Iraklı güçler geçtiğimiz gün Musul’un batı şeridinde bulunan Emniyet Merkezi ve Adliye binalarını kontrol altına aldı.
Irak Ordusu ve Federal Polis güçlerinin Emniyet Merkezi ve Adliye binalarını kurtardığını ve diğer hükumet binalarının kurtarılması için de ilerleyişini sürdürdüğünü bildirdi.
Yine aynı kaynak, Iraklı güçlerin pazartesi günü İçme Suyu ve Kanalizasyon İdaresi binasını da kurtararak bu binaya Irak bayrağı astığını belirterek, Irak Hızlı Reaksiyon Kuvvetleri ve Federal Polisi Musul’un sağ şeridindeki Elektrik İdaresini de teröristlerin işgalinden kurtarmayı başardığını açıkladı.
Irak Başbakanı Haydar El-İbadi 19 Şubat Pazar günü Musul’un sağ şeridinin kurtarılma operasyonunun başladığını açıklamıştı. Irak Güçleri operasyonunun başlamasından bu yana birçok köy IŞİD terör örgütünün işgalinden kurtarılmış bulunuyor.
Musul’un batı yakası şeridinin kurtarılması operasyonuna, Irak Ortak Güçlerinden binlerce kişi ile birlikte askeri helikopterler ve tophane birlikleri katılmaktadır.
Musul operasyonu 24 Mart 2016’da başladı ve operasyona katılan Ordu birlikleri, Federal Polis, Halk Güçleri ve Peşmerge’den oluşan Iraklı Güçler bugüne kadar Neyneva’da yüzlerce km’lik alanı IŞİD terör örgütünün elinden kurtardılar.
Musul saha gelişmeleri IŞİD terör örgütünün Irak’ta en zayıf dönemine girmiş bulunduğunu ve artık miadlarının dolmak üzere olduğunu göstermekte. Öyle ki Musul valilik binasının kurtarılması IŞİD terör örgütünün artık hiç bir şey yapamaz konumda olduğunu göstermiştir. Öyle ki Iraklı yetkililer bu bina ve çevresinin kurtarılmasının sadece dört saatte gerçekleştiğini belirtiyorlar.
Bu arada Irak acil eylem güçleri komuta sözcüsü Abdul Emir Muhammedavi, Musul’un ed-Davase bölgesinde hükümet binalarının ele geçirilmesinin gerçekte Batı Musul’da başlatılan operasyonun %80’inin ilerleme kaydettiğini gösterdiğini söyledi
Burada dikkat çeken bir başka husus IŞİD terör örgütünün de bu yenilgiyi kabullenmesi olmuştur. Zira Irak güçlerinin Musul’daki son zaferleri ardından IŞİD, kendi güçlerinden Musul’u terkederek Suriye’nin Rakka şehrine geri çekilmeleri yönünde direktif vermiştir. Bu mesele ise Suriye ve Irak olaylarının birbirine göbekten bağlı olduğunu ve birinin sorununun çözüme erdirilip ötekinin sorunuyla ilgilenmemenin anlamsız olacağını göstermiştir. Terör örgütünün kökünün kesilmesi gerekiyorsa hem Suriye’de ve hem Irak’ta aynı zamanda kesilmesi ve terör örgütlerinin bir daha kendi varlıklarını gösterecek imkanı bulmasına izin verilmemesi gerekmektedir.
Musul Operasyonunun daha ilk başından beri bu operasyona muhtelif bahanelerle şiddetle karşı çıkan ve sözde bölgede Sünni kıyımı yaşanacağı safsataları ile operasyona engel olmak isteyen terör örgütlerinin Batılı, Arap ve Türk destekçilerinin teröristleri nihayetinde Suriye’nin rakka bölgesine kaçıracakları söylentileri dillere düşmüştü. Ancak Suriye ordusu ve direniş güçlerinin de teröristler karşısında üstün başarılar elde ederek teröristlere ağır darbe indirmesi ve önemli zaferler kazanması ve ülkenin önemli stratejik şehri Halep’in kontrolünü yeniden ele geçirmesi teröristlerin destekçilerini şoka sokmuştur.
Bu şartlarda teröristlerin Rakka’ya kaçmaları aynı zamanda teröristlerin destekçilerinin de stratejisidir. Bu arada IŞİD terör örgütü kendi açısından bir ölüm kalım savaşı verirken, teröristlerin destekçileri de kendi tüm güçlerini Suriye üzerine odaklamış ve Suriye yenilgisinden en az zararla çıkma yollarını aramaktalar.
IŞİD’in Suriye’de yenilgisi ve yok oluşu, Suriye yönetiminin devrilmesi yolunda 6 yıllık bir hayal ve arzunun da kökten silinip yok olması manasınadır ki bu arzunun yok olmaya başladığı alametleri şimdiden belirmeye başlamış ve Astana ve Cenevre 4 oturumun bunun açık bir örneğidir.
