İmam Rıza (as) |
|
|
|
09-09-2014 08:11 - 4944 Okunma |
|
|
Hz. Resûlullah’tan (Sallallahu Aleyhi we Âlihi) şöyle buyurmuşlardır:
“Benden bir parça Horasan’a defnolunacaktır. Dertli bir kimse yoktur ki O’nu ziyaret ettiğinde Allah o kimsenin derdini gidermesin. Günahkar bir kimse yoktur ki O’nu ziyaret ettiğinde Allah o kimsenin günahını bağışlamasın.”
İşte o “Peygamber’den bir parça”, o dönemde Horasan’a bağlı ve şu anda İran’ın meşhed şehri olarak bilinen topraklarda medfun olan; Oniki pâk hidayet nurunun sekizincisi Hz. İmam Ali Rıza’dır (Aleyhisselâm). Bulunduğu toprakların bir diğer eski adı da “Tûs”tur.
Ehlibeyt (Allah-u Teâlâ'nın en ulvî salât-u selâmı, başta Hz.Resûlullah olmak üzere hepsine olsun) hanedanını doğumuyla sevince boğan Hz. İmam Rıza (Aleyhisselâm) H. 148 senesinde 11 Zilkade günü Medine-i Münevvere’de dünyayı şereflendirmiştir. Doğumu başta babası Hz. İmam Musa Kâzım’ın (Aleyhisselâm) olmak üzere tüm Evlâd-ı Resûl hanedanına ve müminlere büyük sevinç yaşatmış, bu mubarek münasebet ile Allah-u Teâlâ yer ve gök sakinlerini hayır, bereket ve feyz sağanağına tutmuştur.
Babası Allah-u Teâlâ tarafından atanan ve Hz. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi we Âlihi) tarafından teker teker isimleri ile zikrolunan on iki Pâk hidayet İmamlarından, yedinci nur Hz. İmam Musa Kâzım (Aleyhisselâm) Efendimizdir. O’nu (Aleyhisselâm) “Rıza” olarak adlandıran babası Hz.İmam Musa Kâzım (Aleyhisselâm) Efendimizdir. “Murteza-Razı olunan” olarak da adlandırılmıştır ve bu; dedesi Hz. İmam Sadık’ın (Aleyhisselâm) şahadetinden 5 yıl sonra olmuştur.
Annesi ise kendi döneminde ve tüm dönemlerdeki en mümin ve en akıllı hanımlarından biri olan ve “Ummu Veled” ya da “Tekettum” isimleri ile bilinen ve Hz. İmam Kâzım (Aleyhisselâm) tarafından “Tahire/Pâk Hanım” olarak adlandırılan Hz. Necme Hanımefendi’dir.
Pâk İmam Ali (Aleyhisselâm) hanedânı dostları ve takipçilerinin arasında yaygın bilinen bir gerçek vardır. O da Masum İmam’ın (Hepsine selâm olsun) keramet ile başlayıp keramet ile bittiğidir. Hz. İmam Rıza (Aleyhisselâm) için batınî bir keramet vardır ve dünyaya teşrif etmelerinden önce olmuştur. Şeyh Mufîd bu keramete işaret ederek şunları söylemiştir:
Şeyh Saduk, senedi Ali bin Meysem’e, Ali bin Meysem’den babasına ve babasından da Annesi’ne dayanan bir hadiste şöyle naklediyor:
“İmam Rıza’nın annesi Necme Hatun’un şöyle dediğini duydum: “ Oğlum Rıza’ya hamile kaldığımda hiç hamilelik ağırlığı hissetmedim. Uyuduğumda da karnımdan tesbih, la ilahe illallah ve Allah-u Teâlâ’ya övgü sözleri geldiğini duyuyordum! Bu (durum) beni ürkütüyor ve korku yaşatıyordu. Uykudan uyandığımda da hiçbir şey duymuyodum. O’nu doğurduğumda yere düştü ve alnını yere koyup başını yukarı kaldırdı, konuşuyormuş gibi dudaklarını oynatıyordu. Babası Musa bin Cafer (Aleyhisselâm) odamıza girip bana şöyle dedi: “Ne mutlu sana ey Necme, Rabbinden bir keramet(tir bu)” Ben de O’nu beyaz bir beze sarılı halde O’na uzattım.(Bebeği alıp) sağ kulağına ezan ve sol kulağına kamet okudu. Sonra Fırat suyu getirilmesini emredip (bebeğin) ağzının içine (o sudan) sürdü. Sonra yeniden bana uzattı ve şöyle dedi: “Al O’nu ya Necme; o yeryüzündeki Bakiyyetullah’tır! (*)” buyurdu.
