Tesnim Haber Ajansı - Türkiye-İran ilişkilerinde en fazla merak edilen soru, son dönemde ortak güvenlik kaygıları oluşmaya başlayan iki ülkenin, siyasi , askeri ve ekonomik konularda iş birliğine gidip gitmeyecekleriydi? Her İki ülkenin hassas konulardaki mutabakatları bölge üzerindeki ve bölge dışı tasarrufları önemli ölçüde etkisiz kılma potansiyeline sahiptir. İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri'nin ağustostaki Ankara temasları PKK'ya yönelik askeri işbirliğinin sinyali olarak yorumlanmıştır. Genelkurmay Başkanı Hulisi Akar ve arkasından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İran ziyareti iki ülke ilişkileri açısından son derece önem arzediyordu.
Türkiye - İran ilişkilerini Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'le i konuştuk. Perinçek Tesnim Haber Ajansına önemli açıklamalarda bulundu.
Tesnim Haber Ajansı: Sayın başkanım malumunuz uzun bir zamandır İran Türkiye ilişkileri bir Fetret dönemi yaşıyordu. Kuzey Irak referandumun ardından Genenelkurmay Başkanı Akar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İran'a yaptığı ziyareti siz nasıl okudunuz. Bu yakınlaşma şartların zorladığı bir yakınlaşma mı yoksa Türkiye başından beri olması gerekeni mi yapıyor ne dersiniz?
Doğu Perinçek: Hayat buraya getiriyor. Türkiye'nin bağımsızlığı, menfaati bir bütün olarak yaşama ihtiyacı İran dostluğuna getiriyor Türkiye'yi. Çünkü matematiksel denklemleri var bölgemizin. Türkiye'nin İran, Irak, Suriye, Lübnan, Azerbaycan'la dostluğu olmadan biz bağımsızlığımızı, bütünlüğümüzü koyamayız. Aynı gerçek bu ülkeler için de geçerli. Bu nedenle Tayyip Erdoğan BOP eşbaşkanı falan ama ne oluyor Türkiye'nin halkı var, milleti var ordusu var yani Türkiye yaşamak zorunda. Türkiye'nin tepesine gelip oturanlar Türkiye'yi istediği gibi yönetemez, bölemez de. Öyle bir yere geldik ki Türkiye bölünme tehdidiyle karşı karşıya kaldı. O zaman ne oluyor mecburen İran'a Irak'a Suriye'ye yöneliyor ve bir ittifak kuruyor olması da kaçınılmazdı. Bir mecburiyet derken şahısların mecburiyetinde bahsetmiyoruz, Türkiye'nin denklemleri var kim olursa olsun Türkiye'nin bu tehditler karşısında İran'a el uzatması mecburidir, bunu yapıyor.
Tesnim Haber Ajansı: Sayın başkanım, dünyanın da yakından takip ettiği bu üst düzey ilişki süreklilik arz edecek mi yoksa bu da kısa bir zaman sonra akamete uğrayabilecek türden biş ilişki mi? Bunun seyrini siz nasıl görüyorsunuz?
Doğu Perinçek: Elbette ki bunun ömrü uzun olacak, bu kaçınılmaz. Çünkü hem güvenlik açısından hem de ekonomik açıdan önemli. Türkiye'nin enerji güvenliğine bakalım, Türkiye, İran, Irak Azerbaycan, Rusya enerjisini buradan alıyor ve ekonomik çıkarları da bunu gerektiriyor. Bu ülkelere baktığımızda İran, Irak, Suriye'ye baktığımızda enerji var petrol ve doğalgaz var bunlar birbirini tamamlayan unsurlar. Tarih boyunca da bu saydığımız ülkeler burada yaşayan bu haklar, genellikle beraber olmuşlar. işte Pers İmparatorluğu, Selçuklular ardından Osmanlılar ve diğerleri genellikle burada birliktelik gözüküyor. O bakımdan tarihten çok önümüze baktığımız zaman da ekonomik gelişmeler bu ülkelerin birlikte olmasını hem ekonomik hem de güvenlik açısından bir zaruret kılıyor. Bu süreç bir Batı Asya Birliği'ne de götürüyor. Batı Asya Birliği neydi, aşağı yukarı 300 milyon nüfusu, petrolü, doğalgazı, diğer ekonomik kaynakları ile dünyada işte ABD, Çin Japonya gibi büyük güçlerin büyük ülkelerin içerisinde yer alabilecek potansiyele sahip, bölgesel güç olarak var oluyor. Bu süreç bizi oraya doğru götürüyor.
