Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Kufe Mescidi'nde Kadir Gecesi
On binler Kufe Mescidi'nde
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
17-07-2014 00:48 - 1780 Okunma
 Yüce Rahman’ın Kadir Gecesi için tabiri “Bin aydan daha hayırlı gece” şeklindedir. Bu muazzam manalar ifade eder…
 
İslam Dini’nin incisi Kur’an, Kur’an’ın incisi Ramazan, onun da incisi “Kadir Gecesi” dir.
 
Hatta “gece”sinden ziyade “geceleri” dir.
 
Zira Rahman Allah , samimiyetle ona yönelen kullarını affetmek istemekte ve bu nedenle de kapıları her zaman açık tutmaktadır.
 
Bu yılın Kadir Geceleri için size Tebyan’dan bir yazı aktarıyoruz:
 
Yüce İslam dininde bazı özel günler ve özel geceler bulunmaktadır. “ Yevmullah”ta denilen bu günlere mahsus olmak üzere yapılması tavsiye edilen bir çok rivayetler de bulunmaktadır.
 
'Kadir gecesi'de bu özel günler içerisinde yer alan, üzerinde özel vurgu yapılan önemli gecelerdendir. 'Kadir Gecesinin' önemi konusunda hiç bir islam mezhebi farklı düşünmez. Ama, bu gecenin ne zaman olduğu konusunda farklı rivayetler bulunmaktadır.
 
K. Kerim’de kendi adına inmiş olan Kadir süresinde “ Doğrusu biz Kuran’ı Kadir gecesinde indirmişizdir. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bir aydan hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir. “ Kadir suresi 1-5 ayetler.
 
Bu geceye kadir gecesinin, bu gecede Kur'an-ı Kerim'in inmeye başlamış olması, bu gecedeki ibadetlerin bin aydan hayırlı olmasını, bu gecede meleklerin yeryüzüne inerek, insanların ibadetlerini kaydetmesi ve esenlik ve kötülüklerden uzak olunması gibi sebeblerden dolayı Kadir gecesi adı verildiği söylenir.
 
İslam kaynaklarında, 'kadir gecesi'nin hangi gün olduğu konusunda net bir rivayet bulunmaz. Kadir Gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmez. Ramazan ayının son on gecesinde olduğuna dair rivayetler çoktur. Bir takım hikmetler sebebiyle de Rabbimiz, bize Kadir Gecesinin hangi gün olduğunu bildirmemiş, ama; kadir gecesinin bulunması ve aranması konusunda Peygamber'imizden gelen sahih rivayetler bulunmaktadır.
 
Şia ve Ehli Sünnet mektebinde 'kadir gecesinin' önemi, bu gecede yapılan ibadetlerin sevapları konusunda, alimler tarafından yapılan önemli tavsiyeler de bu mektebin bağlıları tarafından çok iyi bilinmektedir. Çünkü bu gece bir takdir gecesidir. Bazı zamanların ve bazı mekânların diğerlerine göre üstünlüğü olması da bundan kaynaklanıyor. Allah’ın bazı zamanları diğer zamanlara üstün kılmasının hikmeti de buradan kaynaklanıyor. Farklı rivayetler ve farklı tavsiyeler de olsa, 'kadir gecesi'nin önemi, feyz ve bereketinin altı önemle çizilir.
 
Burada, dikkatimizi çeken Şia ve Ehl-i sünnet mektebinde, 'kadir gecesi'nin zamanı konusunda farklı görüş ve rivayetlerin bulunduğunu belirtmekte yarar var.
 
Öncelikle, Ehl-i Sünnet, 'kadir gecesi'nin oldukça önemli bir gece, feyz ve bereketinden istifa edilmesi gereken 'Kuran-ı Kerim'in' indirildiği gece olarak gördüğünü belirtmekte yarar var. Şia ve Ehl-i sünnet rivayetlerinde de, Kadir Gecesi'nin son on gün içerisinde olduğuna dair görüş birliği bulunmaktadır. Şia mektebinde, özellikle Masum İmamlar'dan gelen rivayetlerde, Kadir gecesinin son on gün içerisinde aranması gerektiği tavsiye edilir. Ehl-i sünnet rivayetlerinde de bu konuda aynı görüş hakim olmakla birlikte Ehl-i sünnetin bazı arifleri, Kadir gecesinin feyz ve bereketinin bütün yıl içerisindeki gecelerde aranmasını da tavsiye ederler.
 
