BEYRUT – Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrullah, İslam âleminde tekfirci gruplara fikir, para, medya ve silah desteği verip savaş alanına ve katliama yönlendiren herkesin bölgedeki katliam ve yıkımdan sorumlu olduğunu, İsrail ve ABD’ye en büyük hizmetleri sunduğunu söyledi.
Nasrullah dün Kudüs Günü münasebetiyle Beyrut’un Güney el-Dahiye bölgesindeki Seyyid el-Şüheda Kompleksinde toplanan kalabalığa hitaben yaptığı konuşmada, bu münasebetin Ramazan ayının son Cuma gününde kutlanmasının Müslümanlara ve dünyaya Filistin davasını hatırlatmayı ve unutulmasını engellemeyi hedeflediğini belirtti.
Hiç Kimsenin Filistin Topraklarının Bir Zerresinden Ödün Verme Yetkisi Yoktur
“Bahsettiğimiz Filistin denizden nehre kadar uzanan ve gerçek sahiplerine tam olarak dönmesi gereken Filistin coğrafyasının tümüdür” diyen Nasrullah, hiç kimsenin Filistin’in bir zerre toprağı, suyu, petrolü ve toprak parçasından ödün verme yetkisi bulunmadığını vurguladı.
Hizbullah Genel Sekreteri, İsrail’in bölgedeki Siyonist projenin temelini oluşturduğunu, sadece Filistin’e değil tüm bölge ülkeleri, halkları, imkânları, zenginlik kaynakları, onuru, egemenliği ve selametine tehlike oluşturduğuna dikkat çekerek “bunu inkâr etmek küstahlıktır. Çünkü İsrail bu bölgedeki tüm devletler, hükümetler, halklar, oluşumlar ve uygarlıklara tehlike oluşturan varoluşçu bir tehdittir” dedi.
Bu kanser hücresini ve zorba varlığı ortadan kaldırmanın Arap ve İslam âlemine, bölge ülkelerinin ulusal ve milli çıkarına hizmet ettiğine işaret eden Nasrullah, bu bölgenin yada dünyanın herhangi bir yerinde Siyonist projeyle mücadele edenlerin Filistin’i, halkını ve Kudüs’ü, vatanını, halkını, onurunu, evlatları ve torunlarının geleceğini savunduğunun altını çizdi.
Hizbullah Genel Sekreteri, Filistin ve Kudüs’ü savunmanın her Filistinli’nin, Müslüman ve Hıristiyan Arapların ve dünyadaki her insanın sorumluluğu olduğunu belirterek çünkü bunun hak davası ve insanlık trajedisi olduğuna dikkat çekti.
Suriye ve İran’a Filistin Kudüs ve Direnişe Sundukları Destek İçin Teşekkür Ediyoruz
Suriye ve İran’a Filistin’e, Kudüs davası ve direnişi verdikleri destek için teşekkür eden Nasrullah, bu desteğin İsrail varlığı ve projesini birçok kez yenilgiye uğrattığını, bu projeyi başarısız kılmak amacıyla tüm ülkelerin çabalarını birleştirmesi gerektiğini dile getirdi.
Nasrullah, Hizbullah’ın ülkesini ve halkını korumak, bu düşmanın tüm komploları ve emelleriyle mücadele etmek amacıyla Lübnan ulusal ordusunun yanında her zaman teyakkuzda olan bir direniş hareketi olarak kalacağını bildirdi.
Nasrullah, ölümler, katliamlar ve patlayan bombalı araçların arkasında olanların Filistin’i halkını ve Kudüs davasını unutturmaya çalıştıklarını, ABD, İngiltere, İsrail ve bölgedeki taşeronlarının Filistin ve Filistinli adından nefret etmemizi sağlama çabasında olduklarını ifade etti.
Bu çatışmanın ve Filistin, Kudüs, Lübnan ve Suriye topraklarını işgal eden bu Siyonist Projeyle mücadele etmenin önceliğine vurgu yapılması gerektiğine dikkat çeken Nasrullah, “Arap ulusu başından bu öncelikle hareket etseydi şu an yaşadıklarımı yaşamaz ulaştığımız noktaya ulaşmazdık” diye konuştu.
Arap âlemindeki hükümet ve devletlerin batının ve ABD’nin desteğiyle bu önceliği engellediğini ve halkları başka önceliklere yönlendirip yani düşmanlar ve savaşlar yaratmaya çalıştığına işaret eden Nasrullah, bazı hükümet ve devletlerin Şii yayılmacılığını İslam’a tehlike oluşturan öncelikli tehdit olarak gördüklerini, dolayısıyla Filistin’i unuttuklarını kaydetti.
Nasrullah, “bazıları için İsrail düşman ve tehlike olmaktan çıkmıştır. Onlar yeni bir proje ve düşmanın peşinden koşmaya başlamış, mezhepçi bir kılıf giydirdikleri yerel siyasi çatışmalara odaklanmıştır. Arap orduları aldıkları her uçak, füze tank ve savaş gemisi için ABD’ye İsrail’e karşı kullanmama güvencesi verdiler” dedi.
Bölgedeki Halkların Gerçekleri Anlamı Zamanı Gelmiştir
“Bölge halklarının etrafında olup bitenlerin ardından bu bölgeyi yakıp yıkmak, ordusu, devletleri ve halklarını yok etmek, bölge halkları arasında çatışma yaratmak isteyenlerin bulunduğunu anlama zamanı gelmedi mi?” diye soran Nasrullah, bölge halklarının bu tehlikeli komplocu ve işbirlikçi projeyi destekleyen ülkelere isimleriyle işaret etmesinin zamanının geldiğini vurguladı.
Nasrullah, bu tehlikelerin farkına varma, sorunları siyasi diyalog yoluyla çözme ve akan kanı durdurma, bu önceliği Suriye’den Tunus’a, Libya’dan Mısır’a, Bahreyn’den Irak’a Pakistan’dan Afganistan ve Somali’ye kadar yeniden yaşatma çağrısı yaparak tekfirci grupların bulunduğu her yerde felaketlerin yaşandığına dikkat çekti.
|