Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, "Özellikle vazife başında şehit olanlar ve sivil şehit olanlar yaklaşık 89 bin artı 150 bin yani 239-240 bin lira civarında nakti tazminat ve hizmet tazminatı alacaklar. Ayrıca çalışma sürelerine göre minimum 3 bin 200 ile 5 binin biraz daha üstü bir aylıkta ailelerine bağlanacak." dedi.
Soylu, Kanal 24'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Darbe girişiminde şehit olanların ailelerine ve gazilere tanınacak hakların sorulması üzerine bu kişilerin bundan sonra karşı karşıya kalacağı sürecin önemine dikkati çekti.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Devlet Personel Başkanlığının bir arada çalıştıklarını anlatan Soylu, şöyle konuştu:
"Özellikle vazife başında şehit olanlar ve sivil şehit olanlar yaklaşık 89 bin artı 150 bin yani 239-240 bin lira civarında nakti tazminat ve hizmet tazminatı alacaklar. Ayrıca çalışma sürelerine göre minimum 3 bin 200 ile 5 binin biraz daha üstü bir aylıkta ailelerine bağlanacak. Gazilik malüllük derecesinde değil ama yaralananlara yine 17 bin 700 lira ve onun altı gibi bir yaralanma tazminatı da ödenecek, hafif yaralananlardan bahsediyorum. Ama malüllük derecelerine göre orda da 177 bin nakti tazminat olmak üzere 150 binde ek tazminat olmak üzere toplam 325 bin liralık bir tazminatta malülülük derecelerine göre ödenecek."
Bunun yanı sıra şehit olanlar için iki yakınlarının istihdam hakkı söz konusu olacağını dile getiren Bakan Soylu, gaziler için bir istihdam hakkı verileceğini söyledi. Bunların resmi prosedürler olduğunun altını çizen Bakan Soylu, "Bunlar bizim canlarımız, aileleri, yakınları bilinmelidir ki bunlar bizim nazlılarımız ve bu millete emanetler. Bu konuda kampanyalar var. Bu konuda vatandaşlarımızın yapmak istedikleri var. Bizim söylediklerimiz sadece prosedürler." ifadelerini kullandı.
Bireysel emekliliğe otomatik katılım
Bireysel emekliliğe otomatik katılımla ilgili de değerlendirmede bulunan Bakan Soylu, Türkiye'nin kendi ölçeğindeki ülkeler içerisinde tasarruf sıkıntısı yaşayan bir ülke olduğunu belirtti.
Soylu, 15 Temmuz'da yaşadığımız büyük travmaya karşı ekonominin ciddi bir direnç ortaya koyduğunu anlatarak, "Otomatik katılımın Türkiye için çok önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz. Singapur, ABD, Norveç, İngiltere dahil dünyanın bir çok ülkesinde önemli bir konu." diye konuştu.
Otomatik katılımın şartlarını anlatan Soylu, "Sigortalı çalışanlar, kamuda çalışanlara yönelik 45 yaşın altında aldığı maaşın, yani prime esas kazancının yüzde 3'ünü karşılıyor. Bu ne sağlayacak? Özellikle dünyada önemli ölçeklerden bir tanesidir. Emeklilerin kendi kazançları dışında refah seviyesinin çok daha iyi bir noktaya gelmesi için artı bir katma değer sağlayacak. Özellikle Türkiye'de tasarrufu gerçekleştirecek. O da çalışana, insanımıza gidecek. Tasarruf arttığı zaman bizim risk primimiz düşecek, bu da faizin düşmesi anlamına geliyor. İnsanların hayat pahalılığının daha azalması, insanların elindeki varlığın daha fazla artması demektir." ifadelerini kullandı.
Sistemin 2 aylık bir vazgeçme süresi olduğunu anlatan Soylu, bu vazgeçme süresince kimsenin bir kaybı olmayacağını söyledi.
Soylu, sistemin süresi sonunda hükümetin bin liralık bir ek kaynak koyacağını, aynı zamanda da yüzde 25'lik devlet katkısı ekleneceğini aktararak, diğer taraftanda ülkenin uluslararası ölçekteki tasarruf oranlarını artıracağını, faiz oranlarını da kendi kendine aşağıya çekebileceğini vurguladı.
KPSS için bir kaç alternatifli çalışma hazırlandı
Bakan Soylu, 2010 yılında yapılan KPSS'deki kadroya alınanların hepsinin iptal edilip, edilmeyeceğine ilişkin olarak da sınavların iptal sürecinin nasıl gerçekleştiğini anlattı.
Şu anda yaklaşık 89 bin kişinin söz konusu KPSS sonucu B kategorisinde devlet memurluğuna girdiğini belirten Bakan Soylu, 48 bin öğretmen, 2 bin 500 civarında da o uzman kadrosunda devlete girenlerle, yaklaşık 139 bin kişinin bundan etkilendiğini anlattı.
