Ortadoğu'da Emperyalistlerle, Direniş Ekseninin Mücadelesi Sürüyor
Amerika’nın BOP projesi müthiş tuttu. Afrika’dan Ortadoğu’ya, Asya’nın da bir kısmını yani İslam Coğrafyasını kasıp kavuruyor. İslam Coğrafyası kan gölüne döndü. Fakat sadece insanları değil istikballeri de yok ediliyor, tarihi eserleri, yer altı ve yer üstü kaynakları yok ediliyor. Evrensel Siyonizm, Amerika’yı da emrine alarak bu planları icra ettiriyor. Kimileri de en başından beri onlarla beraber olduğunu iftiharla ilan etmişti. Peygamberimiz buyuruyor: “Haksız yere öldürülen insanın ölümüne sözle veya bir eylemle eğer bütün insanlar katkıda bulunmuşsa, rıza göstermişse, Allah bütün insanlığı cehenneme atmaktan imtina etmez.”
Kuran’ı Kerim diyor ki: “Bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmeye eş değerdir.” Allah’ım sen şahitsin ki bizim hiçbir zaman ne gönlümüz, ne eylememiz, ne söylememiz bundan yana olmamıştır. Her zaman karşısında olmuşuzdur.
Birileri Emperyalizmin ve Siyonizm’in bu BOP’una ortak olduğunu iftiharla bildirirken, biz de Emperyalistler ve Siyonistlerin hiçbir zaman Müslümanlar için hayırlı bir şey düşünmeyeceğini ve bela getireceklerini söylemişiz. Biz bu projenin tam karşısındayız, bunun adı ‘Direniş Cephesidir’. Fakat Allah kimseye pusulasını şaşırtmasın.
Ortadoğu, Direniş’le Emperyalizmin karşı karşıya olduğu bölgedir. Birisi kalkıp bana, İsrail haklıdır, Amerika haklıdır diyebilir mi? Ya da Allah rızası için mertçe, açıkça biz İsrail uşağıyız deyin, bu daha ilkeli olur.
Suudi, Silahı Batıdan Alıp Müslümana Kullanıyor
Suudi Arabistan İsrail’e Hamas ve Hizbullah’ı yok etmesi için 8 milyar dolar para yardımında bulunmuştu. Geçtiğimiz günlerde Batı’nın bir gazetesinde yer alan habere göre 50 milyar dolar İsrail’e para verdiği açığa çıktı. Suudi, 60 Milyar dolar da Sisi’ye verdi ki kendisi ile beraber Yemen’e saldırsın.
Suud bu parayı nereden buluyor? Her gün Umre’ye yüzbinler gidiyor, Hacca milyonlar gidiyor, oraya bırakıp geldiğimiz parayı kullanıyorlar. Ne yapalım peki Hacca gitmeyelim mi? Yok hayır, farz Haccımızı muhakkak yerine getirmeliyiz. Ayrıca her gün Suudilerin 1 milyar Dolar petrol geliri var. Bu paraları götürüp Siyonistlere veriyorlar. Siyonistlerin uşakları, İslam Coğrafyasını vahşice kana boyadılar, İslam’ın geleceğini, tarihi eserlerini, mezarlarını yerle bir ettiler. Oradaki o mezarlar, senin o bölgedeki tapundur. Karun Şehri’ni Irak’ta yıkmakla yetinmediler, bir de dozer getirip düzlediler, sıfırladılar. Neden bunları yapıyorlar biliyor musunuz? İsrail diyor ya, Akdeniz’den Fırat’a kadar benimdir, vaat edilmiş topraklarımdır. İsrail, diğer ulusların, kavimlerin eserlerini yok ettiriyor ki kimse demesin bu başka ulustan bir başka ulusa geçmiştir, Yahudiler hiçbir zaman burada yaşamamıştır ki. İşte bunu demesinler diye bu tapular yakılıyor.
Şimdi de Yemen’e saldırıyorlar. Korkak, kimseye sesini çıkaramayan Suudi 2014 yılı içerisinde 80 milyar 800 milyon dolarlık Batıdan silah almıştır. Aldığı silahlardan bir tek kurşununu bile küffara karşı atmamıştır. O silahları da Batılıların hizmetinde kullanıyor. Yemen, Suudi Arabistan’a savaş mı açmıştı, niye saldırdınız? İsrail toprağınızı işgal edip, namusunuza tecavüz ediyor, ona karşı bir kurşun atmıyor, bir de o kadar para veriyorsun.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri de, bu savaşı durdurun, insanlık dramı yaşanıyor Yemen’de dedi. Pazara neden bomba atıyorsun? Birisi bunu izah edebilir mi? Okula, hastaneye niye bomba atıyorsun, orası askeri üs mü? Bunlar uluslararası sözleşmeler açısından cinayettir, savaş suçudur. Bunu da yer yer Batılılar söylüyor, sözümona İnsan Hakları Savunucuları sözle diyorlar, ama Birleşmiş Milletlerin Güvenlik Konseyi de toplanıp, kasabın elindeki bıçağı alacağına, koçun boynuzunu kırmamızı söylüyor.
