Sputink’in aktarığına göre, Molotov, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmenin ardından sohbetin iyi geçtiğini övünerek söylediğini herkes çok iyi hatırlıyor. Erdoğan o görüşmeden çıktığında yorgun gözüküyordu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmenin ardından ise tamamen farklı tablo izledik. Her iki lider Ortadoğu’nun yeni tarihini açtı. Bu tablonun seyrine doyum olmazdı: Özenli Putin ve güç dolu Erdoğan. Hemen Donald’ın Erdoğan’la anlaşamadığı anlaşıldı.
Ancak bilindiği gibi fiil laftan daha iyi: Türkiye, geçtiğimiz Pazar günü, ABD vatandaşlarına geçici olarak vizeleri durdurdu. Bu tarihi (altını çiziyorum) kararın sebebi, NATO yanlısı güçlerin organize ettiği 15 Temmuz darbe girişiminde ABD’nin de parmağı olduğu yönündeki güçlü kanıtlar oldu.
Darbe girişiminin arkasında ABD’nin durduğu uzun zamandır ifade ediliyor. Washington, Erdoğan’ın bağımsızlığından ve Rusya’yla askeri ve siyasi ittifaktan büyük rahatsızlık duyuyor. ABD ve Avrupa’da, Erdoğan’ın devrilmesi lehine enformasyon desteği hazırlığı yapıldı. Batı gazetecilerinin Erdoğan için kullandığı sıfatlar ise gazetecilik etiğinin dışına taşıyordu. Bunun özel girişim olduğunu söylemenin hiçbir anlamı yok. Türk liderine karşı amaçlı bir saldırı yürütüldü.
Düğüm, ABD’nin İstanbul Konsolosluğu çalışanı Metin Topuz’un gözaltına alındığı geçtiğimiz Çarşamba günü çözülmeye başladı. Topuz’un, ABD ajanı Fetullah Gülen’le bağlantısı olduğu düşünülüyor. ABD, Erdoğan’ı düşürdükten sonra yerine Gülen’i getirmeyi planlıyordu. Halihazırda Topuz’un ifadeleri alınıyor ve sanırım bizi 15 Temmuz gecesiyle ilgili ilginç ayrıntılar bekliyor. Aksi takdirde Erdoğan bu adımı atmazdı: ABD’ye vizeleri durdurmak şakaya gelmez!
ABD, Türkiye’ye vizeleri durdurarak çürük tahtaya basmış oldu. Muhaliflerin ülke dışına çıkamaması, NATO yanlısı güçleri ciddi biçimde sıkıştıran Erdoğan’ın işine yarıyor. Artık kimse okyanusun öbür yanına kaçamayacak. Bitti, vize yok. Görünüşe bakılırsa, halen ajanların etkili olduğu hükümette büyük değişiklikler yapılacak.
Bu bağlamda önce Putin, ardından da Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nın ziyareti olumlu olmanın yanı sıra, son derece somuttu. Gözlerimizin önünde yeni, benzeri görülmemiş Türkiye doğuyor. Bu Türkiye, en yakın zamanda, bölgedeki başlıca müzakereci taraf olacak. Türkiye, Müslüman Doğu’nun adında konuşabilecek. Erdoğan ise Türk topraklarını toplayan adam olarak tarihe geçecek. Ankara-Moskova-Tahran konfigürasyonu, Ortadoğu medeniyetini yıkan ve kendine tabi eden ABD’nin bölgedeki çıkarları için bir kabus.
Bu konfigürasyonun Batı kampında nasıl bir tepki çekeceğini anlamak için kahin olmaya gerek yok. Gazeteciler ordusu, ABD’nin pasıyla, yeni Saddam Hüseyin’i sunmaya hazır. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini ise unutmanın zamanı geldi. Ancak bu da Erdoğan’ın işine yarayacak, zira Türkiye için tamamen farklı bir yol hazırladı. Erdoğan, Avrupalı liderler için ‘faşist’ diyor. Bunu hak ettiler.
Türkiye’nin kararını görünce Trump’ın yüz ifadesini görmek isterdim. ‘İyi sohbet’ ve ‘yakın dost’ ne oldu? Türk liderine vaatler yağdırması boşuna mıydı? Boşunaymış meğer. Tüm dünya ABD’nin vaatlerinin değerini çoktan biliyor. Her zaman ABD yarı yolda bırakıyor, bu da ölümlere ve ülkenin dağılmasına yol açıyor.
Her halükarda Türkiye’nin gerçek bağımsızlık yolundaki sadece ilk adımlarını gözlemliyoruz. Bu, Rusya için güzel olaylar, zira Erdoğan ABD’ye uymak istemediğini gösterdi. Donald Trump, Türk liderini satın alamadı. Şimdi Erdoğan ülkenin içinde de saldırıya uğrayacak, şimdiden yeni dolarların kaçak yollarla ülkeye sokulduğunu düşünüyorum. Bugün gerçek tarihin şahitleri olduk. Türk devrimci avukat Güven Yılmaz, bugün bana şu mesajı gönderdi: ‘Türkiye ve ABD arasında vize krizi başladı. Her şey iyi olacak’. Her şey iyi olacak.”