Ama Kadir Gecesi'nin son on gün içerisinde araması gerektiği konusunda mezhebler arasında ortak görüş bulunmaktadır.
 
Hanefi mezhebinin kurucusu İmam Azam Ebu Hanife’ye dayandırılan bir görüşe göre, yılın her gecesini kadir gecesi gibi geçirilmesi amacıyla, kadir gecesi yıl içeresinde farklı aylar ve gecelerde dönmektedir. Bu da, her geceyi, Kadir Gecesi'nin feyz ve bereketiyle geçirilmesini amaçlamaktadır.
 
Kadir Gecesi'nin ramazanın son on gününde ve bu son on günün içerisinde de tek gecelerde aranması yönünde rivayetler daha sağlam ve daha fazladır. Ehl-i Sünnet arifleri, Her geceni Kadir bil, her geçeni Hızır bil” şeklindeki sözü de meşhurdu.
 
Rabbimiz, rızasını, ibadette gizlemiş, gazabını, ma’siyetlerde gizlemiş, orta namazını, diğer namazlar arasında gizlemiş, veli kulunu, halk arasında gizlemiş. Ve Kadir gecesini de Ramazan ayında gizlemiştir.
 
Mevlana “ ey genç, ne bütün geceler Kadir’dir, ne bütün geceler O'ndan halidir” der. Ama, Kadir gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber, genellikle Ramazanın yirmi yedinci gecesinde olduğu tercih edilmiştir. Hz. Peygamber'in bunun kesinlikle hangi gece olduğunu belirtmemiştir. Ancak, “ siz kadir gecesini Ramazan’ın son on gün içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız” hadisi meşhurdur.
 
Buhari ve Müslim gibi Ehl-i Sünnet mektebinin sahih hadis kaynaklarında Peygamber'imizin, “ siz kadir gecesini Ramazan’ın son on gün içerisinde ve tek rakamlı gecelerde arayızın” hadisi ışığında Kadir gecesini son on günde aramak gerekir. Ehli- sünnet dünyasında, Ramazan’ın 27. gecesinin kadir gecesi olabileceğinin yüksek olduğu görüşü hakimdir. Bu yüzden de Ramazan’ın 27. gecesi Kadir gecesi olarak kutlanır. Bizzat Hz Resulullah Efendimizin Ehl-i Beyt’inden ulaşan hadislere göreyse Kadir Gecesi, Ramazan’ın 19,21 veya 23. gecelerindn birinde gizli olduğundan, bu üç gece, sabaha kadar dua ve ibadetle geçirilir.
 
Hz Ali’nin (as) Şehadeti Kadir Gecesi
 
Ramazan ayının on dokuzuncu gecesi geldiğinde mi İmam (a.s) göğe bakıp uzun düşüncelere dalıyordu. Şu sözleri tekrarlardı: "Ne yalanladım, ne de yalanlandım. Bu bana vadedilen gecedir." Geceyi İmam (a.s) dua ve yakarışlarla geçirdi. Sonra sabah namazını kılmak üzere Allah’ın evine (mescide) doğru yöneldi. Her zaman yaptığı gibi insanları Allah’a ibadet etmeye çağırdı: "es-Salâh... es-Salâh... (Namaz… Namaz…)" diye seslendi.
 
Ardından namazına başladı. İmam (a.s) Rabb’ine yakarmakla meşgul iken melun cani Abdurrahman İbn-i Mülcem birden fırladı ve "Hüküm Allah’ındır, senin değil!" diye bağırarak mübarek başlarına bir kılıç indirdi. Kılıç, İmam’ın (a.s) kafasını yarmıştı. İmam’ın (a.s) dudaklarından şu sözleri dökülüverdi: "Kâbe’nin Rabb’ine andolsun, kurtuldum."
 
Mescitte bir uğultu koptu. İnsanlar bir anda koşmaya başladılar. İmam’ın (a.s) mihrabında kanlar içinde yattığını gördüler. Başı sarılmış vaziyette evine götürdüler. İnsanlar ağlıyor, figan ediyorlardı. Cani İbn-i Mülcem yakalandı. İmam (a.s), oğlu Hasana, diğer oğullarına ve ailesine ellerindeki esire iyi davranmalarını tavsiye ettikten sonra şöyle dedi: "Cana karşılık candır. Eğer ben ölürsem, beni öldürdüğü gibi siz de onu öldürün. Eğer yaşarsam, o zaman onun hakkındaki kararımı ben veririm."
 
