-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Size mümini haber vereyim mi? Mümin, müminlerin nefisleri ve malları hususunda kendisinden emanda oldukları kimsedir. Size müslümanın kim olduğunu haber vereyim mi? Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden emanda oldukları kimsedir. Muhacir ise kötülükleri kenara itip Allah’ın haramlarını terk eden kimsedir. Müminin mümine zulüm etmesi, onu yardımsız bırakması, gıybetini etmesi veya onu kendinden uzaklaştırması/kovması haramdır.”
(el-Kafi, c. 2, s. 235)
-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Değiştirmeye gücü yetmediği halde Allah’a isyan edilen bir toplantıya katılması mümine yakışmaz.”
(el-Kafi, c. 2, s. 374)
-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sözü doğru olanın ameli temiz olur, niyeti iyi olanın Allah rızkını arttırır. Ehline iyi davrananın Allah ömrünü uzatır.”
(el-Hisal, c. 1, s. 88)
-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Adamın birisi Resulullah (s.a.v)’in yanına gelerek şöyle dedi: “Bana, (yaptığım takdirde) Allah ve kullarının beni seveceği, Allah’ın malımı çoğaltacağı, bedenimi salim/sağlıklı kılacağı, ömrümü uzatacağı ve beni seninle haşr edeceği bir ameli öğret.” Bunun üzerine Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bu dediğin amelin altı hasleti vardır ki bu altı haslet de diğer altı haslete muhtaçtır: Allah’ın seni sevmesini istiyorsan ondan kork ve sakın, insanların seni sevmesini istiyorsan, onlara iyilik et ve ellerinde olan şeyleri kendilerine ver. (onlardan alma) Allah’ın malını çoğaltmasını istiyorsan zekat ver, Allah’ın bedenini sağlıklı istiyorsan çok sadaka ver, Allah’ın ömrünü uzatmasını istiyorsan, sıla-i rahimde bulun. Allah’ın seni benimle haşr etmesini istiyorsan Vahid ve Kahhar olan Allah karşısında uzun secdelerde bulun.”
(Sefinet’ul-Bihar, c. 1, s. 599)
-Haris b. ed-Dilhas, İmam Rıza (a.s)’ın şöyle buyurduğunu nakletmektedir: “Mümin şu üç sıfata sahip olmadıkça asla mümin olamaz: Rabbinden bir sünnet Peygamberinden bir sünnet ve velisinden/imamından bir sünnet üzere... Rabbinden bir sünneti, Allah’ın sırlarını gizlemesidir. Nitekim Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: “Görülmeyeni bilen Allah, görülmeyene kimseyi muttali kılmaz. Ancak peygamberlerden, bildirmek istediği bunun dışındadır”[1] Peygamberinden bir sünneti insanlarla iyi geçinmektir. Şüphesiz Allah azze ve celle Peygamberine insanlar ile iyi geçinmeyi emretmiş ve şöyle buyurmuştur: “Sen af yolunu tut, bağışla, uygun olanı emret, bilgisizlere aldırış etme.”[2] İmam ve velisinden bir sünnet ise fakirlik ve hastalık durumlarında sabretmesidir. Nitekim Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: “Lakin iyilik...zorda, darda ve savaş alanında sabredenlerdir.”[3]
(Uyun-u Ahbar’ir-Rıza, c. 1, s. 256)
-İmam Cevad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Mümin insan şu üç haslete muhtaçtır: Allah’tan bir tevfik/başarı, kendinden bir vaazcı/öğütçü ve kendisine nasihat edenlerin nasihatını kabul etmek...”
Munteh’el-Amal c.2 s.554
-İmam Ali b. Hüseyin’e, nasıl sabahladın, Ey İbn-i Resulillah?” diye sorulunca şöyle buyurdu: “Benden şu yedi sıfat taleb edilir bir halde sabahladım: Allah-u Teala benden farzları taleb etti, Peygamber (s.a.v) sünnetini taleb etti, ailem rızık ve yiyecek taleb etti, nefsim şehveti taleb etti, şeytan günahları taleb etti, amellerin koruyucusu olan iki melek amelin doğruluğu taleb etti, ölüm meleği ruhu taleb etti, kabir bedenimi taleb etti ve ben, benden istenilen bu yedi sıfat arasında kalmış bir halde sabahladım.
