Saadet Partisi’nin Gaziantep İstasyon Meydanı’nda düzenlediği ve on binlerce vatandaşın katıldığı mitingde konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, uyarılarda bulundu. Kamalak, ne füze istediklerini ne de gözyaşı dökülmesini istediklerini söyleyerek, Suriye’de ve bütün İslam coğrafyalarında yaşananlara değindi.
Kamalak:Türkiye’deki Nato üslerini, Nato radarlarını, Nato havaalanlarını gösteriyor. Adana’dan, Amasya’ya, Eskişehir’den Malatya’ya, Diyarbakır’dan, Tekirdağ’a ülkemizde tam 28 NATO merkezi var. Milli Görüş’ün fabrikalarla donattığı Anadolu topraklarını, bunlar, NATO radarlarıyla donattılar. Sanayileşme adına tek bir çivi çakmayanlar, ülkemizi korusun diye NATO askeri çağırıyorlar. Şimdi de Milli Mücadele’deki kahramanlıklarıyla ünlü, üç ilimize Patriot füzesi yerleştirilecek. Patriotlarla birlikte Kahramanmaraş’a Alman askerleri, Adana’ya Hollanda askerleri, Gaziantep’e ise Amerikan askerleri gelecek.Açık ve net olarak bir kez daha haykırıyorum. Gavurun kalkanından Müslüman’a ‘hayır’ gelmez. Amerikanın, Avrupa’nın, İsrail’in ipiyle kuyuya inilmez. Bu yüzden huzurlarınızda Hükümet’e bir kez daha sesleniyorum: gelin; İsrail ve Amerika’nın sahte barış nutuklarına, özgürlük masallarına kanmayı bırakın.
İsrail, Amerika ve Avrupa Birliği politikalarına teslim olmak yerine, bu milletin şanlı tarihine yakışan milli bir duruş ortaya koyun. Yalancı dostlarla, ikiyüzlü müttefiklerle oyalanmak yerine, tarihin bize yüklediği misyona dönün” diye konuştu. Kamalak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hiç şüpheniz olmasın ki; bugün yine aynı kararlılık ve aynı fedakarlıkla bu toprakları korumayı bilecektir. Hangi şart altında olursa olsun, hiçbir esaret ve dayatmaya boyun eğmeyecektir. Ancak burada niyet başkadır. Burada oyun başkadır. Bu Patriotlar, Türkiye’yi korumak için değil, müslümanı, müslümanla savaştırmak için getiriliyor. Müslümanı, müslümana kırdırmak için getiriliyor. Çünkü NATO, barışın değil, küresel emperyalizmin silahlı gücüdür. Nitekim, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra İskoçya’da yapılan toplantıda, NATO, düşman tanımını Kırmızı’dan, Yeşil’e çevirmiştir. O toplantıda dönemin İngiltere başbakanı Margaret Teacher; “Sovyetler Birliği dağıldı ve düşman olmaktan çıktı. Onun yerine yeni bir düşman koymamız gerekiyor. Bu yeni düşman İslam olacaktır” diyerek bunu açıkça ilan etmiştir. Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da yaşananlar bunun en açık delilidir. Bir kez daha hükümeti uyarıyoruz; Yapmayın, bu yanlıştan vazgeçin. Bu millet, esarete, dayatmaya, işgale boyun eğmemek için Çanakkale’de 250 bin şehit verdi. O şehitlerin kemiklerini sızlatmayın” dedi.
Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk:
Türkiye’yi olası bir çatışmada hedef haline getirecek, memleketimizi ateşe atacak olan bir harekete karşı çıkmak için yapıyoruz. Başbakan da, Dışişleri bakanı da Patriot füzelerini olası bir saldırı karşısında topraklarımızı korumak için aldıklarını söylüyorlar. İktidar da biliyor ki, içindeki basit silahlarla mücâdele eden bir gurup insanla baş edemeyen Suriye, Türkiye’ye saldıramaz. İktidarın yaptığı bile bile, kasıtlı olarak milleti aldatmaktır. Bunu niçin yapıyor? İktidar Amerika’ya teslim olmuş durumda, onların istediği her şeyi millet ne derse desin yapmaktan çekinmiyor. Irak’ın işgaline yardım ederken bu gerçeği Başbakan kendisi bizzat itiraf etmişti. 21 Nisan 2003’te The Washington Post gazetesinde Ortak Stratejik Vizyon başlığıyla kendi imzasıyla yazdığı yazıda, Türk halkının yüzde 94’ü Irak’a karşı bir savaşa karşı çıkarken hükümet, Irak’a giren müttefik kuvvetlerinin Türk hava sahasını kullanmasına izin verdiğini itiraf etmişti.
“FÜZELER İRAN’A KARŞI KULLANILACAK”
Bu milleti hiçe sayma davranışını, iktidar varlığını sürdürmek, ABD desteğini kaybetmemek için yapıyor. Patriotların Türkiye’ye konuşlandırılması da aynı mantıkla yapılıyor. Hedefleri Türkiye’yi korumak değil ABD’nin istediğini yapmak. Irkçı emperyalizmin emrinde olan Amerika Birleşik Devletlerinin İran’a saldırması durumunda bu füzeler İran’a karşı kullanılacak. Bir tarafta Amerika, İsrâil ve Avrupa, yanlarında da ABD’nin Stratejik Ortaklığıyla öğünen bir Başbakanın yönettiği Türkiye, Karşı tarafta da İran, Rusya ve Çin. Bu çatışmada ateş altında kalacak olan Türkiye’dir. Yazık günah değil mi? Niçin bu milleti böyle bir felakete atıyorsunuz?