Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in görüşmesi öncesinde uzlaşma havasının doğması ABD’yi telaşlandırdı.
ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey de İstanbul’da İletişim Başkanlığı’nın düzenlediği Uluslararası İdlib Konferansı’nda konuştu. Jeffrey, “İdlib’de yaşananlar uluslararası sisteme bir meydan okumadır. Ve birçok başka ülkeyi de etkilemektir. Açık veya kapalı biçimde bu sürece dahil olan birçok sayıda ülke var. Türkiye’nin rolünün ne olduğunu hepimiz biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Rusya ve İran gibi Suriye destekçilerinin adımlarıyla İdlib’de kritik bir noktaya gelindiğini iddia eden Jeffrey, önümüzdeki dönemde bu güçler arasında ihtilaf çıkabileceğini öne sürdü.
Jeffrey, şöyle konuştu: “Türkiye ve Rusya’nın mesela İdlib’de böyle bir ihtilaf yaşama olasılığı çok yüksek. Bu yüzden uluslararası düzen açısından ciddi bir risk var. Söz konusu riskin kaynağı kolektif güvenliğe karşı bir tehdit olabilir, Birleşmiş Milletler şartına karşı bir tehdit olabilir ya da doğrudan bir askeri çatışma söz konusu olabilir. Böyle bir riskin yüksek olduğuna inanıyoruz biz. Bu yüzden komşu ülke olarak Türkiye’nin bazı sorumlulukları var tabi. Özellikle güvenlik konusunda Türkiye’nin bazı sorumlulukları var. Suriye’nin bütün diğer komşularının benzer sorumlulukları var. Aynı zamanda ABD’nin sorumlulukları var, Arap dünyasının var, Avrupa Birliği’nin var, NATO’nun var. Yani bütün ilgili tarafların sorumlulukları var.”
BM LİDERLİĞİNDE ÇÖZÜM
BM liderliğinde bir çözüm isteyen Jeffrey daha sonra şu görüşleri savundu: “Biz bütün bu ülkelerin çözüme dahil olması gerektiğine inanıyoruz. Birleşmiş Milletler liderliğinde siyasi bir çözüm olmasını istiyoruz. Bir askeri çözüm kabul etmiyoruz biz. Suriye devletinin İran ile beraber yaptıklarının ne olduğunu hepimiz biliyoruz zaten. Her düzeyde çok hızlı olarak çalışmalarımızı devam ettirmemiz gerekiyor. Başkan Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direkt olarak insani yardım konusunda ne yapılacağını ele alma konusunda görüşmesi de gündem de tabi. Özellikle de en direkt yanıt olarak yapabileceğimiz şey bu. Ama bunun ötesine geçmemiz gerekiyor.”
“Artık askeri olarak da bu sorunu çözmek zorunda olduğumuz bir noktadayız. Bu konuda ABD’nin pozisyonu nedir” sorusu üzerine Jeffrey, ABD’nin Suriye’de olmasının sebepleri olduğunu belirtti ve şöyle sürdürdü: “Suriye’deki mevcudiyetimiz, mesela ekonomik ve coğrafi kaynakların Esad rejimi altında yaşamak istemeyen insanlara zulmetmek üzere kullanılmasını tolere edemez.”
“Türkiye’ye askeri yardım konusunda Washington’dan destek bulabiliyor musunuz” sorusuna Jeffrey, “Washington’da bu konuda görüş birliği yok” diye yanıt verdi. Jeffrey, S-400 ile ilgili soru üzerine halka açık oturumlarda bu istişareleri ifşa edemeyeceklerini, Türkiye ile ABD arasında bu tür istişarelerin devam ettiğini söyledi.
PRENSİPTE KABUL EDİYORLARMIŞ
Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunun önemli olduğunu, bunu prensipte kabul ettiklerini ifade eden Jeffrey, şöyle devam etti: “Ama BM kararları var. Silahlı muhalefetin kabul görmeyeceği, bu tür ilkeler var. Bizler şu an Suriye’de kendi ulusal güvenlik çıkarlarımız için meşru bir şekilde varız. Suriye’nin komşularının beka endişeleri var. Bunlar uluslararası hukuka göre anlaşılır endişeler.”
Aydınlık