Mescid-i Aksa Hatibi, Yüzyılın Anlaşması komplosunun amacının İsrail rejimi ve Amerika’nın bölgeye hâkim olması olduğunu belirtti ve Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman’ı Filistin meselesinin gerçeğinden habersiz biri olarak nitelendirdi.
Mescid-i Aksa Hatibi Şeyh İkrime Sabri, el-Cezire Mübaşire televizyon kanalına verdiği röportajda, Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırılan Amerika’nın uzlaşı planı ve bu plana finansman sağlamak için Manama’da düzenlenecek olan toplantı hakkında sorulan soruya şöyle yanıt verdi: ‘Yüzyılın Anlaşması, onu kabul eden ya da bu yolda adım atan herkesin suratına bir tokattır.
Bu planın amacı, İsrail ve ABD'nin yalnızca Filistin'e hâkim olması değil, tüm bölgeye hâkim olmasıdır.
Yüzyılın Anlaşmasının amacı, Filistin meselesini yok etmek ve Filistinli mültecilerin meselesini, onları Filistin dışına ve sözde alternatif vatanlarına yerleştirerek ortadan kaldırmaktır.
Yüzyılın Anlaşması temel olarak Amerika için geliştirilen Siyonist stratejik bir plandır ve Amerika da bunu gündeme getirmiştir, çünkü plan bağlamında medyadan sızan bilgiler, bu planı tasarlayanların Amerika değil, işgalci İsrailliler olduğunu ortaya koymaktadır.
ABD bu plan aracılığıyla, Arap ve İslam ülkelerine hükmetmek istiyor ve İsrail de yine bu plan aracılığıyla Filistin ve Filistinli mülteciler meselesine son vermek istiyor.’
Şeyh İkrime Kabi, Bahreyn’in bu düşünce ve plana ev sahipliği yapması ve Birleşik Arap Emirlikleri ve Arabistan’ın iş birliği ve Manama’daki toplantıya katılımı desteklemesi hakkında sorulan soruya cevaben şunları söyledi: ‘Onlar, Yüzyılın Anlaşması planını resmi olarak ilan etmek istemiyorlar, ancak bu planı farklı şekillerde yavaş ve sessizce çeşitli aşamalarda ilerletmek istiyorlar. Bu planın satırlarını Yüzyılın Anlaşmasının bir parçası olduğunu söylemeden teker teker ilerletmek istiyorlar. Onlar, Manama Zirvesi yolyla, Filistinlileri ekonomik açıdan cezbetmeye, güvenceye vermeye ve sizin için ekonomik bir hareket yapmak istiyoruz demeye çalışıyorlar. Amerika’nın dayatacağı durumu kabul etmeleri için onları teşvik etmek istiyorlar. Manama Zirvesi, Yüzyılın Anlaşması planının bir parçasıdır.
Ancak Arap ülkelerinin katılımıyla ilgili olarak şunu söylemek gerekir ki, onlar Amerika’nın emirlerini bu şekilde uygulamak istiyorlar, ancak bu hiçbir şekilde Kudüs ve Filistin meselesi de dahil olmak üzere genel olarak Filistin meselesi konusundaki meşru hakkımızı geçersiz kılmıyor. Kimin bizimle olduğu ve kimin de bize karşı olduğu gerçeklerle kanıtlanmıştır.’
Mescid-i Aksa Hatibi, mecazi bir dille, Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman’ı Filistin meselelerinin gerçeğini bilmeyen biri olarak nitelendirdi ve şunları söyledi: ‘Bazı konular masanın altındaydı ve şimdi masanın üzerine çıktı. Bazı ülkeler gizlice İsrail ile iletişime girmişlerdi, ama şimdi bu konu aleni bir hal aldı. Bazı Arap ülkeleri, Yahudilerin yaşama hakkı ve onların mazlum olduğu gibi açıklamalar yapmıştı. Bu tür açıklamalar yapanlar, konunun gerçeklerini bilmiyorlardır.’
Şeyh İkrime Kabi, “Kastınız hangi ülkeler” sorusu üzerine, “Bu soruyu cevaplamaya gerek yok” dedi.
Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman Amerika’ya gerçekleştirdiği ziyaretinde, Siyonist rejimle ilişkilerin normalleştirilmesi sürecine ilişkin en açık yaklaşımını açıkladı ve Atlantik Dergisi ile yaptığı röportajda, Siyonistlerin Filistin topraklarındaki işgalinden söz etmeksizin onlara “kendi topraklarında” var olma ve huzurlu bir şekilde yaşama hakkını tanıdı ve “Bu konuda Yahudilerle bir sorunumuz yok ve Tel Aviv ile ortak çıkarlara sahibiz” dedi.