IŞİD yani Irak Şam İslam Devleti ne oldu?
Müçtehit fetva verdi, onların zalimliğine karşı bütün Iraklılar mallarını şereflerini korumak durumundaydı. Herkese vacipti, bir yirmi dört saat zarfında üç milyonu aşkın insan müracaat etti. Devlet bu müracaatın yaklaşık yüzde on kısmını karşıladı, geri kalanını yedek güç olarak aldı. Sadece bir kısmı silahlandırıldı.
Teker teker o vilayetlerin dördünü de temizlediler. Şuanda onların yuvalandığı son iki kısım var; onlar da Suriye sınırındadır. İnşallah önümüzdeki günlerde oralar da alınacak. Aslında saatlik iştir de namertçe sivil halkı canlı kalkan olarak kullanıyorlar, bu durum işi geciktiriyor.
Irak’ta IŞİD son nefeslerini çekiyor. Birkaç günlük iş kaldı, bitecek inşallah.
Dün gelmeyin, siz biz tahrik oluyoruz diyenler şimdi davul zurna ile karşılıyorlar. Devlet güçlerini gördüler. Haşdi Şabi de devlet gücüdür. Başkomutanlığa bağlı, onun emrinde devlet gücüdür. Resmi kanunla devlet gücü olmuştur ve terörsavardır. Çünkü onların bağlı oldukları merceiyet “Her vatandaşın malı canı size emanettir” demiştir.
Bu tarafta IŞİD’in girmesini fırsat bilen Barzani Peşmergeleri Musul’un bazı ilçelerini Kerkük’ün tamamını işgal ettiler. İsrail bunlardan bağımsızlığını ilan etmelerini istedi. Amerika da bundan yanaydı; sadece zaman erkendir dedi. Fakat Barzani’nin acelesi vardı. IŞİD’den başı açılsa devlet ona yüklenir diye referanduma gitti. Sonuçta Türkiye, İran ve Irak artık açık halde gördüler ki ikinci İsrail devleti kurulacak; bir takım kararlar aldılar.
Duam odur ki, Kerkük’te, Musul’da, Sincar’da olduğu gibi bu hudut kapılarından da çekilsinler; kan da akmasın. Ama öyle ya da böyle hudut kapıları alınacaktır. Bu da bir kaç saatlik iştir. Arzumuz kan dökülmeden olsun.
Düşman oyununu oynadı ama oyunlar tersine döndü. Şu anda Irak’ın Şia’sı da Sünni’si de hepsi Irak’ın birliği dirliğinden yana. Dün böyle değildi. Maksatları mezhep savaşları çıkarmaktı ama olmadı. IŞİD girdikten sonra Irak devlet oldu. Düşman Irak’ı parçalamak isterken birleştirmiş oldu. Suriye’de de durum aynı. Aynı şeyler orada da yaşanıyor.
Amerika Rakka’yı yerle yeksan etti. Resmiyete geçen yüzlerce ama öyle değil binlerce Rakkalı o şehrin altında kaldı. O meydanda da terörbaşı Öcalan’ın fotoğrafı altında halay çektiler.
Rakka’dan ve diğer bölgelerden kaçan terör çeteleri sınır kasabası Ebu Kemal’e toplanmış. Tek problem sivil halkın kullanılmasıdır. Artık saat sayıyorlar.
Irak’ta olduğu gibi Suriye için de umarım ki devlet aklı üstün gelir ve meseleye milli açıdan bakılır. İsrail oyunu bozulur. Türkiye ve Suriye’nin işbirliği işleri kolaylaştıracaktır. Siyasilerin bir günde dost olması biraz zor gibi duruyor ama bence bu iş bürokrasiye bağlı. Bu noktada da kim Türkiye ve Suriye’nin işlerini bozmaya kalkışan yayınlar yaparsa bu kişiler İsrail’e hizmet ediyordur.
Bizim en uzun sınırlarımız Suriye iledir ve bunu korumamız lazım. Bu samimiyetin oluşmasına herkes katkı yapmalı. Suriye’de Türkiye düşmanlığı yapanlar veya Türkiye’de de Suriye düşmanlığı yapanlar İsrail ve
Amerika’ya hizmet etmiş olurlar.
Yemen’de hala katliam ve soykırım vardır. Savaş suçu sayılan silahlar kullanılıyor. IŞİD’in devlet şekli Suudi ve İsrail devletidir. Artık gizlemeye de lüzum görmüyor. İlkokullar neden vuruluyor, su kaynakları neden vuruluyor? Batı’nın insan hakları dediğinin hepsi slogandır. İşine geldiği gibi kullanıyor. O silahları ali Suud’a kim verdi bunlar verdi. Vermeye de devam ediyor. Suriye ve Irak’ta kullanılan teröristlerin bir kısmı Yemen’de kullanılmak üzere Afganistan’da kullanılmak üzere oraya intikal ediyor.
Myammar meselesini günlerdir diyorum. Bangladeş ile anlaştılar bu insanları geri gönderme noktasında ama bana göre en doğru çözüm mübadeledir. Bölge İslam ülkelerindeki Budistlerle Myanmar’daki Müslümanları mübadele etmektir. Bu konuda da Türkiye’nin öncülük yapması gerektiğini düşünüyorum; çünkü Türkiye’nin tecrübesi var.
Baştan Irak konusunda ne dediysek haklı çıktık. O zaman da haklı idik, şimdi herkes gördü. Ortadoğu’da da keşke başından bu işler yapılsaydı, onca kan akmasaydı.
Bahreyn’de zulüm artarak devam ediyor. Öz vatanında demokrasi istedi diye vatandaşlıktan atılabiliyor. Binlerce insan hapiste, birçoğu çocuk ve kadın. Hapiste olması yetmiyor, işkence altındadır. Allah Suudi devletine maşalık yapan Bahreyn Kralı’nın ailesinin belasını ve şerrini o mazlum halkın başından def etsin.
Afrika’da da Vahhabi Selefi cani anlayış bitirilecektir. Irak ve Suriye terörü nasıl bitireceğini dünyaya gösterdi. Onlara yardım ederler diye düşünüyorum. Bütün İslam coğrafyası asıl İslam’a dönecek. Tekfirci yobaz anlayış İslam coğrafyasında bitecek. İslam’ın aydın yüzü ortaya çıkacak. Allah bize o günleri göstersin. İmam Mehdi (af)’nin zuhurunu acil etsin.