New York Times, ABD'li yetkililerin, Suudi prensi Muhammed bin Selman'ın hamlelerinin bölgeyi istikrarsızlaştırmasından endişe ettiklerini yazdı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın içeride ve dışarıda izlediği politikalara yönelik ABD medyasında dikkat çekici bir değerlendirme yer aldı.
New York Times'tan Ben Hubbard ve David D. Kirkpatrick'in haberine göre, Veliaht Muhammed'in attığı hızlı adımlar, ABD'li yetkilileri, bölgeyi istikrarsızlaştırabileceği düşüncesiyle endişelendiriyor.
Haberde, "potansiyel geri tepmeler"in büyüdüğü de belirtiliyor. Yatırımcıların, bin Selman'ın planları nedeniyle gergin oldukları ve bu nedenle paralarını Krallık'tan çekmeye başladıkları iddia ediliyor.
NYT muhabirleri, ABD Dışişleri, Pentagon ve istihbarat servislerinde, Muhammed bin Selman'ın politikalarından kaygı duyan yetkililer olduğunu öne sürdü.
Konu hakkında bilgi verilen bir ABD'li yetkili, Muhammed bin Selman'ın gözaltında olanlara "iyi muamele" karşılığında bu kişilerden paralarını devlete devretmelerini istediğini belirtiyor.
Haberde, "yolsuzluk" operasyonları ile, Muhammed'in Suudi Arabistan ekonomisini dönüştürmek için ihtiyaç duyduğu kaynağı yaratmaya çalıştığına da dikkat çekiliyor.
Operasyonları savunan bir Suudi yetkili, gözaltıların Krallık'taki eski oyunun kurallarının artık değiştiğini gösterdiğini vurguluyor. Yetkili, yolsuzluk nedeniyle ulusal ekonomiden her sene milyarca riyalin kaybolduğunu savunuyor.
Eski ve muvazzaf ABD'li yetkililer, Prens'in "pervasızlığında", ABD Başkanı Donald Trump'ın desteğini arkasında hissetmesinin payı olduğunu da düşünüyorlar.
Haberde, Trump'ın damadı Jared Kushner ile Muhammed arasındaki görüşmelerin bilinmediği de söyleniyor. Bir ABD Dışişleri yetkilisi, "Jared bir parça kara delik gibi" diyor.
Ancak bir Beyaz Saray yetkilisi, Kushner hakkındaki iddiayı yalanlayarak, onun Dışişleri'ni ve Ulusal Güvenlik Konseyi'ni düzenli olarak bilgilendirdiğini söylüyor.
Bir Dışişleri yetkilisi ise, daha da ileri giderek, Muhammed bin Selman'ın, yaptıklarının sonuçlarını düşünmeden hareket ettiğini ve bunun da ABD'nin çıkarlarına "potansiyel olarak zarar verebileceğini" düşündüklerini kaydediyor.