Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Katar ABD'nin bölgede önde gelen müttefikleri arasında yer alıyor. Bu ülkeler, Barack Obama yönetimi ardından Trump dönemi ile ABD ile daha iyi ilişkiler arayışına girmiş durumda.
Körfez monarşileri, seyahat yasağından etkilenmezken onların bölgedeki rakibi olarak değerlendirilen İran, Irak ve Suriye seyahat yasağı kapsamına alındı. Yasak, ABD'nin Avrupa'daki müttefikleri, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından sert bir şekilde eleştirildi.
Ancak Arap monarşilerinin yöneticileri konu hakkında sessiz kalmayı tercih etti. Bu ülkeler arasında yalnızca Katar'dan, düşük tonda bir eleştiri geldi. Ülkenin dışişleri bakanı Şeyh Mohammed bin Abdurrahman bin Jassim Al-Thani, Sırbistan ziyareti sırasında Washington'ın bu kararı gözden geçirmesini dilediğini ifade etti.
Pazar günü Trump ile bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdulaziz, görüşmede bu konunun konuşulup konuşulmadığına dair hiçbir açıklama yapmadı. Telif hakkı Getty Images Image caption Trump, Kral Selman ile konuşmalarında seyahat yasağının gündeme gelip gelmediği konusunda bir açıklama yapmadı.
İslam hedef değilmiş!
Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed ise seyahat yasağının ABD'nin kendi kararı olduğunu ve herhangi bir dini hedef almadığını söyledi. Bazı yetkililer de kararı açıkça desteklemeyi tercih etti.
Dubai emniyet teşkilatının üst düzey yöneticilerinden Dhahi Khalfan, Pazartesi günü attığı tweette yasağa "tam desteğini" açıkladı: "Her ülkenin kendi güvenliğini sağlama alma hakkı vardır… Trump, yaptığın şey doğru".
Reuters'a konuşan Brookings Doha Centre düşünce kuruluşu direktörü Tarik Yousef, Körfez ülkelerinin "ABD'nin yeni Orta Doğu politikasını görene kadar bekleyip görmeyi tercih ettiklerini" söyledi: "İran'ı izole edip bölgesel hedeflerinin gerçekleşmemesini sağlamak bu ülkeler için seyahat yasağına yönelik endişelerinden daha önemli".