini ortaya koymak üzere, 81 ildeki 352 yerleşim biriminde, 15-28 yaş grubuna yönelik "Türkiye Gençlik Raporu: Gençliğin Özellikleri, Sorunları, Kimlikleri ve Beklentileri" başlıklı araştırma gerçekleştirdi.
"Katmanlı tesadüfi örneklem tekniği" tercih edilen araştırmada, 5 bin 541 kişiye anket çalışması uygulandı.
Araştırmanın proje yönetmenliğini Prof. Dr. Celalettin Vatandaş, koordinatörlüğünü Hanefi Mahitapoğlu yaptı. Prof. Dr. Burhanettin Can, Prof. Dr. Mustafa Aydın, Prof. Dr. Mete Doğruer, Doç. Dr. Mustafa Tekin, Abdulvahap Yaman, Şemsettin Özdemir, Gürsel Ulukır, Metin Alpaslan ve Cevat Özkaya da projede "araştırmacı" olarak görev aldı.
Araştırmada, gençlere, dini ve siyasi kimliklerini belirlemek üzere sorular yöneltildi.
Katılımcılara "Aşağıdaki kimlik size ne oranda uyar?" şeklinde soruldu. Birden fazla şıkkın seçilebildiği soruda, "Bana çok uyar" seçeneği yüzde 43 oranında "Müslüman", yüzde 31 oranında "İlerici", yüzde 29 oranında "Atatürkçü", yüzde 23 oranında "Laik", yüzde 22 oranında "İslamcı", yüzde 22 oranında "Milliyetçi", yüzde 19 oranında "Dindar", yüzde 18 oranında "Kemalist", yüzde 8 oranında "Ülkücü", yüzde 15 oranında "Sosyalist", 13,4 oranında "Devrimci", yüzde 5,4 oranında "Feminist", yüzde 3,5 oranında "Komünist", yüzde 1,4 oranında "Ateist" kimlik için işaretlendi.
Gençler, "Bana hiç uygun değil" tercihini ise yüzde 74 oranında "Ateist", yüzde 59 oranında "Komünist", yüzde 43 oranında "Feminist", yüzde 36 oranında "Ülkücü", yüzde 31 oranında "Devrimci", yüzde 16,7 oranında "Muhafazakar", yüzde 10,3 oranında "İslamcı" kimlik için kullandı.
Ateist gençlerin yanıtları şaşırttı
"Allah'ın varlığına inanma durumunuz nedir?" şeklindeki soruyu, farklı siyasi görüşlerden gençlerin yüzde 100'lere varanı "Kesinlikle inanırım", "İnanırım" seçeneklerini işaretledi.
Ankete katılan 5 bin 541 gençten "Ateist" kimliğini kendisine uygun bulan 160 gencin verdiği yanıtlar ise şaşırttı.
Bu gençlerin yüzde 61'i "Allah'ın varlığına kesinlikle inanırım", yüzde "18'i "inanırım", yüzde 13'ü "şüpheliyim", yüzde 9'u ise "inanmam" seçeneğini işaretledi.
"İslamcı ama hiç namaz kılmamış"
"Namaz kılma durumu" konusundaki soruda da beklenmedik sonuçlar ortaya çıktı. Kendisini "Ateist" olarak niteleyenlerin yüzde 13,3'ü, düzenli beş vakit namaz kıldığını belirtirken, kendisini "İslamcı" olarak nitelendiren gençlerin yüzde 17,8'i hiç namaz kılmadığını ifade etti. "Komünist" gençlerin yüzde 9,8'i de "Beş vakit namaz kılıyorum" şeklindeki şıkkı işaretledi.
Cuma namazına ilişkin soruya gençler, daha yüksek oranda "düzenli kılarım" yanıtını verdi.
Araştırmaya katılan "Atatürkçü" gençlerin yüzde 51'i, "Ülkücü" gençlerin yüzde 58'i, "İslamcı" gençlerin yüzde 63'ü, "Feminist" gençlerin yüzde 36'sı düzenli cuma namazını kıldığını belirtti.
Kendisini "Ateist" olarak tanımlayan gençlerin yüzde 43'ünün de "Düzenli cuma namazını kılarım" şeklinde yanıt vermesi dikkati çekti.
Oruç ibadetini ise farklı siyasi kimliklerden gençlerin yüzde 90'lara varan oranda gerçekleştirdiği ortaya çıktı. "İslamcı" gençlerin yüzde 90'ı, "Ülkücü" gençlerin yüzde 89'u, "Sosyalist" gençlerin yüzde 80'i, "Atatürkçü gençlerin yüzde 84'ü oruç tutuğunu ifade etti. "Ateist" gençlerin yüzde 59'u da "düzenli oruç tutarım" seçeneğini işaretledi.
En güvenilir kurum kurum Ordu"
Araştırmada katılımcılara, "En güvendiğiniz kurum hangisidir" sorusu yöneltildi.
Gençler yüzde 31,2'lik oranda "Ordu"yu ilk tercihinde en güvenilir kurum olarak gördüklerini belirtti. Orduyu, yüzde 21,4 ile Meclis, yüzde 18,4 ile hükümet, yüzde 7,3 ile Cumhurbaşkanlığı, yüzde 5,7 ile sivil toplum örgütleri, yüzde 4,3 ile diyanet, yüzde 2,9 ile siyasi partiler izledi.
"Kız erkek aynı evde olur mu?"
