Geçtiğimiz Günlerde Suudi Arabistan'ın Önderliğinde 10 Arap Ülkesi Yemen'e Karşı Bir Hava Saldırısı Düzenledi. Bu Saldırıyla Alakalı Görüşlerinizi Alabilir Miyiz?
CABİR Başkanı Ş.Hasan Karabulut:: Öncelikle biz bir Müslüman olarak haktan yana bir birey olarak gerçek tevhit içerisinde hareket edenlerin Allah’ın yardımıyla beraber olmasını yüce Allah’tan temenni ediyoruz.
Din adına, İslam adına, İslam toplumunu kana boyayan münafıkça hareket edenlerinde bu anlamda telin ediyoruz. Hz Peygamberimiz buyuruyor ki: “İslam dinine karşı insanlar üç gruptan oluşur; müminler, kâfirler, münafıklar. Müminler ’den korkum yoktur onların imanı İslam dinini yok etmelerine zarar vermelerine engeldir. Kâfirlerden de korkum yoktur, onların açık küfrü ve düşmanlığı ortadayken İslam’ın içerisine girip İslam’ı yok edemezler. Benim korkum İslam giysisinde, İslam kisvesinde, İslam maskesinde, İslam görünümde olan münafıklardandır. Ne yazık İslam tarih boyu yarayı, darbeyi ‘’münafıklardan’’ almıştır. Resulullah’tan günümüze kadar İslam’ı esir eden, İslam’ı ayaklar altına alan İslam toplumunu bu hale getiren bana göre kâfirler değil ‘’Münafıklardır’’.
Günümüzde aynı şeyleri görmekteyiz. Emperyalistler, Siyonistler, kendilerini nüfus edemedikleri alana münafıkların eliyle nüfus etmektedirler ve İslam toplumunun yapısını, inancını değerlerini tahrip edip yok etmeye çalışıyorlar. Şuan günümüzde herkesin özgürce yaşama hakkı meşru olan hakkını talep etmek onun demokratik hakkıdır. Ancak ne kadar acıdır ki bir ülkenin sakinleri o ülkenin sahipleri kendi haklarını talep etmekten bile bu anlamda mahrumdur ve korkutulmaktadır veya sindirilmektedirler.
Yemen bunun en canlı örneğidir. Yemen halkı içinde mücadele eden grup dışarıdan gelmemiştir. Yemen halkı bundan yıllar önce 1992’de Husiler ismiyle, kendi meşru ve demokratik haklarını isteyen, Emperyalizme karşı mücadele eden bir yapı olarak ortaya çıktılar. Husi Hareketi içerisinde yer alanlar sadece Zeydiler değildir bunun yanında Yemenli Sünni kardeşler var, istiyorlar ki hakları payimal edilmiş yoksul bırakılmış bir millettir fakir bırakılan bir millettir bir milletin elindekileri başındakiler sömürüp ve kendi ağa paşalarına peşkeş çekmişlerdir. On ülkenin bir araya gelip Yemen toplumuna saldırması küfür cephesi projesidir kendilerinin yapamadıklarını Müslüman görünümünde olan bu satılmış münafıkların eliyle yapmaktadırlar. Allah aşkına bir soralım Arabistan’da demokrasimi var, Arabistan’da gerçek Muhammedi İslam mı var? Arabistan’da insan haklarına saygı mı var merhamet mi var, insanlık mı var, Arabistan’da ne var Arabistan’da sadece diktatörlük vardır baskı ve zulüm vardır. Arabistan azametini Suud ailesinden değil Nebiyi Ekrem’in vücudundan almaktadır Kabe’den almaktadır
Bundan iki asır önce Arabistan’da iki kişi bir araya geldi bu iki kişinin biri dini cephede yerini aldı diğeri de siyasi. Dini cephede yer alan kişi Muhammed bin Abdul Vahhab; Vahabilerin kurucusu siyaset cephesinde yer alan kişi Muhammet İbni Ali Suud’tur. Bugünkü Suudilerin büyük dedesi bu ikisi bir araya geldi. Siyaset cephesinde yer alan dedi ki ben senin fetvalarını hükümlerini destekleyeceğim dini cephede ki de bende fetvalarımla hükümlerimde seni destekleyeceğim. Bu ikisi bir birine destek oldu ne oldular. İslam toplumuna büyük bir hastalığı iki kişi birlikte soktular. Ve böylece Vahabiyet zihniyeti Selefilik düşüncesi alabildiğince yayılmaya başladı sadece Arabistan’la sınırlı kalmadı birçok ülkeye nüfus etti ve bugün İslam toplumunda olan terör eylemlerini yapanların dönün bakın birçoğu bu gruplara mensup olanlardır. Yani Arabistan’ın yetiştirdiği Arabistan’ın eğittiği kişiler.
