Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Mübarek Ramazan ayı
İnsanın orucun niyetini kalbinden geçirmesi veya dil ile örneğin, "Yarın oruç tutacağım" demesi şart değildir; âlemlerin Rabbinin emrine itaat etmek için, ihlâs ile sabah ezanından akşam ezanına kadar oruca aykırı olan işlerden kaçınması yeterlidir. Bu müddet içinde oruçlu bulunduğuna emin olabilmesi için de, sabah ezanının bir miktar öncesinden akşam ezanının bir miktar sonrasına kadar orucu bozan şeylerden sakınması gerekir.
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
01-04-2022 18:27 - 764 Okunma
Oruçla İlgili Hükümler
 
- İnsan, ramazan ayının her gecesinde yarınki günün orucuna niyet edebilir. Fakat bununla birlikte, ramazanın ilk gecesinde ayın bütün günlerinin orucuna niyet edebilir ve her akşam niyet tazelemek gerekmez ve o niyete baki kalması yeterlidir.
 
- Mübarek Ramazan orucunun birinci akşamdaki niyeti, akşamın başlangıcından sabah ezanına kadardır. Birinci akşamın haricinde, akşamdan önce de niyet edebilir. Örneğin; bir önceki günün ikindi vakti, yarın Allah’ın emrini yerine getirmek için oruç tutacağım diye niyet ederse ve bu niyete üzere baki kalırsa sabah ezanından sonraya kadar uyusa da, geçerlidir
 
Bir kimse, ramazan ayı olduğunu bildiği hâlde başka bir oruca niyet ederse, tuttuğu oruç ramazan orucuna sayılmadığı gibi farz ihtiyata göre niyet ettiği oruca da sayılmaz.
 
- Bir kimse, ramazan ayının meselâ, ilk günü niyetiyle oruç tutup sonradan o günün ramazanın ikinci veya üçüncü günü olduğunu anlarsa, orucu sahihtir.
 
- Sabah ezanından önce oruca niyet ettikten sonra bayılır ve o günün içerisinde ayılırsa farz ihtiyat gereği o günün orucunu tamamlamalı ve o günü kaza etmelidir.
 
- Sabah ezanından önce niyetini eden ve daha sonra sarhoş olup, gündüz kendine gelen kimse, farz ihtiyat gereği hem o günün orucunu tamamlamalı, hem de kazasını yerine getirmelidir.
 
- Bir kimse, sabah ezanından önce niyet edip, bütün gün boyunca uyur ve akşam ezanından sonra uyanırsa, orucu sahihtir.
 
Orucu Bozan Şeyler
 
 Dokuz şey orucu bozar: Elbette bunlardan bazılarının batıl etmesi ihtiyattır.
 
1) Yemek ve içmek.
 
2) Cima (Cinsel ilişkide bulunmak).
 
3) İstimna (Mastürbasyon) İstimna, erkeğin cinsel ilişki olmadan kendisi veya başkası aracılığı ile meni gelecek bir işi yapmasına denir.
 
4) Allah''a, Hz. Muhammed''e (s.a.a) ve Hz. Resulullah''ın halifeleri olan on iki Ehlibeyt İmamlarına (a.s) yalan isnatta bulunmak.
 
5) Vacip ihtiyat gereği boğaza yoğun (katı) toz kaçırmak.
 
6) Başın tamamını suya daldırmak.
 
7) Sabah ezanına kadar cünüp, hayız ve nifas hâllerinde kalmak
 
8) Sıvı şeylerle tenkıye yapmak.
 
9) Kusmak.
 
 İnsan, yemek yerken fecrin doğduğunu anlarsa, ağzındaki lokmayı dışarı çıkarmalıdır. Eğer bir kişi böyle bir durumda ağzındaki lokmayı dışarı çıkarmaz ve bilerek onu yutarsa, orucu batıl olur ve sonradan açıklayacağımız şekilde üzerine kefaret de vacip olur.
 
- Oruç hâlindeyken yanlışlıkla bir şey yiyip içen kimsenin orucu batıl olmaz.
 
- Vücudu uyuşturan veya (tedavi amacıyla) ilâç yerine kullanılan iğnelerin oruç için herhangi bir sakıncası yoktur ama müstehap ihtiyat gereği oruçlu kimsenin, vücuda su ve gıda verip fayda sağlayan iğneleri yaptırmaktan sakınması gerekir.
 
- Oruçlu kimse, dişlerinin arasında kalmış olan yemek kırıntısını oruçlu olduğunu bilerek kasten yutarsa, orucu batıl olur.
 
- Oruç tutmak isteyen kimsenin, sabah ezanından önce dişlerinin arasını temizlemesi gerekmez. Dişlerinin arasında kalan yemek kırıntılarının gündüz boğazına kaçacağını bilen kimse, eğer temizlemez ve o kırıntılardan boğazına bir şey kaçırırsa, orucu batıl olur.
 
- Tükürüğü yutmak, ekşi ve benzeri şeyleri düşünmek suretiyle ağızda toplanmış olsa bile, orucu batıl etmez.
 