Ankete katılan gençlerin yüzde 20-25'i "Genç bir kız ile erkek istedikleri şartta aynı evde yaşayabilirler" şeklindeki cümleye katıldığını bildirdi. Kendisini "İslamcı" olarak gören gençlerin yüzde 6,3'ü "Kesinlikle katılıyorum", yüzde 14,9'u "Katılıyorum", yüzde 12,9'u "Kararsızım", yüzde 27,7'si "Katılmıyorum", yüzde 38,2'si "Kesinlikle katılmıyorum" yanıtını verdi.
"Kemalist" gençlerin yüzde 8,6'sı "Kesinlikle katılıyorum", yüzde 19'u "Katılıyorum", 15,7'si "Kararsızım", yüzde 29,5'i "Katılmıyorum", yüzde 27,2'si ise "Kesinlikle katılmıyorum" şıkkını işaretledi.
Katılımcılara bu soruların bu konudaki tartışma henüz yokken, 2013 yılının ocak ve nisan aylarında yöneltildiği belirtildi.
Kitap haline getirilen araştırma, yarın İstanbul Ticaret Üniversitesi Eminönü Yerleşkesi'nde kamuoyuna aktarılacak.
"Gençler kavram kargaşası içinde" SEKAM Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Burhanettin Can, Türkiye'de, "insan unsurunda" değerler bazında bir geriye gidiş olduğunu gözlemlediklerini, sorunu doğru teşhis etmek üzere bir araştırma yapmaya karar verdiklerini anlattı.
Çalışmayı bilimsel kriterler göz önünde bulundurarak ortaya koyduklarını aktaran Can, şöyle devam etti:
"Araştırmada, özel teknik ve çapraz sorularla katılımcıların doğru ya da çok düşünmeden verdikleri cevaplar elendi. Sonuçta, bilimsel bir çalışma ortaya çıktı. Bu araştırmada gördüğümüz en ciddi vaka; korkunç bir kavram kargaşası var. Örneğin 'din', 'milliyetçilik' diyorsunuz, herkeste farklı şekilde bir kavram şekilleniyor. Araştırma sonuçlarına da baktığınızda bir çok kişi, 'Ateistlerin yüzde 13'ü namaz kılıyor' şeklindeki sonuca inanmak istemezken, 'İslamcıların yüzde 17'si namaz kılmıyor' dediğinizde bunu normal karşılayabiliyor. Bizim bu noktada vardığımız sonuç şu; bu nesil, 15-28 yaş grubu, kavramlara son derece yüzeysel vakıf, sloganik bakıyor, muhtevasını bilmiyor. Sosyal medya üzerinden hoşuna giden şeyi almış."
"Ateist Müslüman bizde de var"
Düşünür Oliver Roy'un "Küreselleşen İslam" isimli kitabında batıda "Ateist Müslümanlar çok yaygın" şeklinde bir görüş ortaya koyduğunu, Paris banliyösünde Cezayirli bir gencin, televizyon kameraları karşısında kendisi için, "Ben Ateist Müslümanım" dediğini kaydeden Prof. Dr. Can, "Bunu duyunca önce şoke olduk, Nasıl böyle bir şey olabilir diye. Sonra Oliver Roy'un kitabını okuduğumuzda bunun yaygın olduğunu gördük. İşin garibi bu durum bizde de var" diye konuştu.
Sorularda katılımcıları yönlendirmemeye özellikle gayret ettiklerini belirten Can, "Bize en çok, 'Siz bu gence ateizmi anlattınız mı? Bu genç ateizmin ne olduğunu biliyor mu?' şeklinde sorular yöneltiliyor. Gence ateizmin ne olduğunu anlatırsak, onu yönlendirmiş ve gerçeği saptayamamış oluruz. Kendisini nasıl tanımlıyorsa gerçek odur" dedi.
Prof. Dr. Can, "Acaba sonuçlarda bir yanlışlık mı var?" diye sorguladıklarını dile getirerek, "Gezi Parkı olayları oldu. Bu olayların, ulaştığımız sonuçları doğrular nitelikte olduğunu gördük. Bir tarafta ateist, bir tarafta beş vakit namazında adam. Aynı fotoğraf karesinde birbirinden çok farklı siyasi görüşleri temsil eden el işaretleri... Bunları bir araya getiren ancak zihinsel bir kafa karışıklığı olabilir" ifadelerini kullandı.
Gençlerde büyük bir kafa karışıklığı olduğunu kaydeden Can, şöyle konuştu:
"Bunun nedeni ne diye çok düşündük. Türkiye'nin bir tezatı var. İki medeniyet değerleri burada çatışıyor. Batı kültürünün medeniyet değerleriyle bu toplumun sahip olduğu İslam kültürünün çatışması var. İnsanları en çok diziler, reklamlar, bilgisayar oyunları ve internet etkiliyor. İnterneti sürekli kullananlar, toplumsal, dini ve aile değerlerine en az bağlı olanlar... Türkiye'de eğitim düzeyi yükseldikçe, yine zenginleştikçe, kırdan kente geldikçe toplumsal, dini ve aile değerlerine bağlılık azalıyor. Bu şunu gösteriyor; Türkiye'de yanlış bir eğitim ve kentleşme politikası var."
SEKAM olarak sloganlarının "Henüz vakit varken" olduğunu vurgulayan Can, gençlik için de vaktin geçtiğine inanmadıklarını ve bu konuda yapılacak çok şeyin olduğuna inandığını söyledi.
Kaynak: AA
|