Ülkesinde mazlum edilen, ülkesi Suud bombardımanı altında hayatını sürdürmeye çalışan Yemen halkının, alt yapısı-üst yapısı, gıda üreten fabrikaları gibi yaşam zaruretini sağlayan ne varsa Suud onları vuruyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ambargoyu da Yemen Halkına uyguluyor. Yemeni bombalayana değil de, onun bombalarıyla enkaz altında can veren çocuklara uyguluyorsun. Onların sapanlarını da elinden alıyorsun. İşte Birleşmiş Milletler, işte Güvenlik Konseyi, işte onların adaleti. Suud temsilcisi kaç milyar dolar harcadı bunun için bilemiyorum, henüz basına yansımadı, bu oylamadan sonra da oyu veren Güvenlik Konseyinin daimi ve geçici üyelerini tebrik ediyor, teşekkür ediyor.
Dünya'yı Anlamak Zor
Rusya ile Çin’in ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorum. Rusya hayır oyu kullandı ama veto etmedi. İran’a uygulanan ambargoların altında da Rusya ve Çin’in imzaları var. Veto etseydiler bu ambargolar da uygulanmazdı. Bu dünyayı anlamakta zorlanıyorum. Rusya’nın da başına bela olmuş vahşi kapitalizm dedikleri olgu, bundan yıllar önce mukavelesi yapılmış, parası ödenmiş S-300’leri verme demişti, Rusya’da vermemişti. Şimdi Batı, Rusya’ya da ambargo uygulayınca S-300’leri serbest bıraktı. Şimdi İran’a vermedi, sene içerisinde verilecek diyorlar ama benim kuşkum, kaygım vardır, İnşallah yanılayım. Suriye’de böyle değildi Rusya, Suriye’de Akdeniz’de kalan tek askeri üssünü korumaya çalışıyordu.
Burada ki insanlar en iyi şahitlerdir, dedelerinden, ninelerinden dinleye dinleye yaşamış gibi Ermeni mezalimine şahittirler. Daha dün Azerbaycan’da akıttıkları kanları, iki yüz bini aşkın Ermenistan’da yaşayan Azerilerin nasıl katliama uğradıkları, Hocalı’da nasıl soykırıma uğradıklarını görmezler. Bundan bir asır önce Ermeni’nin tehcirini soykırım olarak değerlendiriyorlar. Tehcir neden edildi? Ben at sırtında vatan müdafaasındayken, o da güven içerisinde rahat yaşıyordu. Emperyalistlere ve en çok da Rus Emperyalistlerine uyarak Millet-i Sadıka unvanını onlara verdik ama onlar bizi arkadan hançerlemeye başladı. Ben at sırtında yedi düvele karşı cephelerde vatan müdafaasındayken, onlara vatan korurken, o da burada rahat rahat yaşıyorken, arkadan geldi bizi hançerledi. Biz de çık git kardeşim, bari düşmanın safına geç ki en azından arkam sağlam olsun dedik. Ermeniler yolda giderken cinayetler işledi, Müslüman halk da kendisini savunurken karşılıklı ölümler oldu.
Papa Haçlı Zihniyetini Koruyor
Papa bir yandan ülkemize gelip riyakarlık yapıyor, yok Mercedes’e binmem başka araba verin bana diyor. Sanki biz onun Vatikan’daki sarayını hiç görmemişiz. Tevazu oyunu oynayarak bizim Diyanet İşleri Başkanımızın Mercedes’ine nispet yapıyor. Aksaray’ımızın da ilk misafiri olup şimdi de böyle konuşuyor. Papa bu söylemleri ile haçlı düşüncesinde olduğunu, o düşünceyi kafasından atmadığını ortaya koyuyor.
