Türkiye Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulisi Akar, Suudi Arabistan’da 13 ülkenin genelkurmay başkanının “IŞİD ile Mücadele İttifakı Toplantısı” katıldı.
Bu toplantıda selefi Vahhabi Tekfirci terör örgütü IŞİD’e karşı ortak mücadele yolları görüşüldü. Amerika liderliğindeki DAEŞ ile savaş koalisyonu Eylül 2014 tarihinde kurulduğu halde, son 28 ayda Tekfirci terör örgüt DAEŞ ile ciddi ve etkin bir mücadele yapmayıp, göz alıcı bir başarı da kaydetmedi. Hatta Amerika başkanı Barack Obama DAEŞ’in ancak 3 yıl zarfında zayıflatılabileceğini, tamamen imha edilebilmesinin 10 yılı süreceğini iddia etmişti. DAEŞ ile savaş koalisyonu Amerika liderliğinde 68 ülkeden oluştu. Amerika ile koalisyon üyesi bazı ülkeler DAEŞ’le savaşın Irak sahasında odaklanmasını istiyor ve Suriye koluna dokunulmaması gerektiğini belirtiyorlardı.
Türkiye hükümeti de uzun süre DAEŞ ile savaş koalisyonuna katılmadı ve İncirlik hava üssünü DAEŞ ile savaş güçlerine açmadı. Bu nedenle Amerikalı askeri yetkilileri NATO’nun Türkiye ile Irak ve Suriye ortak sınır bölgelerine konuşlandırılmasını, DAEŞ teröristlerinin Türkiye’ye giriş çıkışının önlenmesi gerektiğini belirttiler. Amerika liderliğindeki DAEŞ ile savaş koalisyonu üyesi ülkelerin bazısı Irak’taki DAEŞ’in Kötü ve Suriye’deki DAEŞ ile diğer tekfirci terör örgütlerinin İyi olduğunu ileri sürdüler. DAEŞ ile savaş koalisyonun kurulması ardından Irak’ta DAEŞ’e yapılan operasyonlar etkili olmadı ve DAEŞ daha bir güç kazandı.
Ancak Rusya’nın DAEŞ ile savaş sahasına inmesi, İran İslam cumhuriyetinin de Irak ve Suriye Ordularına ve halk direniş güçleri Haşdüşşabi birliklerine yardım etmesi ardından Amerika liderliğindeki Koalisyon güçleri DAEŞ ile Savaş’ı bir ölçüde hızlandırma zorunda kaldılar. Irak ve Suriye ordularıyla halk direniş güçleri İran’ın askeri danışmanlığıyla Rusya hava kuvvetlerinin himayesinde DAEŞ ile Nusra Cephesi gibi tekfirci teröristleri imha etmede büyük bir ilerleme kaydettiler. Ancak Amerika ve müttefikleri DAEŞ’e karşı bu etkin savaşı baltalamak ve önlemek amacıyla Irak ve Suriye orduları ve destekçisi Rusya ile İran’ı Sivil ve Sünni Müslümanları katliamdan geçirmekle suçladılar.
Ancak bütün bu karalama kampanyaları boşa çıktı ve DAEŞ ile Nusra Cephesi ve uzantıları Irak ve Suriye’nin birçok bölgesinden temizlendiler ve halk kesimlerinin teröristlerden temizlenmiş güvenli bölgelere geri gelmelerini sağladılar. İran İle Rusya’nın desteğindeki Irak ve Suriye orduları bir çok bölgeden teröristleri imha ettiler. Irak’ta Elenbar, Fellüçe, Tikrit ve diğer bölgeler DAEŞ’ten temizlendi. Sıra Musul ile telafir’e geldi. Musul’un da bir çok bölgesinden DAEŞ temizlendi. Suriye’deki Halep şehri de DAEŞ, Nusra cephesi ve diğer tekfirci terör örgütlerinden temizlendi. Sıra İdlib, Elbab, Rakka’ya geldi.
Burada dikkate değer nokta şudur ki; Amerika liderliğindeki DAEŞ ile savaş koalisyonu 68 ülkeden oluşuyordu. Ancak Riyad toplantısına sadece 13 ülkenin genelkurmay başkanları iştirak etti. Demek ki, DAEŞ ile Savaş koalisyonu göstermelik ve sembolik ittifaktır. Amerika bütün ülkeleri ikna edip seferber etmekten aciz kalmıştır. Suudi Krallık rejimi DAEŞ ile Savaş toplantısına ev sahipliği yaptığı halde Irak ve Suriye’de DAEŞ’in en büyük destekleyicisiydi. Çünkü düşünce yapısı açısından DAEŞ’in anası sayılıyor. Amerika dış işleri bakanı John Kerry de geçenlerde yaptığı açıklamada, Suriye hükümetini devirmek için DAEŞ’i kurduklarını itiraf etti. Bu nedenle DAEŞ’i kurdurup destekleyenlerin Riyad’da toplandıkları ve hedef saptırmaya çalıştıkları görülüyor.