(Bihar’ul-Envar, c. 76, s. 15)
-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki her şey müminden korkar, zira mümin Allah’ın dininde aziz ve güçlüdür, aynı zamanda mümin hiç bir şeyden korkmaz. Bu her müminin göstergesidir.”
(Bihar’ul-Envar, c. 67, s. 305)
-“Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: “Sizden; iyiye çağıran, doğruluğu emreden ve kötülükten men eden bir cemaat olsun. İşte kurtuluşa erişenler yalnız onlardır.”
Al-i İmran/104
-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ümmetim iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak hususunda gevşek davranıp bu önemli işi birbirine havale ettiklerinde Allah-u Teala’ya karşı savaş ilan etmiş olurlar.”
Bihar’ul-Envar, c. 100, s. 92
-Emir’el-Müminini İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Marufu emret ve ona uyanlardan ol, münkeri elinle ve dilinle gider. Münkeri isteyenlerden tüm çabanla uzaklaş ve sakın. Allah yolunda hakkıyla cihad et. Hiçbir kınayıcının kınaması, seni onun yolundan alıkoymasın. Nerede olursan ol, hak yolunda güçlülüklerin en şiddetlilerine korkusuzca atıl.”
Nehc’ül-Belağa, 31. Mektup
-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak Peygamberlerin yolu ve salihlerin metodudur. Bütün farzların kendisiyle ikame edildiği büyük bir farzdır. Diğer inançlar onunla emniyete erer, kazanç ve işler onunla helal olarak gerçekleşir, zulümler ortadan kalkar ve yeryüzü düzene girer.”
el-Kafi, c. 5, s. 56
-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim bir kötülük görürse, eliyle o kötülüğü nehy etsin. Gücü yetmezse diliyle, ona da gücü yetmezse kalbiyle nehy etsin.”
Vesail’uş-Şia, c. 16, s. 135
-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Bir ümmet iyiliği emredip kötülükten sakındırdıkça; iyilik ve takvada yardımlaştıkça sürekli hayırlar/iyilikler içinde yaşar. Aksi takdirde böyle davranmadığı müddetçe onlardan tüm ilahi bereketler alınır.”
et-Tehzib, c. 6, s. 181
-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bütün hayırlı amellerin ve hatta Allah yolunda cihadın bile, iyiliği emretme ve kötülükten sakındırma görevinin karşısındaki konumu; ağızdaki tükürüğün, dalgalı denizler karşısındaki konumu gibidir.”
Bihar’ul-Envar, c. 100, s. 89
-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah azze ve celle Şuayb Peygamber (a.s)’a şöyle vahiy etti: “Ben Şüphesiz ki senin kavminden yüz bin kişiyi azaba düçar kılacağım. Bu yüz bin kişiden kırk bin kişisi kötüler, altmış bin kişisi ise iyilerdir.” Bunun üzerine Şuayb Peygamber (a.s) şöyle buyurdu: “Ya Rabbi! Kötüler azaba layıktır, ama iyiler neden bu azaba düçar olacak?” Allah azze ve celle ona şöyle vahiy etti: “Zira onlar da kötülerle uzlaştılar ve ben gazaplandığım halde onlar gazaplanmadılar.” (Onlar günah işlediğinde hiçbir şey demediler, iyiliği emredip kötülükten sakındırmadılar.)
el-Kafi, c. 5, s. 56
-Enes b. Malik şöyle diyor: “Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Benden altı şeyi kabul edin, ben de size cenneti kabul edeyim (cenneti garantileyeyim):
1-Konuştuğunuz zaman yalan söylemeyin.
2-Söz verdiğiniz zaman sözünüzden caymayın.
3-Güvenildiğiniz zaman ihanet etmeyin.
4-Gözlerinizi (günahlara ve haramlara) kapayın.
5-Avret mahallinizi (ırzınızı) koruyun.
6-El ve dillerinizi haramlardan koruyun.”
|