Yemen’in üzerine neden yürüyorlar? Amerika’nın İsrail’in projeleri var yani İslam yükselmesin İslam büyümesin İslami birlik olmasın bu meselenin bir yapısıdır bir tarafıdır ikinci bir tarafı da bence neden Arabistan öncü olup bir ana önce Amerika’nın isteklerini yerine getirmek istiyor çünkü kendi saltanatlarının yıkılmasından kendi geleceklerinden korkuyorlar, kendi iktidarlarından korkuyorlar yani kraliyet elden gidecek yani bu kadar saray elden gidecek bu lüks yaşam elden gitmesinden korktukları için. Kendi dünyaları çıkarları için diğer bölgelere meşru olmayacak bir şekilde, haksızlık yapılmaktadır. Bunların saldırılarının ne Uluslararası antlaşmalarda yeri var ne Arap Birliği’nin oluşturduğu yapıda yeri var ne de İslam’da bunun yeri var. Yani hangi kanuna, hangi kitaba, hangi birliğe, başvurursak vuralım yapılan zulümdür. Biz bu saldırıları kınıyoruz..
Suudi Arabistan’ın Başına Çektiği On Ülkenin de Eşlik Ettiği Terör Saldırısına Türkiye Cumhuriyeti’de Lojistik Destek Sağlayacağını Söyledi Bu Konuyla Alakalı Ne Söylemek İstersiniz ?
CABİR Başkanı Ş.Hasan Karabulut: Maalesef üzülerek ifade ediyoruz bizim ülkemizi idare edenlerin bu şekliyle bu yapıya destek vermemesi gerekiyordu. Çünkü burada meşru bir hareket yoktur. Bu hareketle mazlumun değil zalimin yanında yer almış oluyoruz. Bu anlamda biz bu hareketi doğru bulmuyoruz beklentimiz budur ki yeniden bu söylemlerini bu düşüncelerini gözden geçirip büyük hasarlara büyük zararlara sebebiyet vermeden bunların önünü alacak bir biçimde bölgeyi barışa götürecek şekilde yapılacak zulümlerin yapılacak cinayetlerin katliamların önünü alma adına dur demek lazım.
Yemen’deki hareketin adını siz Zeydi ve Şia hareketi koyup Sünni blok olarak buraya saldıracağız anlayışıyla hareket ederseniz bu Şialara değil İslam’a yapılmış bir saldırı olur. Bu İslam’ın birliğine saldırıdır. Şia’ya Sünni’ye saldır emri verenler Sünni ‘ye Şia’ya saldır emrini verenlerdir. Bunlar ne Sünni’yi istiyor Ne Şia’yı istiyor. Bunlar İslam’ı birliği istemiyor bunlar Hz Muhammed’den rahatsızdırlar. Siyasetçiler meselelere mezhepçi bakmamalı. Esası üzerine olayları analiz etmemelidir insanlık adına bölge adına İslam adına uzun vadeli hak esasına özgürlük esasına adalet esasına dayalı bir anlayışla bu bölgede olup bitenleri değerlendirirlerse bizde inanıyoruz ki doğru bir sonuca varılır bölgeye huzur ve barış gelir.
Emperyalistler ve Siyonistler Bölgemizde Mezhep Savaşı Çıkarmak İçin Elinden Geleni Yapıyor, Siz Ülkemizdeki Şia Ulemanın Sesi Olan CABİR’in Başkanı Olarak Bu Konuyla Alakalı Ülkemize Ve Bölgemize Ne Gibi Mesajlar Vermek İstersiniz?
CABİR Başkanı Ş.Hasan Karabulut: Şia 1400 yıldır düşmanına bile ihanet etmemiş, düşmanına bile zulüm etmemiştir Şia 1400 yıldır bu çizgisinden sapmamıştır. Şia uleması bu çizgiyi günümüzde yaşadığı bütün ülkelerde sergilemektedir. Şia’nın tüm ülkelerdeki uleması birlik ve beraberlikten yana bir arada barış içerisinde yaşamaktan yana tavsiyelerde bulunurlar her zaman.
Aynı şekilde Ehli Sünnet kardeşlerimizin de birçoğu bu şekilde düşünmektedir fakat Vahabi inancının zehirlediği kimseler ve şahsi menfaatlerini ön plana atanlar halkın inançlarını kullanarak tedavisi olmayan yaralar açmaktadırlar İslam dünyası üzerinde…
Biz görsel ve yazılı basında konuşurken İslami vahdeti gözetecek kardeşliği koruyacak vatanımızı bayrağımızı koruyacak şekilde mesajlar vermeliyiz İslam dininin de emri budur.
Konuşurken mezhebi taassupla değil Kurani bir bakış açısıyla konuşursak İslam ümmetinin faydasına olur.
Allah bölgemizi ve ülkemizi yangına götürecek tekfirci zihniyetten korusun .