Katar ve Suud'un Suriye'yi suçlama hakları yoktur |
|
Katar yine provokasyon yaptırıyor |
|
|
|
22-01-2014 16:06 - 946 Okunma |
|
|
Lübnan’daki ‘Yeni Doğu’ Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Galeb Kandil, ‘Rus radyosunun Suriye'de gözaltında binlerce kişiye işkence uygulandığı ve öldürüldüğü yönündeki rapor ile ilgili birkaç sorusunu yanıtladı.
Türk medyaları dahilinde bir sıra yabancı medya kuruluşu Katar'ın finanse ettiği Londra merkezli bir hukuk bürosundan eski savcılar tarafından hazırlanan Suriye rejiminin işkenceyle öldürüldüğü iddia edilen 11 bin esirin fotoğraflarını içeren bir rapor haberini yayımladı. Size göre, bu raporun verileri güvenilir mi? Hele Katar yetkililerinin ağır insan hakları ihlalleriyle suçlandığı göz önünde bulundurulduğunda...
G. Kandil: Birincisi, Orta Doğu’da en zalim diktatör rejimi olan Katar’ın insan haklarını ihlal etmekle kimseyi suçlama hakkı yoktur. Katar’ın kaç dünya politikacılarına rüşvet vererek kendi tarafına çektiğini, onun hükümetlere rüşvet vermeye çalıştığı ama bunun ortaya çıktığı için uluslararası siyasi arenada kaç skandalın yaşandığını unutmayalım. Unutulmaması gereken ikinci şey kendi hükümdarından sadece biraz daha hak ve ifade özgürlüğünü istemiş farklı kesimlerin temsilcilerinin şu an Katar hapishanelerinde çürümeleridir. Katar’da sayısız siyasi aktivistlerin diktatör rejimi için tehlikeli olduktan hemen sonra ortadan kaybolmalarıdır. Üçüncüsü, söz konusu raporda cesetlerinde dayak ve işkence izlerinin bulunduğu esirlerin binlerce fotoğrafından söz ediliyor. Ama bu fotoğraflar nerede? Dünya toplumu neden onlara hiç bir şekilde ulaşamıyor?
İnternet, Katar ve Suudi Arabistan’ın açık açık finanse ettiği ve desteklediği militanların binlerce sivil ve esirin boğazını kestikleri görüntüleri ile doluyken kimse Suriye asker ve subaylarını insanın kafasını kesmekle suçlayamaz.
Peki, BM’ye sunulmayan, zamanla unutulan böyle raporların amacı nedir?Bu rapor, üç yıl içerisinde güya rejimin işlediği suçları ile ilgili ilk iddia değil ki. Ama onlardan hiç biri yayınlanmamıştır...
G. Kandil: Bu raporlar Suriye’ye karşı yapılan bilgi savaşı, Cenevre 2 öncesinde yeni bir provokasyon yapma çabasından başka bir şey değildir. Katar, Türkiye ve Suudi Arabistan büyük yenilgiye uğrayacağını anladığı için histeri içinde. Suriye’ye gerçekten yardım etmek isteseydi çoktandır ülkedeki terörizm ile mücadeleye katılırdı. Ama onlar sadece radikal cihatçılar ile El Kaide ve Nusra Cephesi teröristlerini Esad rejimine karşı savaşan gerçek devrimci olarak ilan ediyorlar.
Yine de bu rapor uluslararası toplumu ne şekilde etkileyebilir?
G. Kandil: Hatırlıyor musunuz, YouTube sitesine güya Suriye askerinin iki eserin kafalarını motorlu testere ile kestiği görüntüsü yüklenmişti. Biraz sonra bu adamın Irak ordusu askeri olduğu, görüntünün 5 yıl önce yüklendiği ve bu görüntüdeki idamın Irak topraklarına uyuşturucu getirip satmakla suçlanmış ve ölüm cezasına çarptırılmış iki Meksika’lı uyuşturucu satıcısının idamı olduğu ortaya çıktı. Bir de ülke yönetiminin suçlandığı Guta ve Şam yakınlarında yapılan kimyasal saldırıları hatırlayın... Uzmanlar, silahlı militanların kimyasal silah kullandıklarını tespit etmişlerdir. Bütün bu provokasyonların sonuçları neydi? Kimi zaman sonucu Batı’nın Suriye hükümetine yaptığı baskı, kimi zaman ise 2013 yılının Ağustos-Eylül aylarında olduğu gibi ABD ve NATO askerlerinin Suriye kıyısına gönderilmesiydi.
Yeni raporun amacı özellikle 2013 sonbaharında ABD ile Katar ve Suudi Arabistan arasında Suriye krizi konusunda anlaşmazlığın ortaya çıkmasının ardından siyasi güç dengesini değiştirmektir.
|
|
|
|
|
|
22-01-2014 16:06 - 946 Okunma |
|
|
|
|
Caferider Web TV |
|
|
|
Video Galeri |
|
|
|
|
Foto Galeri |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|