Nesur konuya ilişkin olarak şunları söyledi: “Washington ve Tel-Aviv bölgedeki mali destekçilerinin yardımıyla İsrail’in emniyetini büyük oranda sağlamayı başardı. Fars körfezinin şeyhlerin tüm imkanlarını direniş destekçisi olan ülkelere darbe vurmak için kullandı.
İsrail asusluk bürosu MOSSAD paralı uşaklarını eğitip ülke içlerine sızmış, dünyada özgürlük isteyen hareketlerin liderlerine suikast düzenlemiştir. MOSSAD casus eğitmek için özel bir okul kurmuş ve kendi medyasında halkın zihnini karıştırmak amacıyla kullanmak için uluslararası eğitim kurumlarında ajanlarının uzman olarak yetişmesini sağlamıştır.
İsrail yine özel bir üniversitede kendi ülkelerinde suikast yapacak kişiler yetiştirmektedir. Bunlardan biri de Amerika’da bulunan Shelumu Medya merkezidir ve bu merkez Siyonistlerin hedefi için çalışmaktadır. Merkezin bazı müdürleri komplocu bir politikayla göreve gelmiştir. İmad Muğniye, Samir Kuntar, Hasan Ezaliddin ve diğer direniş liderlerine yapılan suikastler, direniş projesine zarar vermek amacıyla Siyonist Rejim tarafından yapılmıştır.
MOSSAD Amerika’nın Irak’taki savaşının en şiddetli olduğu dönemde bile Iraklı bilim adamlarına suikast düzenledi. Amerika’nın Suriye’de meydana getirdiği iç savaşın yanında MOSSAD camilerdeki Âlimlere ve ilmi kurumlardaki akademisyenlere suikast düzenledi. Bu ilim merkezlerden biri olan Şam yakınlarındaki Cemreya defalarca Siyonist Rejim tarafından bombalanmıştır.
MOSSAD’ın direniş hareketine darbe vurma çabaları sadece halk arasından ya da gruplar içinden ajan yetiştirmek yoluyla değildi. İsrail ülkeler ve yönetimlerin arasının açılması yolunu da kullanmaktadır. Bu duruma örnek olarak Mısır ile Siyonist Rejim arasında imzalan Camp David anlaşması gösterilebilir. Bu anlaşma Mısır’ı İsrail’e karşı düşmanlık ve savaş çizgisinden çıkarmaktadır.”