Türk Ordusu Zayıflarsa Sonuçları Ağır Olur
Ardından Avrupa Birliği Parlamentosu sanki tarihi bir kurummuş gibi Soykırım var demekle kalmıyor, bir de dönüp bize de emir buyuruyor, siz de kabul edin, Ermeni’den özür dileyin diyor. Bu kabulün bedeli tazminattan başlayacak, doğudaki altı vilayeti vermeye kadar devam edecek. Bunlar bu cüreti şimdiye kadar bulamamışlardı, şimdi bu cüretleri nereden geliyor? Ben size söyleyeyim. Dünyanın en şanlı ordusunun eline kelepçe takıp hapse atarsan sonuç böyle olur. Ben iktidar olsun, muhalefet olsun, cemaat olsun kim olursa olsun, Türk Ordusu’nu şamar oğlanına çeviren, kendi pisliklerini onların üstüne atan zihniyeti kınıyor ve lanetliyorum!
İhtilalden en çok ben çekmişim yine de her zaman Ordunun duacısı olmuşum. Orduyu zayıflattınız ne oldu? Sonuç bu oldu işte.
O bayrak o adadan ya inecek, ya inecek demişti ya bir hanımefendi, şimdi birileri de ya ne olacak bir bez parçası orda olsa veya olmasa diyor. Ege’de 150 tane ada belirsizliğini koruyor. Adaların kendileri bir yana bir de karasularında getirdikleri haklar var. O adalara sahip olamazsan sen Ege’ye çıkamazsın.
Şimdiye kadar bayrak diktirmedi Türk Ordusu oraya. Fakat sen Türk Ordusunun eline kelepçe vurup Ege’de rutin tatbikatını bile yapmaktan aciz bırakırsan Adalar gider. Adalara Rumlar getirip bayrağını dikti. Bunun hukuki sonucu fiili durum olur. Yarın uluslararası mahkemelerde ona verir. Örneğin, sen bir mülkün açık arazinin üzerinde yıllarca dededen toruna onu yapsa tapun olmasa bile köylü çocuğu dese bile evet yıllardır bu adam burayı işliyor. Onun tahsisi sana yapılıyor ya bir hal kazanmış oluyorsun, sen şimdi o sesini kesmişsin Rum getirip o adalara bayraklarını dikmişse yarın onun Uluslararası yasalarına göre, kazanılmış hakkına dönüşecektir.
Bu Vatanın Bizim Kadar Sadık Dostu Yoktur
Bir gün ordu bunların bu hırpalamasından kurtulup bir başını kaldırıp devlette milletin devleti gibi meseslerine sahip çıkmaya çalışsa Uluslararası Mahkemelere gitse, Mahkemeler günaydın der. Sen şimdiye kadar neredeydin der. Bu konuda mı bize kaldı derseniz, evet bize kalmış, çünkü bu vatan bize kalmış. Bizden başka bu vatanın sadık dostu olmadığını ibretle izlemekteyiz. Bizim derdimizdir bu dert. Nimetini yemeğe gelince burnundan gelsin git ye ama vatan toprağına da sahip çık. Kendin parsel parsel satıyorsun, yiyorsun ama Rum’a yedirtme bari. Bunu söylemek bizim vatandaşlık hakkımızın ötesinde görevimizdir. Bir kayalıktan dolayı neredeyse savaş çıkacaktı haklıydık. Yine bazı batı hayranları ne yapıyorsunuz diyordu ama genelde aklı başında herkes destek verdi. İhtilaflı yerse ben bayrak asmıyorsam sende asamazsın, bekleyip göreceğiz sonuç ne oluyor. Gözümüz göre göre sen gelip benim toprak parçama, adama bayrak dikiyorsun. İşte ordusunu zayıflatan millet bu duruma düşer. Allah daha beterinden korusun. Gidin siyasiler olarak birbirinizle tartışın, halkı ikna etmeye çalışın buna sözüm yok. Fakat bunu vatandan taviz vererek Mehmetçiğin üzerinden oyun oynayarak yapmayın.
Son Olaylardan Dolayı Burnumuza Kötü Kokular Geliyor
Burnumuza kötü kokular geliyor. Umarım yalandır diyerek milletin zekasıyla da alay ettirmek istemiyorum. Fenerbahçe’nin otobüsüne yapılan saldırıda da ben pis kokular alıyorum, savcımıza yapılan saldırıda da ben pis kokular alıyorum, Ağrı olayında da ben pis kokular alıyorum. Kimse benim zekamla alay edemez. Makam hırsı bu kadar mı olur? Allah’ım bu ülkeyi bu milleti nadan dostun şeytan düşmanın şerrinden koru.