Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
İsrail- Suudi Arabistan ittifakı
İran'a yönelik baskı politikası
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
19-11-2013 09:02 - 1130 Okunma

 İran nükleer sorunu etrafındaki durum yine gergin oluyor. 5+1 Grubu-İran ve UAEK-İran formatlarında yapılan son müzakereler bu sorunun çözme umudunu gündeme getirirken görüşmelerde hakim olan ilerleme ortamından bazıların hoşlanmadığı ortaya çıktı.Rus gazeteci Vladimir Sajin konuyu şöyle yorumluyor:

Dünya tepetaklak oldu. Eski düşmanlar ‘silah kardeşleri’ olmak üzereler. Belirtildiğine göre Suudi Arabistan İsrail ile beraber İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı ortak bir askeri operasyonu hazırlıyor. Bu arada Suudi Arabistan’ın İsrail’i hala tanımadığı ve ülkeler arasında diplomatik ilişkilerin olmadığı merak çekicidir.

İngiliz Sunday Times’in adı açıklanmıyan kaynaklarının bildirdiğine göre Suudi Arabistan İsrail Hava Kuvvetleri uçaklarının toprakları üzerinden uçmasına izin verecek. Dahası, Riyad İran’a saldırının yapılması durumunda İsrail’e hava üslerini açmaya, ayrıca İsrail’e insansız hava araçları, kurtarıcı helikopterler ve yük uçaklarını sağlamaya hazır.

İki ülkenin istihbaratlarının İran’da nükleer silahın ortaya çıkmasını güç kullanımıyla önlemeyi amaçlıyan kriz planı üzerinde çalıştığı iddia ediliyor. Altılar Grubu ile İran arasında yapılan müzakereler sonucunda İslam Cumhuriyeti’nin nükleer programına tamamen son veren bir anlaşmanın imzalanmaması halinde müzakerelerin son gününün İran’a karşı askeri operasyonun ilk günü olacağı planlanıyor.

Genelde Suudiler ve İsrailliler Cenevre’de yapılan müzakerelerin ortadaki sorunu çözmekten daha çok İran’ın gözüne girme çabasına benzediği fikrinde birleşiyor.

Eski düşman olan Suudi Arabistan ve İsrail’in yakınlaşma alametleri Irak’ta Saddam ve Afganistan’da Taliban rejimlerinin düşmesinin ardından İran’ın bölgede etkisinin hızla artmaya başladığı zamandan beri belirlenmeye başlamıştı. Bu arada Amerikalıların Tahran için bu olumlu olaylar ile doğrudan ilgisi vardı.

Tel Aviv’in tepkisi gayet doğaldır. İslam devrimi tarhinden geçen 35 yıl boyunca Tahran İsrail’i devlet olarak tanımayı reddediyordu. İsrail karşıtı söylemleri özellikle eski İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad döneminde güçlenmişti.

Ama İsrail başka, Müslüman ülkesi Suudi Arabistan başkadır. Açıkçası, İran-Suudi Arabistan ilişkileri hiç bir zaman sorunsuz değildi. Sünni ve Şii İslam’ın iki merkezi hep rekabet içindeydi, ama bu rekabet askeri siyasi değil, daha çok ideolojik niteliği taşıyordu.

Görünüşe göre, bugün Riyad’ı en çok endişelendiren İran ve onun bölgede etkisinin artması değil (bu da var tabii), ABD’dir. Onun ana müttefiki Washington yavaş yavaş ama durmadan Tahran’a doğru dönüyor gibi görünüyor. Aynı şey Tel Aviv’in duyguları hakkında söylenebilir. Müttefikine karşı duydukları siyasi kıskançlık sadece ‘Amerikalılara aşktan onlara karşı nefrete doğru’ adım atmaya değil, birbirlerine doğru da adım atmaya itiyor. Suudi Arabistan ve İsrail’in başkentlerinde Orta Doğu’daki siyasi durum gittikçe bu iki ülkenin aleyhine değiştiğini, yaptırımların kaldırılması ve İslam Cumhuriyeti-ABD ilişkilerinin iyileştirilmesinin İran’a büyük imkanlar vereceğini çok iyi anlıyorlar. Ve bu ne Riyad ne de Tel Aviv’in yararınadır.

Peki, Cenevre müzakereleri Suudiler ve İsraillilerin istedikleri yönde gelişmemesi halinde yeni ortaya çıkmış müttefikler İran’ı vuracak mı vurmıyacak mı? Siyaset bilimcisi Vladimir Yevseyev görüşünü paylaştı:

 ‘Tabii ki Riyad ve Tel Aviv İran’ın Batı ile uzlaşmaya ulaşmasını istemiyor, tersine uluslararası toplumun düşmanı olarak kalmasını ve İran nükleer sorununun çözülmemesini istiyor. Ama İsrail ve Suudi çıkarlarının yanısıra diğer ülkelerin çıkarlarının da olduğu unutmamalıdır. Ve İsrailliler ile Suudilerin önceden büyük ülkelerle görüşülmemiş, onaylanmamış her hangi hareketleri gerek Riyad gerekse Tel Aviv için çok ciddi olumsuz sonuçlara yol açabilecek’.

 Uzmana göre Suudiler ve İsraililer İran’a karşı askeri operasyon büyük bir ihtimalle gerçekleştirmeyecekler, ama medya ve psikolojik saldırılarına başlamışlar bile. İsrail ve Suudi Arabistan’ın İran’a karşı askeri hazırlıkları, daha doğrusu bu hazırlıklar ile ilgili bilgilerin sızmasının Cenevre’de yapılan müzakerelerin katılımcılarına bir nevi baskı olduğu bellidir. Kıskanç Suudi ve İsraillilerin önümüzdeki müzakerelerin sonuçlarını etkileyip etkilemeyeceklerini birkaç gün sonra, İran nükleer sorunu konulu görüşmelerin sonraki raundu başladıktan sonra anlayacağız.

Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
19-11-2013 09:02 - 1130 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
23-11-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım