Siyonist işgal rejimi, direniş ve mücadele pusulasını şaşırması için Filistin halkını kandırmaktan, aldatmaktan ve ayartmaktan; onu gasp edilmiş hakkını talep etmekten alıkoyacak işlere boğmaktan geri durmuyor. İşgalci İsrail oyun ve entrika üzerine kurulmuştur. Karanlık ve çirkin amaçlarına ulaşmak için ahlaksız tuzaklarını kullanmaktan bir gün olsun geri durmamıştır.
Siyonist işgal rejimi Savaş Bakanı Avigdor Lieberman en son yaptığı açıklamada Filistin halkını bölmek için, direniş eylemlerinin yapılmadığı, içinden eylemcilerin çıkmadığı Filistin köy ve şehirlerine ayrıcalıklı davranacaklarını belirterek, buralarda hastane yapacaklarını ve spor kompleksleri inşa edeceklerini söyledi.
Bu açıklamada büyük bir tuzak ve oyun var. Açıkçası, bu açıklamalar öncelikle taş ve bıçaklarla eylem yapan çocukların direnişi karşısındaki acziyeti ifade ediyor. Acziyeti şimdi tuzak ve hilelerle örtmeye çalışıyor. Bununla Filistin halkının hak ve hukukundan vazgeçeceğini veya Filistin’in bir kısmını etkisiz hale getireceğini düşünüyor.
Lieberman burada durmuyor. Açıklamasında, arzulanan barışı (!) tesis etmek için şimdiki Filistin yönetiminden ayrı ve doğrudan İsrail’e bağlı bir yönetim kurmak istediklerini de söylüyor. Tabi bunu yaparken aşırı sağcı Siyonistlerin taleplerine uygun yapacaklardır. Filistin topraklarının çoğunu gasp ederken sadece az miktarını Filistinlilere lütfedeceklerdir.
Bu öneri, İsrail endeksli bir liderliği Filistin halkına dayatmak için gelecekle ilgili yeni bir plan değildir. Bu olgu işgal rejiminin kurulduğu ilk günden itibaren uygulamaya çalıştığı bir plandır. Daha önce Filistin başkanlığı için aday olanlardan biri yaptığı açıklamada tutuklu olduğu süre içinde işgalcilerin kendisine birçok dünyevi imkânı sunduklarını, maddi ve liderlikle ilgili birçok ayartmalarda bulunduklarını, kendisini barış görüşmelerini yapan heyete dahil etmeyi ve Filistin Yönetimi’nde bakanlık vermeyi teklif ettiklerini, ancak kendisinin bütün bunları reddettiğini söyledi.
Filistinli şahsiyetin bu sözleri, işgal rejiminin Filistin halkı içine birçok düzlemde sızmaya çalıştığını gösteriyor. Bu konuda Filistin’deki piramidin başındaki insanlar bile bu tür girişim ve kontrollere maruz kalmışlardır. Bu açıklamaların çok ciddiye alınması ve kurumlara sızan yabancı unsurların tespit edilmesi gerekir. Kendisine yardım eden biri olmasa işgal rejimi en yüksek makamlara kadar ajanlarını nasıl sokabilmiştir.
Filistin Yönetimi’nin şu anda önceliklerini sıralaması ve evinin içini temizlemesi, işgal altında olan halkının sorunlarına eğilmesi, bölünmeyi ve çekişmeyi artıracak ve safları dağıtacak eylemlerde bulunarak enerjisini kaybetmemesi gerekir.
Sağ ve soluyla Siyonist rejim Filistin’e düşmanlıkta birdir. O zaman ona karşı omuz omuza vermek ve birlikte mücadele etmek, düşmanın komplo ve tuzaklarını boşa çıkarmak ve aldığı kararları işlevsiz hale getirmek için tek bir direniş programı etrafında kenetlenmek gerekir.
Lieberman’ı aşağılık planlarından vazgeçirecek bir güç görseydi, adam Filistin halkının en mahrem konularına bu kadar girmezdi. En büyük güç Filistin halkının işgal altında olduğunu dolayısıyla daha çok fedakârlık göstermesi gerektiği bilincini taşımasıdır.
Gök zafer yağdırmaz.
Aksine kahramanların yaptıkları ve ortaya koydukları (mücadele ve fedakârlık), ekin ve nesli korumak için imkânsız olanı gerçekleştiriyor (ve zafer kazandırıyor).
