İslam dünyası İslam'a ve Alemlere rahmet peygamberimize ardı ardına hakaretler ederken sesini çıkarmayan Milli Gazete yazarı Mehmet Şefki Eygi bu günkü yazısında 'Şİİ İRAN -SÜNNİ TÜRKİYE' başlıklı yazıyı kaleme alarak dikkat çekiyor. Gazetenin genel yayın yönetmenine durumu sorgulayan bir vatandaşa kendisinin gazeteye gelip gitmediğini yazılarını mail yoluyla yolladığını, telefon da kullanmadığını söyleyerek şunu söylüyor: Eygi bey çok alıngan birisidir biraz üzerine gidersek yazılarına son verir endişesi taşıyoruz. Yazıları en çok okunan yazarımızdır.
Peki bu yazıların gazeteye faydası nedir? Yanıt yok.
Vatandaşların tepkisine bir tepki de Yenimesaj Gazetesi yazarı Muharem Bayraktar'dan geldi. Bayraktar bu günkü köşesinde Mehmet Şefki Eygiye
"Şevket Eygi neden Şia düşmanı?" başlığıyla seslendi.
İşte o yazı:
Bu satırların yazarını okuyanlar bilir ki ben ne Alevi’yim, ne de Şii’yim. Sünni mezhebine mensubum. Ama Alevilere ve Şiilere fiziksel ve itikadı bir saldırı olduğunda bu kardeşlerimizi sonuna kadar savunmaktan zerrece tereddüt etmiyorum.
Zira onlar Hz. Ali’ye büyük bir aşkla sahip çıkıyorlar ve hilafetin onun hakkı olduğunu iddia ediyorlar. Bunu da Kuran’ın birçok ayetine ve Kadir-i Hum olayına dayandırıyorlar.
Bugün türbesi Fatih semtinde bulunan Eyüp El Ensari de “Hilafet Hz. Ali’nin hakkıdır” diyerek yerini Ali’nin yanı olarak seçmiştir. Yani Şia’dır. Ama bugün pek çok Sünni kardeşimiz, bir taraftan Eyüp El Ensari’nin türbesine gidip dua ederken diğer yandan da Şia’ya gece gündüz küfür ve hakaret etme cahilliğini sergilemektedir.
Bu cahiller arasında pek çok gazeteci - yazar tayfası da bulunmaktadır ki, bunlar hem İran’a hem Türkiye Caferilerine karşı korkunç bir saldırı ve düşmanlık içine girmişlerdir. Bu saldırının sadece içten değil dışardan de desteklendiğini tahmin etmek zor değil.
Mesela Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi de bunlardan biri. Eygi, Şia’ya saldırmayı adeta bir vazife addediyor. Bazen Şia’nın bir itikadı hükmüne bazen ameli uygulamasına öfkeleniyor. Son birkaç yazısına bakıldığında hem cahilane hem de ‘ideolojik’ Şia eleştirilerinin boyutu bütün çıplaklığıyla dikkat çekiyor:
Şöyle diyor Eygi: “Son yirmi yıl içinde ülkemizde yüzlerce yeni Şiî camii yapıldı, ibadete açıldı. Türkiye Alevîlerini Safevî Şiî-Caferî mezhebine sokmak için yoğun propagandalar yapıldı, büyük paralar harcandı. Türkiye’de Şiîleştirme faaliyetleri hız kazanırken, İran’da yirmi milyonu aşkın Sünnî Müslüman ağır baskılar altında yaşıyordu. Son Suriye hadiselerinde İran kayıtsız şartsız zalim Beşar Esad rejimini desteklemiştir. Bugün Türkiye’nin nice Sünnî kodamanı, siyasetçisi ve bürokratı, günlük beş vakit namazı, Caferî mezhebine uyarak üç vakitte cem’ ederek kılmaktadır. Maalesef Sünnîlik ve Şiîlik arasında usulde, temellerde, esasta büyük ve vahim ihtilaflar, anlaşmazlıklar mevcuttur. Olup bitenlerin iç yüzü hakkında bilgi edinmek istiyorsanız, İran Analizi internet sitesini takip ediniz.” (19 Eylül 2012, Milli Gazete)
Eygi, daha önceki pek çok yazısında daha ağır ifadelerle Şii’lere ve İran’a saldırıyordu. Şimdi sadece yukarıdaki yazısı bile “Şevket Bey’in uyarılarını dini hassasiyetle değil ideolojik ve küresel konjonktüre uygun” olarak yaptığını anlıyoruz.
Türkiye’de yüzlerce Şii Camisi yapılmış. Ne var bunda? Caminin Şiisi, Sünnisi mi olur? Git sen de namaz kıl orada. Kendi aralarında para toplamışlar, devlete beş kuruş yük olmadan cami yapmışlar ve o camilerde namaz kılmışlar. Ne var bunda? Eygi neden rahatsız oluyor?
Sonra Müslümanlar arasında namazı cem ederek kılmak isteyenler varsa derdi Eygi’yi mi almış? Hz. Peygamber’in cem ederek namaz kaldığı da vaki iken bunu bir ayıplama aracı olarak görmek, “Sünni kodaman” diyerek namaz kılan insanları aşağılamak da ne oluyor?
Sünni imamlardan İmam Şafi, İmam Malik, İmam Ahmet Bin Hanbel’in fetvaları arasında seferilikte, şiddetli yağış halinde, bazı hastalık hallerinde cem ederek namaza izin veriyor. Eygi’ye göre bu imamlar da “Sünni kodaman mı?”
Suriye’deki olaylarla ilgili İran’ın kayıtsız ve şartsız zalim Esad’a destek vermesi de Eygi’yi rahatsız ediyor. Ne garip, İran’ın bu desteği ABD’yi de rahatsız ediyor, İsrail’i de! Yani Eygi Efendi ve onun gibi düşünenler bu tavırlarıyla “Amerikan-İsrail” ittifakı ile aynı saftalar! (Eygi Bey, bir önceki yazısında da Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Elrom’u kaçırıp öldürmelerine lanet okuyordu. 41 yıl evvel bir Yahudi’nin öldürülmüş olmasına neden hala bu kadar öfkeli anlayamadım.)
Mehmet Şevket Eygi, Şii Müslümanların namazıyla, camisiyle, mezhebiyle uğraşacağına neden Amerika ve İsrail ile aynı safta bir Müslüman ülkeyi yıkmak için savaşan şer ittifakının içinde olduğunun “hikmetini” sorgulasın.
Şevket Eygi’nin İran’da olup biteni öğrenmemiz için önerdiği “İran Analiz sitesi” ise CIA’nın kontrolünde İran’a karşı kamuoyu oluşturmaya çalışan bir site. Bütün yayınları İran’ı, Şiileri ve onların inanç esaslarını eleştirmek. Bazı Sünni ülkelerden satın aldığı kalemlere Şiilik ve İran aleyhine yazılar yazdıran bu siste “Şevket Bey’in hararetler önerdiği” bir site olarak karşımıza çıkıyor.
Bilmem anlatabildim mi, Ey gidi Eygi!