Tesnim Haber Ajansı: Peki sayın başkanım iki ülke arasında yapılan anlaşmaları siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Anlaşmada her iki ülkenin kendi parasıyla ticaret, bankalar açılacak ve diğer anlaşmalar siz bunları nasıl değerlendiriyorsunuz
Doğu Perinçek: Tabii ki bunlar çok güzel gelişmeler. Bunlar dolar saltanatına da son verir. Bizler aramızda mal değiştirerek, ABD'nin dış ticaret açığını kapatıyoruz. Bize o dolarlar mal karşılığı geliyor ama ABD'ye maliyeti sadece kağıt maliyeti, kağıt olarak basıyor ve o kağıda karşılık da biz mal veriyoruz. Böylece dünyada dolar döndüğü kadar Amerika'da bedava yağma yapıyor. Dünya dolar saltanatı eşittir ABD'nin yağması anlamına geliyor. ABD'nin müthiş bir dış ticaret açığı var. ABD bu açığı mal üreterek değil dolar basarak kapatıyor. Dolayısıyla ülkeler kendi parasıyla alışverişe geçtiğinde, ABD'nin dolar saltanatı da çöküyor. Sonuç olarak bu durum Türkiye'nin olduğu kadar İran'ın da yararına, bölge ülkelerinin de yararına gelişmeler olarak görüyorum.
Tesnim Haber Ajansı: Türkiye- İran yakınlaşmasına özellikle ABD ve İsrail'den büyük tepki ve öfke var acaba İsrail'in ve Amerika'nın bu baskısına, anbargolarına Türkiye direnebilecek mi yoksa boyun eğecek mi bu söz konusu olabilir mi? Türkiye, biz bunu yürüteceğiz bölge ülkeleriyle kardeşçe barış içerisinde güçlü birliktelikler kurmak suretiyle var olmaya devam edeceğiz mi diyerecek?
Doğu Perinçek: Elbette Amerika'nın ve İsrail'in rahatsız olması normal ama bu devam edecek.Türkiye artık safını belli etti. Çünkü buradan vazgeçtiğiniz zaman Türkiye bölünür. Onun için vazgeçemez. Bu yalnız bir ekonomik ilişki de değil. Yalnız dikkat ederseniz bu ilişki İran'a ambargo koyulduğunda başladı. Türkiye altın ticareti ile İran'a koyulan ambargoyu kırdı. Bu yüzden ABD işte Zarraf davasıdır Şudur budur yani Türkiye-İran dostluğu ABD ye meydan okuyarak başladı. Buradan dönmenin bedeli de şudur, ABD ikinci İsrail'i yani kürdistanı rahatlıkla kurar. Onun için buradan dönme ihtimali görmüyorum. Ekonomik olarak da ağırlıklı güç dengeleri yani Çin, Hindistan, Asya ağırlığı, Rusya bir de bu Batı Asya'da bu beraberlik olunca, ABD ve İsrail'in de sınırlı olan tehditleri söz konusu olur yani politik şeyler öteye geçmez Türkiye bunlara kafa tutabilir ve böylece Türkiye ABD ilişkileri de düzelir.
Tesnim Haber Ajansı: Efendim siz daha önce de haber ajansımıza yaptığınız bir değerlendirmede Ak Parti hükümetinin Vatan Partisi'nin siyasetine geldiğini ifade etmiştiniz hala aynı görüşte misiniz?
Doğu Perinçek: Elbette laiklik ve aydınlanma konusu hariç dış politika, Batı Asya politikaları, Teröre karşı mücadele ,güvenlik siyasetleri buralarda evet geldi. Her adında geliyor bir zamanlar onlar FETÖ ile beraberdiler FETÖ'yle savaştılar, PKK ile açılım yaptılar PKK ile savaştılar, Rusya'yı düşman gördüler, dost oldular, İran'a karşı Pars milliyetçisi diyerek saldırıyorlardı ama şimdi el uzatıyorlar. Bunların hepsi vatan Partisi'nin siyaseti oraya geldiler gelmeye devam ediyorlar..
Tesnik Haber Ajansı