Dünyaca ünlü gazeteci Robert Fisk, dün 1915’te Erzincan’da çekildiği öne sürülen bir fotoğrafı ilk kez yayınlayarak, “Ermeni soykırımına Almanlar da katıldı mı” diye sordu.
Yazılarında 1915 olayları hakkında Ermeni tezlerine yakın bir tutum takınan Independent gazetesinin ünlü yazarı Robert Fisk, dün köşesinde ‘daha önce yayınlanmamış’ bir fotoğrafa yer vererek, “Bu yeni keşfedilen fotoğraf, Türkler’in zulüm yaptığı yerlerde Alman İmparatorluğu’nun subaylarının da bulunduğunu gösteriyor. 1915’te Ermenilerin topluca öldürülmesine Almanlar da katıldı mı?” diye sordu.
Ünlü gazetecinin Ermenistan’daki ‘Soykırım Müzesi’nin Müdürü Hayk Demoyan tarafından ortaya çıkarıldığını belirttiği fotoğrafta, yerde duran kafataslarıyla birlikte poz veren altı kişi görünüyor. Bunlardan yuvarlak miğfer takan üçünün Osmanlı subayları, en sağdaki kişinin ise halktan biri olduğunu yazan Fisk, şapkalı diğer iki kişinin ise Alman subayları olduğunu ifade etti.
‘Nazi fotoğraflarına çok benziyor’
Fotoğrafın 1915 yazında Erzincan’da çekildiğini belirten Fisk, bu bölgenin 1916’da Rus işgaline uğradığını hatırlatarak, Rus ordusuyla birlikte savaşan Ermenilerin ‘bölgede soykırımın kanıtı taşıyan birçok belge ele geçirdiğini’ yazdı. Ünlü gazeteci, “Bu zulüm karesi, çeyrek yüzyıl sonra Nazi askerlerinin Yahudi soykırımı kurbanlarıyla çektiği fotoğraflara benziyor. Bu kare türünün ilk örneği değil. Ama Almanlar çoktan 20’nci yüzyılın ilk soykırımında işlenen insanlık suçlarından affedilmiş durumda” ifadesini kullandı. ‘Ermeni soykırımına tanık olan bazı Almanların daha sonra Nazi rejimi içinde önemli roller üstlendiğine dair izler bulduğunu’ yazan Fisk, bu duruma örnek olarak ise bazı isimleri gösterdi. Makalede “Mesela Konstantin Freiherr von Neurath, Türklerin 4’üncü ordusuyla birlikte 1915’te Ermenilere karşı ‘operasyonları’ takip etti. Daha sonra Hitler’in dışişleri bakanı oldu. 1915-16 yıllarında Erzurum konsolosu olan Friedrich Werner von der Schulenburg, daha sonra Hitler’in Moskova’daki büyükelçiliğini yaptı. Rudolf Höss ise bir yüzbaşı olarak 1916’da Türkiye’de bulundu. 1940-43 yıllarında ise Auschwitz toplama kampının komutanı oldu. Erzincan’da kafataslarının yanında duran bu iki subayın kimliğini ise hiç bilemeyeceğiz” ifadesi yazıldı.
‘Buna benzer bin resim var’
- Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu:
“Bu tip suistimaller tarih boyunca yapıldı. Böyle resimlerden 50 bin tane var. ‘Musa Dağı’nda 40 gün’ diye bir romanın kapağına da kafatasları koyulmuştu. Bir süre sonra anlaşıldı ki o kafatasları gerçek değil, bir Rus ressamın çizdiği tabloydu. Slovenya’daki toplu mezara ait olan bir resim Türkiye’deymiş gibi yayın yapılmıştı. Şimdi bu resimde de ‘Ermenilerin kafatasları’ diye bir suistimal yapılıyor. Osmanlı milletvekili Karakin Pastırmacıyan’ın 1918’de basılmış kitabı var. Rusya’ya kaçarak çeteler kuran bu vekil, Anadolu’da yaptığı katliamları kitabına koymuş. Ermeni çetelerinin ellerinde ceninlerin olduğu resimler var kitapta. Buna benzer binlerce resimler var. Bu resimdeki kafataslarının Ermenilere ait olduğunu nereden biliyoruz? 1. Dünya Savaşı’nda zaten Alman subaylar görevliydi. Erzurum halkı Ruslar ve Ermeniler tarafından katledilmişti. Bu kafatasları Türklerin de olabilir. Tam tersiyse de Ermenilerin öldürdükleri Türklerin kafataslarına bakması gayet normal.”
‘Çok daha kötülerini gördüm’
- Beykent Üniversitesi Prof. Dr. Metin Ayışığı:
“Olayın Erzincan’da geçtiği söyleniyor. Bundan daha kötü fotoğraflar gördüm. Resimde soldan itibaren 3 Alman subayı, 2 Türk subayı ve Kürt olduğu söylenen bir köylü var. Bir kere bu köylünün Kürt olduğu neren biliniyor? 1915’de Almanlar müttefikimizdi, yani Alman subaylarını da çağırmışız. Kafataslarının Ermenilere ait olduğu nereden biliniyor? O zaman karbon testiyle test ettirelim. 1919’da bu tür şikayetlerden dolayı ABD başkanı Wilson, Amiral Bristol, General Harbord ve King Krane’den oluşan bir heyet gönderiyor. Amiral Bistrol ile General Harbord Anadolu’ya geliyor, Kazım Karabekir’le görüşüyorlar. Karabekir ikisine Ermenilerin Erzurum ve çevresinde yaptıkları zulmü gösteriyor. Toplu mezarlar çıkarılıyor. Harbord ve Bristrol rapor yazıp bu raporları ABD’ye gönderiyor. Wilson bizi haklı görüyor. Bu resimdeki kafatasları Ermenilere aitse biz neden bu rezilliği Almanlara gösterelim? Kendi kazdıkları kuyuya kendileri düşüyor. Bizim müzemizde de bu tür fotolar var. Bugün teknoloji imkanlarıyla bu konuyu saptırmak çok mümkün.” (Vatan)