Maliye Bakanı, ÖSYM ile Devlet Personel Başkanı ve tüm yetkililerle bir araya gelerek iki saat süren bir toplantı yaptıklarını anlatan Bakan Soylu, "Şöyle bir süreç içerisindeyiz, elbetteki bu sınavda şaibe, soru çalma, kopya alma gibi herhangi bir işlem içerisinde girmeyenler ne olacaklar, bunu yapanlar ve tespit edilenler ne olacaklar? Şu anda mahkemenin aldığı karar, birazda memurluk sınavının, KPSS'nin iptali biraz da memurluğu da hukuki olarak bir sıkıntıya sokmaktadır. Bunlarla ilgili temel görüşlerimiz, herhangi bir şaibeye girmemiş kişilerin mağduriyeti olmaması adına bir kaç alternatifli hükümetimize sunmak üzere hep beraber bir çalışma hazırladık. Bunu da zannediyorum ekonomik koordinasyon kurulunda değerlendireceğiz."
Soylu, 5-6 yıldır bu memuriyette çalışanlar olduğunu belirterek, "Burada şaibe yapanların şaibe yapmaları, hem yargı hemde idari işlemler karşısında sorumlulukların devam etmesi alternatiflerden bir tanesi olabilir, başka bir alternatif olabilir yani iki üç alternatifli çalıştık, bunu ortaya koyacağız. Hepimizin kendi adına değerlendirmeleri oldu. İnşallah bugün, yarın, önümüzdeki günlerde kendi adına düzenlemeye kavuşabilecektir. Biraz rahat olsunlar, biraz beklesinler ama çok büyük bir endişe içerisinde olmasınlar. Bu günler endişelerimizin değil, umutlarımızın daha çok artması lazım geldiği günler." değerlendirmesinde bulundu.
Sosyal Güvenlik Kurumu sigorta borçlarında yeni bir düzenlemenin olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine Bakan Soylu, "Bu çıkan kanun içerisinde o da var 67,7 milyarlık eski parayla 67,7 katrilyonluk düzenlemeye gidiyoruz. Bu önemli. Burada özellikle bizim 4A dediğimiz sigortalılarla 48 milyar liralık toplam bir alacağımız var, bizim SGK olarak. Yaklaşık 1 milyon 361 bin kişiye tekabül ediyor. 4B dediğimiz Bağkur'lular sağlık meslek erbapları, onlardan da 8 milyar liralık bir alacağımız var o da bir milyon 790 bin kişiye tekabül ediyor. Yine 4C'li 1,4 milyar lira o da devletin bazı kurumları ödemediğinden kaynaklanıyor." diye konuştu.
Genel Sağlık Sigortası kapsamında da 5 milyon 907 bin kişiden 10,3 milyar lira alacak olduğunu anlatan Soylu, tüm borçlulara ve belediyelere de çok büyük imkan getirdiklerini 9 milyon 50 bin kişiyle karşılıklı bir uzlaşmaya gideceklerini söyledi.
Bakan Soylu, 657 sayılı Memur Yasası'nın değiştirilip değiştirilmeyeceğine ilişkin olarak da bunun uzun zamandır Türkiye'de tartışılan ve kamudaki verimliliğin artması için mühim olan bir konu olduğunu vurguladı.
Bu konuda kılı kırk yarıyoruz
Soylu, bu konuda bir anayasal değişikliğe ihtiyaç olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Ama onun ötesinde çalışanlarla yapılacak değerlendirmeler, Türkiye'de özellikle kamu çalışma hayatının verimliliği, bunun hem hizmetlere hem de devlete olumlu yansıması, devletin hizmet devleti olması açısından çok önemli bir süreci ortaya koymaktır. Bundan şikayetçi olmayan kimse yok. Yeni reformu herkes istiyor ama bu konuda adım atılacağı zaman bundan vazgeçiyorlar. Çok umutlu olduğumuzu düşünüyorum."
FETÖ tarafından Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı vahşiliğin, devletin bu konuda ne kadar savunmasız olduğunu ortaya koyduğunu dile getiren Bakan Soylu, "Onun için bir, devletin bu konudaki risklerini minimize etmek, iki milletin hizmet alma kabiliyetini en üst seviyeye çıkarmak, verimliliği artırmak ve bu konuda uyumu da en iyi noktaya getirebilmek. Özellikle FETÖ soruşturması kapsamında devlette çalışanlarla ilgili açığa alma işlemleri gerçekleştiriliyor. Şunu söylemek isterim bunların her biri hukukun içerisinde yürümektedir. İkincisi herkes buna itimat etsin ki biz bu konuda kılı kırk yarıyor, inceliyor, tüm arkadaşlarımız değerlendiriyor ve bu sorumluluğun farkında hareket ediyoruz." şeklinde konuştu.