(* Allah’ın yeryüzünde bıraktığı,baki kıldığı demektir. Bu ibare Kur’ân-i Kerîm’de yer almış ve şöyle zikredilmiştir: “İman etmişseniz Allah'ın baki kıldığı sizin için daha hayırlıdır…” Hud Suresi 86.ayet)
Hiç şüphe yok ki Hz. İmam Rıza’nın (Aleyhisselâm) kerametlerini ve faziletlerini anlatmaya değil bu gün, günler ve hatta haftalar yeterli değildir. Ancak biz “sözün en hayırlısı az ve öz olanıdır” diyerek daha fazla sözü uzatmıyor ve Hz. İmam Rıza’nın (Aleyhisselâm) pâk doğumunda, dünyaya teşriflerinin öncesinde ve sonrasına vuku bulan kerametlerini zikretmekle yetiniyoruz. Hiç kuşkusuz Hz. İmam Rıza’yı (Aleyhisselâm) methetmeye kalktığı zaman insanı bir acziyet kaplamaktadır.Büyük Arap şairi Ebu Nuas’a Hz. İmam Rıza’yı (Aleyhisselâm) methetmelerini söylediklerinde onlara bir dörtlük ile cevap vermiş ve son satırda şöyle demiştir:
“Dedim ki: gücüm yetmez methetmeye; Cebrail’in Babasına Hizmetkâr olduğu kimseyi!”
Evet; hakikaten de böyledir. Pâk dünyaya gelişi, hayrın ve tevhidin hakikatinin yeni bir tecellisi olmuştur. Ehlibeyt’in (Allah-u Teâlâ'nın en ulvî salât-u selâmı, başta Hz.Resûlullah olmak üzere hepsine olsun) sekizinci hidayet önderi ve yeryüzündekilerin güvencesi Hz. İmam Rıza (Aleyhisselâm); yaşadığı dönemde Müslümanları saran zorbalık, heva ve gericilik fırtınaları arasında Rabbani liderlik vazifesini eda etmiş ve söz,fiil ve tavırları ile; her asırda hak ve hakikat aşığı insanları hak yola iletmiştir. O mubarek olduğu gibi doğumu da pek mubarektir ve bu büyük ilahi hediyenin yeryüzüne indiği gün birçok insanın hayatına özel bereketlerin inmesine vesile olmuştur. Allah-u Teâlâ dünyada O’nun (Aleyhisselâm) ziyaret edebilmeyi ve ahrette de şefaatine nail olmayı nasib buyursun. Hiç şüphesiz bu hem dev bir nimet,hem de çok çok büyük bir zaferdir.
Selâm olsun;
Tus diyarında gurbette medfun olan
Pâk İmamların oğlu
Ve Pâk İmamların Atası
Musa Kâzım oğlu Ali Rıza’ya…
Doğduğu günde,
Şehîd olduğu günde
Ve yeniden dirileceği günde
Çok, çok selâm olsun!
|
|
|
|
|
|
09-09-2014 08:11 - 4944 Okunma |
|
|
|
|
Caferider Web TV |
|
|
|
Video Galeri |
|
|
|
|
Foto Galeri |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|