İmam Ali (a.s)'in Vasiyeti
 
İmam (a.s), oğulları Hasan ve Hüseyin’e (a.s), ailesinin bütün fertlerine genel tavsiyelerde bulundu ve şöyle buyurdu:
 
"Size Allah’tan korkmanızı, size meyletse de dünyayı arzulamamanızı, sizden yitip giden dünyalık bir şeyden dolayı üzülmemenizi tavsiye ediyorum. Daima hakkı söyleyin, Allah katındaki ecir için çalışın, amel edin. Zalimin hasmı, mazlumun da yardımcısı olun. Kitaptaki hükümlere göre amel edin. Allah için yaptığınız bir şeyden dolayı kınayanın kınamasından çekinmeyin."
 
Yara derin ve şiddetliydi. Bu yüzden İmam’a (a.s) fazla zaman tanımadı. Kaçınılmaz ecel gelmişti. Son söylediği söz şu ayet oldu: "Amel edecekler, bunun gibisi için amel etsinler." Sonra tertemiz ruhu esenlik yurdu cennete uçtu.
 
İmam’ın (a.s) Naaşının Defni ve Onun İyiliklerinin Sayıldığı Toplantı
 
İmam Hasan ve İmam Hüseyin (a.s) Emir’ül-Müminin’in (a.s) cenazesiyle ilgili işleri yerine getirdiler. Gusül verme, kefenleme ve defin işlemlerini yaptılar. Sonra İmam Hasan (a.s), babasının cenaze namazını kıldı. İmam’ın (a.s) ev halkı ve seçkin arkadaşları da arkasında saf tuttu. Ardından mübarek naaşını son barınağına götürdüler. Kûfe yakınlarındaki Necef’e defnedildi. Bütün işlemler gece yapıldı.
 
Ardından Sa’saa b. Sûhan kalktı ve İmam’ın (a.s) güzelliklerini, üstün meziyetlerini anlatmaya başladı ve şunları söyledi:
 
"Ne mutlu sana! Ey Ebu’l-Hasan! Andolsun doğumun güzeldi. Güçlü bir sabrın vardı. Cihadın olağan üstüydü. Görüşünle muzaffer oldun. Ticaretinde kazançlı çıktın. Sonra Yaratıcı’nın huzuruna vardın. Rabb’in müjdeleriyle seni karşıladı. Melekleri senin etrafını sardı. Mustafa’nın yakınlarına yerleştin. Allah sana, ona komşu olma lütfunu bahşetti. Kardeşin Mustafa’nın derecesine yetiştin. Onun dopdolu kasesinden içtin. Allah’tan, senin izinden giderek sana uymayı, senin gibi bir hayat sürdürmeyi nasip etmesini diliyoruz. Senin dostlarını dost edinmeyi, senin düşmanlarına düşman olmayı temenni ediyoruz. Bizi senin dostların grubunun arasında haşretmesini istiyoruz. Hiç kimsenin elde edemediği nimetlere nail oldun. Kimsenin kavuşamadığı derecelere kavuştun. Kardeşin Mustafa’nın yanı başında Rabb’inin yolunda hakkıyla cihat ettin. Allah’ın dininin hâkim olması için her türlü fedakârlığı yaptın. Ta ki sünnetleri yeniden hayata geçirdin, fitneleri ıslâh ettin. Böylece İslâm doğru mecrasına girdi, iman prensipleri ahengini yakaladı. Benden sana en yüce salât ve selâm dilekleri."
 
Ardından şunları söyledi: "Andolsun, Allah senin makamını onurlandırmıştır. Sen soy olarak Peygamber’e (s.a.a) en yakın kimse idin. İlk önce İslâm’a giren kimse sendin. Yakinî inancı en iyi özümseyen kimselerin başındaydın. Kalbi en sağlam kimseydin. İnsanlar içinde kendini en fazla cihada adayan kimseydin. Hayırda en büyük pay senindi. Allah, sana verdiği büyük ecirlerden bizi mahrum bırakmasın ve senden sonra bizi zelil etmesin! Allah’a yemin ederim ki, senin hayatın hayırların anahtarı ve kötülüklerin kilidiydi. Ama şu günkü günün, bütün kötülüklerin anahtarı ve bütün hayırların kilidi oldu. Eğer insanlar senin sözlerini kabul etselerdi, başlarının üzerinden yağan ve ayaklarının altından ağan bereketlerden yerlerdi; ama onlar ahirete karşılık dünyayı tercih ettiler.
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
17-07-2014 00:48 - 1780 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
21-11-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım