Mısır'da Ebu Muslim köyündeki dört Şii’nin hunharca öldürülmesine yönelik tepkiler artıyor.
Mısır Şii hareketi başkanı, Mısır Şiilerinin içinde bulunduğu kritik konumdan kurtulmak ve üzerlerindeki tehdidin kaldırılması için uluslararası topluluğun yardımına göz diktiklerini bildirdi.
Dün Arapça BBC'ye açıklamada bulunun Mısır Şii hareketi başkanı Muhammed Guneym, Mısır Şiilerinin, uluslararası kuruluşlardan Mısır'da Şii nüfusa karşı başlatılan temizleme operasyonlarını engellemelerini talep ettiğini belirterek, Mısır Şiileri liderlerinden Hasan Şahhate ve diğer bazılarını öldürenlere karşı yönetim tarafından şimdiye kadar en ufak bir girişimin yapılmadığını bildirdi.
Öte yandan Mısır el-Vasat partisi başkanı Ebul Alai Mazi'de, ülkede insanların inançlarından dolayı öldürülmemeleri gerektiğini ve bunun bir barbarlık olduğunu bildirerek Şii lidere yönelik düzenlenen suikast girişimini kınadı.
Mazi, Mısırlı Şiilerin katledilmesi faillerinin yakalanarak cezalandırılmalarını da
Katliama Türkiye'den de tepki geldi. Dünya Caferi Alimler Birliği olayı lantleyerek işlenen zülümler karşısında tüm İslam fırkalarının birlikte ortak bir platform oluşturması gerektiği vurgulandı. CABİR'den yapılan yazılı açıklama şöyle:
BİSMİH-İ TEÂLA
"...وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ"
Zalimler çok yakında nasıl bir akıbete uğrayacaklarını bileceklerdir. (Şuara/227)
Son yıllarda maalesef, Kuran ve Muhammedî İslam’dan uzaklaşan ve uzaklaştıkça da emperyalistlerin oyuncağı haline gelen bir anlayışla karşı karşıyayız. Gün geçmiyor ki İslam coğrafyasında acı üstüne acı, katliam üstüne katliam yaşanmasın. Bir bölgede henüz ağıtlar dinmemişken, diğer bir bölgede yeni ağıtlar yükselmemiş olsun. Bu acı, gözyaşı ve ağıtların yakılmasına sebep olan, maalesef İslam ve öğretilerinden nasiplenmemiş, geçmişin Haricileri, günümüzün tekfirci, Vahhabi-Selefi zihniyettir.
İslam dünyasının yeraltı ve yerüstü tüm zenginliklerini sömüren, Müslümanların ilk kıblesi Mecid-i Aksa’yı işgal eden ve Müslümanlara karşı giriştikleri haçlı seferlerine hiçbir ses çıkarmayan ve hatta bizim onlarla bir savaşımız yok diyebilecek kadar rengini açıkça ortaya koymaktan çekinmeyen bu zihniyet, Müslüman kanı içmekten adeta zevk almaktadır.
Peygamber efendimizin aziz sahabesini kabrinden çıkaran, müşrik Hind gibi insan ciğeri yiyen ve kurbanlık boğazlar gibi Müslüman boğazlayan bu Vahhabi-Selefi anlayışın mensupları, bu kez de Mısır’da sahneye çıkmış ve yegâne suçları Ehl-i Beyt dostu olmak olan, yörenin önde gelen Ehl-i Beyt dostu âlimlerinden Şeyh Hasan Şahhate ve biri kardeşi olan beraberindeki üç kişiyi linç ederek şehid etmiş, Ehl-i Beyt sevenlerine karşı kin ve nefret dolu bu azgın gürûh bununla da yetinmeyerek Şehid Şehhate ve arkadaşlarının cesetlerini sokakta tekbirler eşliğinde sürüklemişlerdir.
Büyük şeytan Amerika ve onun gayri meşru çocuğu İsrail’e karşı sesleri dahi çıkmayan bu tekfirci zihniyet, nerede mazlum bir Müslüman görse üstüne çullanmakta ve sözde İslami şiarlarla İslam’a en büyük darbeyi vurarak, büyük şeytan için kaleyi içten fethetme gayret ve çabası içerisine girmektedir.
İçinden geçtiğimiz bu hassas zaman diliminde bizler, bunu yapanların Sünniler olmadığını gayet iyi biliyoruz. Zira bu Vahhabi-Selefi zihniyet, Sünni âlemine de aynı gözle bakmaktadır. Kendileri gibi inanmayanlara yaşam hakkı tanımayan bu zihniyete karşı tüm İslam fırkalarının ortak bir mücadele platformu oluşturmaktan başka bir çarelerinin olmadığını belirterek, vahdet çağrımızı yineliyor ve Mısır’da gerçekleşen bu müessif olayı şiddet ve nefretle kınayarak lanetliyoruz.
Dünya Caferi Âlimler Derneği (CABİR)