Orucun Kefareti
 
Ramazan orucunun kefareti, bir köle azat etmek veya bir sonraki hükümde açıklayacağımız şekilde iki ay oruç tutmak veya altmış fakiri ya doyuracak kadar yedirmek yahut her birine bir müd (yaklaşık 750 gr.) buğday, un, ekmek, hurma ya da benzeri yiyecek maddelerini vermektir. Bunların hiçbirine gücü yetmeyen kimse, vacip ihtiyat gereği hem istiğfar etmeli ve hem de gücü yettiği kadarıyla sadaka vermelidir. Sadaka vermek de mümkün olmazsa istiğfar etmelidir. Bir defa
"Estağfirullah"demekle bile olsa, Allah-u Teâlâ’dan bağışlanma dilemelidir. Ancak farz ihtiyat gereği, sonra kefareti ödemeye güç kazanırsa, kefareti yerine getirmesi gerekir.
 
- Ramazan orucunun kefaretini iki ay oruç tutarak yerine getirmek isteyen kimse, bir ayın tamamını ve öbür aydan bir günü peş peşe tutmalıdır; ama geride kalan diğer günlerin peş peşe olmamasında bir sakınca yoktur.
 
- Ramazan orucunun kefaretini iki ay oruç tutmakla yerine getirmek isteyen kimsenin peş peşe tutacağı bir ay ve bir günün içinde, Kurban Bayramı gibi oruç tutulması haram olan bir gün bulunmayacak şekilde oruca başlaması gerekir
 
- Eğer peş peşe tutacağı otuz bir gün dolmadan özürsüz olarak bir gün oruç tutmaz veya belirli bir adak gününün orucu gibi tutulması farz olan bir gün araya girecek şekilde oruca başlamış olursa, kefaret orucuna yeniden başlaması gerekir.
 
- Hayız, nifas, hastalık gibi özürler sebebiyle peş peşe tuttuğu oruçları yarıda bırakan kişinin, kefaret orucuna yeniden başlaması gerekmez. Böyle bir kimse özrü bertaraf olunca, orucuna kaldığı günden devam eder.
 
Yolculukta Oruç Hükümleri
Yolculukta dört rekâtlı namazlarını iki rekât olarak kılması gereken bir yolcu oruç tutamaz. Ama işi yolculuk olan veya yolculuğu günah olarak nitelenen kimse gibi namazlarını tam kılan bir kimse, yolculukta oruç tutmalıdır.
 
- Ramazan ayında yolculuğa çıkmanın sakıncası yoktur; fakat yolculuk oruçtan kaçmak için olmazsa bile mekruhtur. Zaruri bir durum veya bazı hadislerde açıklandığı üzere hac ve umre için ramazan ayında yolculuk etmek mekruh olmaz.
 
- Ramazan orucu dışında kul hakkı olarak üzerine belli bir oruç farz olan kimse, -örneğin belli bir günü oruç tutmak için ecir olan (kiralanan) kimse gibi- o günü yolculuk edemez. Aynı şekilde, eğer bir günün orucu nezir dışında, itikâfın üçüncü günü gibi muayyen bir oruç vacip olursa hüküm aynıdır. Ama nezir yoluyla muayyen bir oruç vacip olmuşsa, kuvvetli görüşe göre yolculuğa çıkabilir ve başka bir günü o günün yerine oruç tutabilir.
 
- Bir kimse, oruç tutmayı nezreder, fakat vaktini belirtmezse, yolculukta onu yerine getiremez. Ama yolculukta belirli bir gün oruç tutmayı nezrederse, yolculukta onu yerine getirmelidir. Aynı şekilde belirli bir gün, ister yolculukta olsun veya olmasın, oruç tutmayı nezreden kimse, yolculuk halinde dahi olsa o günü oruç tutmalıdır.
 
- Yolcu olan kimse, (Allah-u Teâlâ’dan) bir hacet istemek için Medine şehrinde üç gün müstehap oruç tutabilir. Farz ihtiyata göre, o üç gün Çarşamba, Perşembe ve Cuma günleri olmalıdır.
 
- Yolculukta orucun batıl olduğunu bilmediğinden dolayı oruç tutan bir kimse, oruçlu bulunduğu günün içerisinde bu hükmü öğrenmiş olursa, orucu batıl olur. Ama akşama kadar öğrenmeyen kimsenin orucu sahihtir.
 
- Yolcu olduğunu veya seferde orucun batıl olduğunu unutarak yolculukta oruç tutan kimsenin orucu batıldır.
 
- Oruçlu olan kimse öğleden sonra yolculuğa çıkarsa, orucunu tamamlamalıdır. Öğleden önce yolculuğa çıkan kimse ise, ancak hadd-i terahhusa yani, şehrin duvarlarının görünmeyeceği ve ezan seslerinin duyulmayacağı yere vardığında orucunu bozabilir; eğer ondan önce orucunu bozarsa, üzerine kefaret vacip olur.
 
- Ramazan ayında yolculuk eden kimse, ister fecirden önce yolculukta olsun veya oruçlu olup da yolculuk etsin, öğlenden önce vatanına veya on gün kalmak istediği bir yere varırsa, orucu bozan bir iş yapmamışsa, o günü oruç tutmalıdır. Ama eğer orucu bozan bir iş yapmışsa, o günün orucu batıldır.
 
- Vatanına veya on gün ikamet edeceği yere öğlenden sonra varan yolcunun o günkü orucu sahih değildir.
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
01-04-2022 18:27 - 764 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
21-11-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım